Neredeyse her gün bölüm geliyor, bu emeğimi göz ardı etmeyin canlarım. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar✨️
🔸️🔹️
"Sarsılmaz Bey, siz tüm gece burada mıydınız?" Aptal bir gülümsemenin yüzümde oluştuğundan emin olmama rağmen ifademi değiştirmedim.
Sesimi duymasıyla gözlerini araladı fakat duruşu sabit kaldı. "Gidecektim ama bana yardıma muhtaç bir kuzu gibi baktığın için geri gelmek zorunda kaldım. Ve evet, geceyi bu rahatsız koltukta geçirdim." Koltuktan kalkıp gerinirken olağanüstü kaslarına bakmadan edemedim. Bu kadar iştihamlı kasları taşımak zor olmuyor muydu? "Sırtım tutulmuş."
"Sizi çiğneme mi ister misiniz?" Ya da direkt yememi? Bana ne saçmalıyorsun der gibi bakarken utançla gülümsedim. "Yani sırtınıza basıp yumuşamasını sağlayabilirim."
"İstemez," deyip yakınıma geldi. "Eski usül yöntemlere pek güvenmiyorum. Masaj randevusu almam gerek anca ağrısı öyle geçer."
"Siz bilirsiniz Sarsılmaz Bey."
Siyah pantolonunun cebinden son model telefonunu çıkartıp birini aradı. Ahize sesi odayı doldururken "İki kişilik kahvaltılık yiyecek bir şeyler ayarla Yavuz. Benim kulüpteki odama getir, çabuk ol çok açım." Dedikten sonra karşı tarafın bir şey demesine kalmadan telefonu yüzüne kapattı. Telefonun ucuyla beni gösterip "Koridorun sonunda lavabo var git yüzünü yıkayıp gel, kahvaltı yapacağız." Dedi. O kadar otoriter bir sesi vardı ki karşı çıkmak mümkün değildi.
Ayağa kalkıp odanın ortasına geldiğimde bakışları önce yüzüme değerken sonrasında aşağıya doğru kayarak bir noktada takıldı. Onun baktığı yere baktığımda siyah pileli eteğim neredeyse kasıklarıma kadar yukarıya çekildiğini gördüm. Tekrardan onun koyu gözlerine baktığımda ise başını başka tarafa çevirdiğini gördüm. Kocam, niye çeviriyorsun ki bakışlarını? İleride buraya bakmak için can çekiştireceğim sana ahan da buraya yazıyorum.
İnadına eteğin uçlarını yavaşça aşağıya indirip odadan çıktım. Dediğini yapıp koridorun sonundaki lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. İyi gelmişti üstelik karnımın guruldamasıyla hayvan gibi aç olduğumun farkına vardım.
Son kez tipimi kontrol edip lavabodan çıktım. Merdiven boşluğundan gizlice aşağıya baktığımda Deniz'in bar kısmında olduğunu gördüm. Gözlerimi kısarak ona baktım. İşten kovulduğumu söylemeyip benden bu önemli bilgiyi gizlediği için onunla konuşmayacaktım aynı şekilde Raufla da. O mor lahana bir dahakine kendi saçlarını kendisi boyuyabilirdi.
Tekrardan odaya doğru yürümeye başlarken bir adamın elinde kahvaltı tepsisiyle merdivenlerden yukarıya çıktığını gördüm. Bu adam Sarsılmaz'ın telefonda görüştüğü Yavuz olmalıydı. Yavuz merdivenin başına geldiğinde koşarak yanına vardım.
"O tepsiyi ben alayım," diyerek öne atıldığım da kaşlarını çatarak tepsiyi kendisine doğru çekti. Bakışlarımı yüzüne sabitledim. Huysuz patronun huysuz yaveriydi işte.
"Sen de kimsin?" Diye sordu bana.
Omuzlarımı dik hale getirip ileride olacak yengenim demek isterken "Sarsılmaz Bey'in çalışanıyım. Kahvaltıyı ikimiz için istemişti, sen zahmet etme ben götürürüm Yavuz." Dedim. İsmini söylememle çatık kaşları düz hale geldi. Nereden bildiğimi anlamıştı artık. Tepsiyi elime bıraktığında kapıyı bana açıp arkamdan da kapattı. Sarsılmaz'ın tüm heybetiyle pencereye baktığını ve yavaş yavaş sigara dumanını üflediğini gördüm. Şu haline ayrı bir ölüp bitiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAZİBELİ (+18)
Romanceʙɪʀ ᴅᴀᴅʏ ɪssᴜᴇs ʜɪᴋᴀʏᴇsɪᴅɪʀ "Bana gel miniğim!" Dudaklarıyla beni dize getiren adama itaat ederken zevkten çığlık attım. Onu seviyordum, büyük kollarının arasında farklı alemlere dalmaktan hoşlanıyordum. İri cüssesi bana güven veriyordu. Yasaklı ol...