Bar (2.SEZON)

142 8 2
                                    

Duyduklarımla uğradığım şokla donakalmıştım. İnlemek derken?! Umarım doktordur bu adam.

"Doktor musunuz?"

"O anlamda inlemiyordu."

Duyduklarımla önce Azad'a sonra Ferat'a bakıp Azad'ın yanına ilerledim. Alnımı alnına dayayıp yanağına sağ elimi attım. Yanağını hafifçe okşadıktan sonra hızlı bir tokat atıp hızlı adımlarla dükkandan çıktım. Demircinin demir kapısını hızlıca çarparak çıktım. Hızlı adımlarla muhtarlığa yürürken hıçkırarak ağlıyordum. Midemin bulantısı artarken durağa yürümeye devam ediyordum. Ne yani aşkından öldüğüm bu adam beni aldatıyor muydu? Bu yüzden mi son zamanlarda garip davranıyordu?! Günahına rağmen aşık olduğum adam bana bunu yapmış mıydı? Tesadüfen durağa gittiğim gibi gelen merkeze giden otobüse bindiğim gibi arka koltuğa kendimi atıp ağlamaya başladım. Allah'ım neden bu benim başıma gelmişti? Aileme karşı çıkıp sevdiğim adam beni neden aldatmıştı? Otobüs Azad ile beraber gittiğimiz klubün önünden geçerken anılar canlandı gözümde

"Kaptan, beni sağda tükür!"

Otobüsten inmemle duraklayıp derin bir nefes aldım. Nefesi verirken omzumda hissettiğim elle hızlıca arkama döndüm. Arkamdaki adam otobüste de arkamda oturuyordu.

"Sen otobüsten indin ama benimki inmedi."

"Ne diyorsun sen be!"

"Gay bardasın gülüm. İndirirsin."

Yaklaşıp göğsümü ellemeye çalışınca elini tutup bağırdım.

"İbne misin nesin be! S*ktir git başka herif bul s*kini indirecek!"

Elini sertçe bırakırken karnına tekme atmıştım. Yere yığılmasını fırsat bilip barın içine ilerlerken öfkemi kontrol etmeye çalışıyordum.

Barın derinliklerine ilerledikçe kucak kucağa adamlar, tekila taşıyan garsonlar, önlerinde binbir çeşit yemek ve meze olan adamlar önüme çıkıyordu. Aralarından birinin bana olan bakışının ilgimi çekmesiyle yanına gidip bacağına oturdum. Eğilip kulağına nefesimi vererek

"Boş bir odaya gitmeye ne dersin?"

Azad'la olan olayların netliğe kavuşmamasına rağmen bunları yapmam etik gelmese de intikam almak istiyordum.

Adamın kulağına söylediklerimin ardından adam kalçamı sıkmış ve boynumu ısırarak ayaklanmıştı. Kolunu omuzlarıma atıp ensemden kavrayarak beni arkadaki boş odalara yönlendirirken arkadan gelen sesle irkildim

"Berza-"

Arkama dönmemle Azad'ı görmem bir oldu. Aldırış etmeden önüme dönüp yanımdaki adamın dudaklarına yöneldim. Dillerimiz buluşurken adam hızlıca benden ayrılıp alnını alnıma dayayarak nefes nefese konuştu

"Bana Murat de!"

Kulağına eğilerek fısıldadım
"Koyayım da tur at."

Ufak bir tebessümle beni kalçamdan kavrayıp kucağına aldığı gibi mekanın uç tarafına doğru ilerlemeye başladı. Arkada kalan Azad bize öylesine şaşkın bakıyordu ki sinirli bakması gereken gözleri yalnızca şokla aralanmış, bize bakıyordu. Karşılıklı duran odaları sora sıra geçerek boş olan birine gelmiş kapıyı hızla açmış ve açmasından da hızlı olacak şekilde içeri girdiğimiz gibi kapıyı kapatmıştı. Beni kucağından indirip kendini kapı tarafına almış beni öpmeye başlamıştı. İçine çeke çeke öptüğü dudaklarımla işi dakikalarca sürmüştü. Ayrıldığında ikimiz de nefes nefese olmamıza rağmen hiç ara vermeden tabiri caizse boynuma yumulmuştu. Hem öpüyor hem dilini de kullanıyordu. Gömleğimin düğmelerini bir bir açıp göğüsüme indirdiği dudaklarıyla ufak bir inleme kaçtı dudaklarımın arasından.

