5 YIL ÖNCE
AZAD'IN AĞZINDANHer zamanki gibi demirci dükkanında çalışıyordum moralim bozuk bir şekilde. Saat öğlene geliyor olmasına rağmen omuzlarıma ağır bir yük binmiş gibiydi. Biraz soluklanıp nefeslendikten sonra elimdeki işe geri döndüm. Tıkır tıkır uğraştığım makinenin sesini bölense açılan kapı olmuştu. İşimi bırakıp kapıya baktığımda Ferat'ın geldiğini görmüştüm. Neşem yerine geliyordu onu görünce. Köy yerindeki bu yasak aşk imkansız olmasa da bizi çok zorluyordu. Ama birlikteliğimizin mutluluğu sayesinde bir sorun hissettmiyorduk. Elbette saklıyorduk ama ikimizin arasındaki bu sır bizi bir şekilde keyiflendiriyordu.
"Azad, müsait misin?"
Yüzündeki çapkın ifadeyle bana adım adım yaklaşıyordu. Onun bu istekli ve tutkulu halleri beni çok mutlu ediyordu.
"Müsaitim müsaitim. Sen iste ben hep müsaitim."
Ben de ona karşı istekliydim. Bu yüzden iyi anlaşırdık, birbirimiz severdik. Yüzümdeki neşeli ifade de bunu ona gösteriyordu.
"Arka oda boş mu?"
Hınzırca ifadesiyle sorduğu uslu olmayan sorusuna karşılık ben de ona ayak uydurup hınzırca güldüm. Kolunu yakaladığım gibi de onu arka tarafa çekmeye başladım. Elimdeki eli avcumla oynayıp beni huylandırıyordu. Arka odaya vardığımızda kapıyı ayağıyla kapatmış ve beni kapıya arasına alıp öperken eliyle de kilidi yoklayıp kapıyı kilitlemişti. Az ilerideki çekyata doğru öpüşerek ilerlemiş ve beni çekyata bırakırken de öpmeye devam etmişti. Bu sakin öpüşleri bir kenarda bırakıp daha hırçın öpmek istiyordum ama o tüm bu isteklerimi yanlış anlarmış gibi durmuştu.
Dudaklarıma bakıp nefes nefese konuşmaya başladığında onu duyamayacak kadar darmadağın olmuştum. Yüzüne biraz boş bakmış olsam gerek ki sözlerini tekrarlamadan önce dudaklarımı tekrar öptü.
"Azad! Sana bir sürprizim var, biraz bekle getireceğim."
"T-t-tamam..."
Odadan çıktığında oluşan bir soğukluk vardı sanki. O olunca harlanan bir ateşti sanki içim.
Odaya geri gelen Ferat'la birlikte içimdeki bu ateş yeniden yanmıştı. Gözlerim elindeki pembe beyaz şeritli hediye kutusuna takılmış ve bende bir heyecana neden oluyordu.
"Ne duruyorsun açsana."
Bana kutuyu uzatan Ferat'a gözlerim parıldarken bakıyor ve hediyeyi açmaya çalışıyordum. Kapağın altındaki kırmızı sütyen gözlerimi kocaman açmama sebep olmuştu. Ferat'a bu ne diye soramadan o, sütyeni alıp kutuyu kenara attığı gibi dudaklarıma kapanmıştı. Tüm bunları benim anlamama izin vermeyecek bir çabuklukla yapmıştı.
Öpüşürken beni belimden tutup kaldırmıştı.
"Azad'ım, bunu giyer misin?"
"F-ferat, giymesem olmaz mı?"
"Ama lütfen, seni çok özledim. Seni böyle düşlüyorum haftalardır."
Bu dedikleri kalbime dokunmuştu. Beni düşlemiş miydi gerçekten? Çok tatlı. Onun beni sevmesi beni hiç olmadığım kadar mutlu ediyordu.
Ferat'ın elinden kırmızı, dantelli ve oldukça açık sütyeni alıp üstüme tutmuştum. Şaşırmıştım bu isteğine karşı. Yine de bunu yapmak isterdim, sonuçta Ferat da ben de mutlu olacaktık. Ferat'a bakıp
"B-bunu mu giyeceğim gerçekten?"
Ferat sütyenden açıkta kalan boynum va altını seyordu. Sonra da kollarımı okşayarak üstümdeki sütyeni tutup omuzlarımdan geçirmişti. Oldukça yavaş geçiriyordu kırmızı sütyenimin askılarını. Tenime değen ipler beni heyecanlandırıyor hem de korkutuyordu. Yüzümün düşük olduğunu görmesiyle birlikte
"Azad'ım... Çok güzel oldu."
Omzuma kondurduğu minik buse içimdeki mutluluğu yüzüme geri getirmişti. Sonra öptüğü omzumu avcu içine alıp sıkmıştı.
"Dön arkanı."
