Bölüm şarkısı: Yalın - Olmasa Da Olur
Bu bölümde sadece Pınar ve Behçet'e yer verilmiştir.
Daha iki gün geçmeden yeni bölümü paylaştım. Emeklerimi göz ardı etmeyin, oy ve yorumlarınızı bekliyorum ballarım.
Keyifli okumalar✨️
🔸️🔹️
"Hala inanamıyorum gittiğine. Şehir terk etmek ne demek ya? Muğla'ya gitmiş bir de, kafayı yiyeceğim. Aramızdaki mesafe yetmezmiş gibi bir de kilometrelerce uzağımda." Elçin'in hıçkırıklarına yenisi daha eklenirken Pınar ona moral vermekte zorlanıyordu. Kollarının arasında saatlerdir ağlıyordu. Apar topar gece kulübünden çıkıp eve gelmişlerdi. Neyseki teyzesi ve eniştesi uyuyorlardı, Elçin'in anahtarıyla eve sessiz sedasız girebilmişlerdi.
Kuzeninin gözyaşları her dindiğinde tam üzüntüsü hafifledi derken bir yenisi daha ekleniyordu. "Adamın gitme planları varmış baksana Muğla'da mekan tutmuş, dayamış döşemiş şimdi de hizmete açıyor. Sessizce her şeyi ayarlamış. O Behçet denenen kazanova da onun nerede olduğunu sorunca da seni geçiştirmeye çalışmış. İkisinin de cehenneme kadar yolu var." Dün gece Behçet'in o Tansu denen kadınla yakınlığı rahatsız etmişti Pınar'ı. Üstüne üstlük kendisine zarf atıp durmuş onunla konuşmaya çalışmıştı. Her ne kadar unuttum dese de adam illa kendini hatırlatmak için bir fırsat buluyordu.
Elçin gözyaşlarını elinin tersiyle iterken yutkunmakta zorluk çekiyordu. Sarsılmaz'ı bir daha görememenin verdiği ağırlığı taşıyamıyordu. Çalıştığı yer artık onun için bir zindandan farksızdı. Edirne'ye bir daha uğrar mıydı bilmiyordu. Şu anda ondan haber alabilmek için neleri vermezdi ki. Eskiden çok yakınında olmasa dahi gece yarısında onu görür hayatı birkaç saniyeliğine güzelleşirdi. Şimdi hayatını güzelleştiren o adam yoktu. Yerine bomboş zifiri bir karanlık vardı.
"Sosyal medyasına da yeni açacağı yerle alakalı bir haber vermemiş. Eğer verseydi daha hazırlıklı olurdum. Baksana en mutlu günümde aldığım yıkıcı haber; birlikte hayaller kurduğum adamı bir daha göremeyeceğim." Hıçkırıklar bir bir ağzından döküldü. "Keşke son kez doyasıya baksaydım ona. Nereden bilebilirdim ki onu son kez göreceğimi."
"Elçin kendini bu kadar parçalayıp heba etme artık. Dünyanın sonu değil ya, belki hiç ummadığın bir anda Sarsılmaz karşına çıkacak."
Elçin kaşlarını çatarak kuzenine baktı. "Pınar sen anlamıyorsun galiba? Adam pılını pırtını toplayıp gitmiş artık yaşamına Muğla'da devam edecek. Onsuz olmayan bir hayata, hayat demem ben."
"Elimizden bir şey gelmiyor anlasana? Ne yapacağız, adamı kolundan tutup zorla buraya mı getireceğiz. Hem senin ona karşı bir şeyler hissettiğinden de bihaber. Ne sıfatla buraya gelmesini isteyeceksin?"
Genç kız derin bir nefes aldı. Kuzenin konuşmalarına gıcık olsa da haklıydı. Ve onun haklı olmasından nefret ediyordu. Bir çıkmazın içerisindeydi ve nasıl davranacağını ne yapacağını hiç mi hiç bilmiyordu.
"Sarsılmaz yoksa bundan sonra iş de yok. Birkaç eşyam o mekanda kaldı, benim için gidip alabilir misin?" diye sordu Elçin. Pınar başka yer olsa anında giderdi ama Behçet'i tekrardan görme ihtimali vardı. Ve bu ihtimal onu olduğundan daha fazla geriyordu. Elçin de bu gerginliği anında anladı, kollarının arasında olduğu kızın vücudu kaskatı olmuştu. "Behçet sabahları olmaz mekanda, Rauf ve Rüya vardır. Dün gece de şarkıları açıp bize kokteyl hazırlayan Cem vardır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAZİBELİ (+18)
Romansʙɪʀ ᴅᴀᴅʏ ɪssᴜᴇs ʜɪᴋᴀʏᴇsɪᴅɪʀ "Bana gel miniğim!" Dudaklarıyla beni dize getiren adama itaat ederken zevkten çığlık attım. Onu seviyordum, büyük kollarının arasında farklı alemlere dalmaktan hoşlanıyordum. İri cüssesi bana güven veriyordu. Yasaklı ol...