Kapının ani bir gürültüyle açılmasıyla kafamı çevirip gördüğüm manzarayla şoka uğradım. Kapıyı tekmeleyerek açan bir Azad gördüğümde sesimi yükselterek

"N'apıyorsun sen be?!"

"Bunu soracak konumda mısın sence?"

"Hala sevgili miyiz sanki."

Azad burnundan soluyarak beni kolumdan tutup çekerken kenarda olayların hızıyla şoka uğramış Murat lafa girerek

"N'oluyor burada? Bu kim Berzan?"

"Kimse değil Murat, zaten gider arkadaş."

Sinirle dudaklarımdan dökülen kelimelerle içimdeki zehri Azad'a aklımca kusuyordum. Ama o benden de öfkeli çıkmış, Murat'a elinin tersiyle bir tokat savurmuştu. Odada yankılanan tokat sesiyle Azad'a dönüp kızacakken o, lafları ağzıma tıkmıştı.

"Benim olana benden başkası dokunamaz!"

Murat'a söylediği sahiplenici ve öfkeli sözlerle daha fazla odada durmayıp hızla çıkmış ve bizi mekanın tenha köşesine getirmişti. Duvara beni yasladığı gibi kollarıyla geçişime engel olmuştu.

"Ne sikim yapıyorsun sen Berzan?! Ferat'ı gördün diye mi bu tavır? Geçmişte olmuş bitmiş hatırlanmak istenmeyen kötü bir anıdan başka bir şey değil. Ne diye bu kadar uzattın anlamıyorum da!"

"Sorun o değil, benim problemim seninle, senin tavırlarınla! Başlarda o kadar homofobik davranıyordun, karşı çıkıyordun, olmadık yerde beni istemediğini, bunun yanlış olduğunu söylüyordun ama bir erkekle olan ilk ilişkin ben değil miydim? O kadar yıprattın beni, ilişkimize engel oldun, ilkin değil miydim?"

Sözlerimin ardından bir kez yutkunmuş omzumun yanındaki elini saçıma atarak geriye taramıştı. Gözlerimin içine bakarak

"Benim yüzümden mi tüm bunları hissettin?"

Kolunu itip duvarla arasından çıkıp giderken kolumdan tutup kendine çekmesiyle

"Bırak beni Azad! Yordun beni hala da yoruyorsun! Dengesiz hallerinden bıktım artık ayrılmak istiyorum! Beni üzüyorsun!"

"Ne ayrılması Berzan! Ben seni bırakamam gülüm. Senin ağzın ne der?"

Aniden yükselen sesiyle irkilsem de kararımdan vazgeçmeyecek kadar sağlam duruyordum. Ama  daha sakin konuşurken kullandığı ses tonu bana öyle huzurlu hissettiriyor ki...

"Ayrılmak istiyorum Azad, ayrılmak! Bıktım artık. O kadar dengesiz davranıyorsun ki. Senin bu hallerini düşünmekten günlerim zehir oluyor."

"Berzan'ım konuşabiliriz. Bitmesin hikayemiz."

Cevap vermeden son bir bakışla arkamı dönüp giderken arkamızdaki bardan yükselen şarkı sesiyle " bitti mi hikayemiz, bu ne biçim son böyle"  arkamı dönüp bana mahmur bir şekilde bakan Azad'a doğru yavaşça ilerledim. Onun gözlerine bakıp son kez dudaklarına bir buse kondurup tekrar ilerlemeye başladım.





BERZAD +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin