Bölüm şarkısı: Dedublüman × Can Kazaz - Bunca Yıl
Uzun bölüm istediniz ben de sizi kırmadım yazdım bu kadar yoğunluğumun içinde. Sizden de aynı hassasiyeti istiyorum, bu emeğime karşılık vermenizi; oy ve yorumlarınızı benden eksik etmemenizi istiyorum. Lütfen bölüme başlamadan oylarınızı atın, okurken de yorumlarınızı benden mahrum etmeyin canlarım❤️
Keyifli okumalar✨️
🔸️🔹️
Yurtta, yatağımda yorgun bir şekilde yatarken battaniyeyi kafamın üstüne kadar çekmiştim. Dün gecenin etkisi hala üzerimdeydi. Tüm cesaretimi toplayıp karşısına çıkmıştım fakat yine beni görmesini engelleyen duvarlar çıkmıştı aramızda. Sosyal medyadan kulüple alakalı tüm gönderilere bakmıştım ama o kadın ve Sarsılmaz'la alakalı en ufak bir bilgiye dahi ulaşamamıştım. Benden sonra mekanda ne yaşandı bilmiyordum, Sarsılmaz beni görmeyince yine kaçtığımı düşünmüştü mesaj atmamıştı. Kadının, dudaklarına yapışmasından sonra dayanamayıp gittiğimi de anlayacak kadar akıllı olduğunu umuyordum.
Yatağımın ucunda baskı hissederken battaniyemi sıkıca tuttum, her an Pınar çekip bu yitik halimi görebilirdi. "Bütün gün battaniyenin altında durup aşk acının geçeceğini düşünüyorsan yanılıyorsun." Dedi Pınar. "Anlam veremediğim tek şey ise bu adam gözünün önünde kaç tane kadınla takıldı hepsine şahit oldun hala ondan nefret edip nasıl vazgeçemiyorsun anlamıyorum."
Başımı yavaşça battaniyenin altından kaldırıp ona baktım. "Ondan nasıl nefret edilir bilmiyorum. Başkasıyla görmeme rağmen sevgimden en ufak bir eksilme olmuyor sadece günün sonunda kalp sancımla kalıyorum o da zamanla geçiyor zaten."
Pınar'ın derince nefes alıp verdiğini duydum. "Elçin," dedi yatıştırıcı bir sesle. "Bu durum böyle nereye kadar gidecek? Baksana, sana acıdan başka bir şey verdiği yok. Üniversiteyi yeni kazandın, güzel bir şehirde okuyacaksın. Bizim şimdi hazır dersler başlamamışken doyasıya gezmemiz gerekirken sen hiç ilişkiniz olmamasına rağmen adamın acısını çekiyorsun. Yapma bunu, daha fazla yıpratma kendini."
İçimde yaşadığım hisleri bilmeden böyle konuşuyordu. Aslında sözlerine bakıldığında haklıydı fakat kalbim bu konuşmaya hak veremiyordu. Dün gece yaşanılanlardan sonra şimdiden bu şehri bile terk etmek istiyordum.
Pınar'ın konuşmasına karşılık sessizliğimi sürdürürken odamızın kapısı açıldı. Kimin geldiğini biliyorduk, Pınar hiç arkasına dönüp bakmamıştı bile. Bir ara Tijen'i alıp geleceğini söylemişti fakat benimle birlikte taksiye bindiğinde yanında kimse yoktu. Bu da demek oluyordu ki Müren'le birlikteydi.
Tijen görüş alanıma girdiğinde üstünde tozpembe bir tişört altında da gri bir eşofman vardı. Saçları açıktı ve temiz görünüyordu muhtemelen duş almıştı. Üstüne bakılırsa da Müren'in evinde yedek kıyafetleri olmalıydı. Gözaltları hafif kararmıştı. Yorgun bir şekilde gülümseyerek "Merhaba kızlar," dedi. Ona zoraki bir gülümsemeyle karşılık verirken Pınar'dan ses çıkmamıştı. Ortamdaki gerginliği hissediyordum.
Tijen çekingen bir şekilde "Pınar, dün geceyle alakalı seninle konuşabilir miyiz?" diye sordu. Dün gece aralarında ne yaşandığını bilmiyordum ama merak ediyordum.
Pınar hala kızın suratına bakmamak da ısrarcıydı. "Konuşulacak bir şey yok. Dün, dün de kaldı."
Tijen'in yüzünün düştüğünü gördüm. Pınar'a kaşlarımı çatarken bana bakarak omuzlarını silkti. "Sizin aranızda ne yaşandı dün gece? Şimdiden birbirinize küs olmanızı istemiyorum. Aramız iyi olsun ki aynı ortamda birbirimize bakacak yüzümüz, daha güzel vakit geçirecek çok günümüz olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAZİBELİ (+18)
Romanceʙɪʀ ᴅᴀᴅʏ ɪssᴜᴇs ʜɪᴋᴀʏᴇsɪᴅɪʀ "Bana gel miniğim!" Dudaklarıyla beni dize getiren adama itaat ederken zevkten çığlık attım. Onu seviyordum, büyük kollarının arasında farklı alemlere dalmaktan hoşlanıyordum. İri cüssesi bana güven veriyordu. Yasaklı ol...