Nefesi omzuma çarparak söylediği bu sözler aletimin daha da sertleşmesine sebep oluyordu. Yavaşça arkamı dönerken omuzlarımdan tutup beni hızlıca arkama döndürdü. Sütyenin kopçasını takarken boynuma eğilip yalamıştı. Yalayıp ıslattığı yerleri bir bir ısırmaya başlamıştı. Dudaklarımı birbirine bastırmış inlememek için çabalıyordum.
Ellerini sırtımdan çekip aşağı sürterek belime kadar indirmiş daha sonra pantolonumun beline taktığı parmaklarını düğmeme getirip açmaya başlamıştı. Fermuarımı açıp pantolonumun düşmesini sağladı. Kalçalarımı saran boxerımı çıkarmadan önce elleri arasında yoğurmuştu. Kanca gibi olan parmaklarıyla boxerımı da çıkardı ve belimden tutarak soğuk duvara doğru adımlattı. Birkaç adımın ardında beni hızla duvara çarpmış
"Dayanamıyorum Azad, çok özledim görevdeyken."
Hızla çarpmasıyla refleks olarak ellerimi kaldırıp duvara tutunmuştum. Bunu da fırsat bilip kalçalarımı arkaya doğrulmuştum.
"Hadi Ferat, ben de dayanamıyorum."
Dediklerimle gülüp üzerini çıkarmaya başlamıştı. Sesler buna işaret ediyordu. Arkama geçtiğini de kalçamda hissettiğim uzun erkekliğiyle anlamıştım. Beklemeden eliyle aletine yön verip deliğime hiç beklemeden sokmuş ardından içimdeki gitgellerine başlamıştı. Hissettiğim yoğun ve derin acı nedeniyle gözümden yaş gelerek
"Ferat, dur... Lütfen."
Laflarıma aldırmadan hareketlerine devam etmesi sinirimi bozmasına rağmen hareketleri devam ettikçe hissettiğim acı yerine zevke bırakmıştı. Başımı arkaya atmış hızlıca nefes alıp veriyordum. Acıyı unutup zevke odaklanmıştım. İnlemelerim arttıkça Ferat kafasını açıkta kalan boynuma gömmüş derin nefeslerini boynuma vermeye başlamıştı. İçimden çıkıp hızlıca beni kendine dönürken
"Gel."
Bileğimden kavramış, beni arkasından sürüklerken bileğimi bırakıp
"Bekle."
Dediği üzerine olduğum yerde bekleyip hareketlerini izlemeye başlamıştım. Çekyatı açmasıyla yanına ilerleyip boynundan ve yanaklarından tutarak dudaklarına kapanmıştım. Benden ayrılıp kulağıma doğru eğilerek
"Biraz bekle, yeni bir şey getireceğim."
nefesleri tenime çarptıkça heyecanlanıyordum. Daha önce farklı şeyler denemiştik ama her sürprizi beni ayrı bir meraklandırıyordu. Ellerini arkada saklamış bana doğru yaklaşırken içimdeki heyacan dalgası gitgide artıyordu. Ellerini arkasından çıkarıp bana doğru uzatınca elindeki şeyle şoka uğramıştım. Elinde taşıdığı uzun copu (medyada var) bana doğru uzatması brni germişti.
"N-ne yapacağız onla."
"Görürsün."
Bunu söylerken çenemden tutmuş beni yavaşça koltuğa yatırıyordu. İki ayak bileğimden tutup kafama kadar iterek ayaklarımı iyice açtı. Bacaklarımın sabit kalması için ben kollarımı baldırlarımın üstünden geçirerek pozisyona girmiştim. Üstüme eğilip öpmeye başlaması beni rahatlatmıştı. Bir yandan sağ elinin prta parmağıyla deliğimin etrafında daireler çiziyordu. Eli deliğimden çekildiğinde gözlerimi açıp eline baktım. Eline copu aldığında dudaklarımdan ve üstümden çekilip bana bakmış ve copu deliğime dayamıştı.
"F-ferat hayır. İstemiyorum bunu."
"İnan bana seveceksin."
Sözleri bittiği gibi copun bir kısmını içime göndermişti. deliğim sadece acımıyor aynı zamanda sızlıyordu. Yırtılacak gibiydi. gözlerimden akan yaşlara hakim olamıyorken ayaklanmaya çalıştım
"Ferat istemiyorum. Çıkar şunu."
"Azad dur! Seveceksin."
Sert bir tonla söylediği sözler beni korkuturken ayaklanmak için doğrulmaya çalıştım. Tam o sırada üstüme beni tutmak için eğilen bir Ferat gördüm.
"Ferat çekil! Kalkacağım."
" Hayır Azad. Kalacaksın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERZAD +18
RomanceKüs iki çocukluk arkadaşı barışıp yalnızca arkadaş mı olacak yoksa bundan daha fazlası mı? Peki ya verilen kararlar bizi nereye taşır? Azad ve Berzan'ın verdiği kararlar onları nelere sürükleyecek? . . . . . . . . . . . . . . . . . Eşcinsel bir kurg...