❷︎

13.5K 187 14
                                    

Bölüm şarkısı: The Neighbourhood - Daddy Issues

🔸️🔹️

"Günaydın güzellik." Emre'nin sesiyle irkildim. Arkama attığım saçlarımın uçlarıyla oynamaya başlayan Emre'nin parmaklarından kurtulmaya çalıştım.

"Şunu yapmanı sevmediğimi daha önce belirttiğimi hatırlıyorum." Temas bağımlısı bir çocuktu.

Omuzlarını kaldırıp indirdi. Kaşının üstündeki piercing parlarken elini dolgun saçlarından geçirdi. Yüzümü seyre dalması hoşuma gitmedi. "Uykusuz görünüyorsun, gözaltların hep kararmış. Bebeğim sen hiç uyumuyor musun?"

Berbat göründüğüm farkındayım ama bunun için bir müdahalede bulunup yüzüme herhangi bir makyaj malzemesi sürmemiştim. "Uykusuz kaldığım doğrudur. Hayatım yoğun tempoda geçiyor."

Hemen sırnaşmaya çalıştı bana. "İstersen bu yorgunluğunu alabilirim senden." Götü başı ayrı oynayan bu çocuğa bazen tahammül edemiyordum. Okulun hatrı sayılır yakışıklı erkeklerindendir Emre, üstelik yapılı vücudu sayesinde yüzme yarışmalarında okulu çok güzel temsil ediyordu. Her ne kadar başka kızlarla takılsa da ondaki yerimin ayrı olduğunu dile getirip duruyordu. Belki de ona yüz vermediğim için benimle bu kadar ilgileniyordu. Birkaç defa boşluğuma gelip üstelik bazen de cazibesine kapıldığım anlar olduğu zaman onunla öpüşmüşlüğüm olmuştu. Şerefsiz oldukça iyiydi bu konuda.

Omzumdaki kolunu çektim üzerimden. "Emre biliyor musun hiç havamda değilim."

"Onu da hallederiz canım benim." Emre'ye öldürücü bakışlarımı atarken durması gerektiğinin farkına varıp benden uzaklaştı. "Çıkışta bir şeyler içmeye gidelim mi?"

Sınıfın kapısına gelirken tüm gözler bizim üzerimizdeydi. Genellikle kızların gözleri Emre'nin üzerinde olup onu arzu ediyorlardı. Kıskançlığa dair bakışların hedefinde de ben vardım.

Başımı olumsuz anlamda salladım. "İşe gidiyorum biliyorsun. Kendime bile zaman ayıramıyorum."

Önüme gelen bir tutam saçı kulağım arkasına attı. Sıcak parmakları tenime değerken hiçbir şey hissetmedim. Sarsılmaz'ın gözü bir kez olsun gözüme değmezken onu uzaktan izleyip ona karşı yoğun hisler beslemem ne kadar da garipti. "Para ihtiyacın olduğun an ilk geleceğin kişinin ben olduğumu hatırlatmama gerek var mı Elçin?"

Çoğunlukla yavşaklığı tutsa da taşaklı herifti Emre. "Biliyorum, teşekkür ederim." Dedikten sonra sırama geçip matematik dersinin çalışma kitabını çıkardım. Sırada tek otururdum, insanlarla arama mesafe koyardım bu yüzden de beni çok merak ederlerdi. Yaşantım nasıl, kimlerle takılırdım hangi mekanlara giderdim hep merak konusuydu. Emre'nin üzerimdeki ilgisi de cabasıydı. Bu kadar uzak durmamın nedenlerden biri de hesap verme huyumun olmamasıydı. Çevremde insan sayısı artınca kendilerinde benim özel hayatımla alakalı soru sorma cesaretinde bulunabiliyorlardı ve ben bu durumdan asla hoşnut olan biri değildim.

Dersleri dikkatlice dinleyip notlarımı aldım. Dersi derste dinlemeyi severdim daha verimli bulurdum. Öğretmenler bayılırdı geçmiş dersteki bilgileri hatırlayan öğrencilere ve ben dersi iyi dinlediğim için genellikle gözlerindeki konumda yükseliyordum. Bu yüzden performans notlarım tam puan olarak giriliyordu.

Teneffüs vaktinde boş midemi doldurmak adına kantinden tost ve çay alıp yerken karşımdaki sandalye çekilip tanımadığım bir oğlan oturdu. 

"Naber?" Derken yüzünde gevşek bir gülüş vardı. Yaşım gereği kendi akranlarımı beğenip onlarla takılmam gereken yerde büsbütün onlardan kaçıyordum. Belki de bu yüzden tutulmuştum Sarsılmaz'a. O farklıydı, cazibeliydi, kendisine çekiyordu. Alıştığım bu tabuları yıkıyordu.

CAZİBELİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin