Duraksama

402 15 9
                                    

Pansiyondaki son günümüze geldiğimizde buradan ayrılmak için eşyalarımızı çantalara yerleştirmiş resepsiyona doğru ilerliyorduk. Tatil boyunca her şeyi Azad ödediği için benim de katkım olsun diye konaklama ücretini ben ödemiştim. Ücreti ödeyip arabaya eşyaları yerleştirdikten sonra yola koyulmuştuk. Arabada arkada "Mavi Boncuk" çalarken Azad'ın benim üzerimde olan bakışları dikkatimi çekmişti. Aman Allah'ım şuan onu içimde istiyordum! Saatlerce içimden çıkmaması için yalvarabilirdim! Ona dönüp

"N'oldu neden bakıyorsun?"

"Hatırladın mı bu şarkıyı? Dağ evine giderken-

"Hatırlamaz olur muyum hiç... O geceyi unutamıyorum." Sözünü bölmüştüm.

Bakışları dudaklarıma kaymasına rağmen kafasını çevirip yola bakmaya devam etti. Sabır istermişçesine kafasını sağa yatırıp güldüğünde ben de güldüm. Elimi teybe uzatıp müziğin sesini biraz daha açmış, müziğe eşlik etmeye başlamıştım. Boş yolda sakin sakin ve eğlenerek yolculuğumuza devam ederken şarkılar bir başlıyor bir bitiyordu ancak bizim kahkahalarımız bitmiyordu. "Bal Böceği" şarkısını ikimiz de severdik, bu yüzden ikimiz de neşeyle hem yola hem de şarkıya devam ediyorduk. Azad arabayı tenha köşeye doğru çekmiş müziğin sesini bir tık daha açıyordu. Şarkı nakarata girdiğinde önümü ona dönmüş omuzlarımı sallıyordum. Kafamı aşağıya bastırdığında yaşadığım şoka rağmen kahkaha atmıştım. Kendimi ondan uzaklaştırıp omzuna ufakça vurdum. Birden dudaklarıma yapışmasıyla sırtımı arabanın kapısına dayamıştım. Bu sert öpüş çok sürmeden dudaklarımdan ayrılıp arabanın kontağını çevirmesiyle hayal kırıklığına uğramıştık. ARABA ÇALIŞMIYORDU?! Evet araba çalışmıyordu. Azad'la birbirimize şaşkın şaşkın baktık ancak ardından şöyle bir kahkahayı koyverdik.

"Ne yapacağız yavrum? Araba bile cilvene dayanamadı."

"Eeee Azadcığım bir maşallah alırım."

"E maşallah o zaman kocacım."

Kocacım demesiyle kıkırdayıp tekrar konuya döndüm.

"Ne yapacağız yani Azad?"

"Burada kalalım bari. Yol kenarı uygun ve saat de geç olmaya başladı, kalalım ya.

Geçen seferki şakayı devam ettirmek amacıyla şöyke dedim:

"Kocacım ne derse o."

"Oooo ben bilmem kocam bilir diyorsun yani. Öyle mi Berzan Bey?"

"Öyle ya öyle."

Kendi aramızdaki bu şakalara gülüp duruken Azad yanağımı sevgiyle öpmüş ve bana dönmüştü.

"Koltukları yatıralım da dinlenelim bari. Otur otur sırtım ağrıdı."

"Arabayı tın tın kullanırsan anca buraya geliriz kocam bey."

"Senin ben kocam diyen dilini..."

Koltukları ayarlayıp şöyle bir gerindik. Derin derin soluklanıp mayışmaya başladığımız esnada tavana diktiğimiz gözlerimizin önünden çiseleyen yağmur damlaları usul usul akıyordu. Bu huzurlu ortamdaki en çok huzur veren varlığa (Azad'a) bakmak için kafamı çevirdiğimde onun da bana gözlerinin içi gülerek baktığını gördüm. Birbirimize sevgi dolu tebessümlerimizi sunarken sol elinin parmaklarının tersiyle sol yanağımı hafif hafif okşadı. O okşadıkça benim gözlerim kapanıyor, dudaklarımaysa tatlı bir gülücük kondurdum.

BERZAD +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin