Sınav haftam olduğu için sizi biraz beklettim kusura bakmayın🌸
Bu arada 70K okunmaya ulaşmışız teşekkür ederim emeğimi boşa çıkarmadınız❤️
Keyifli okumalar✨️
🔸️🔹️
Soru beklemediğim yerden gelmişti. Sarsılmaz bu konunun üzerine düşmüş kamera kayıtlarından benim bu işe teşebbüs ettiğimi görmüştü.
Şimdi sıçtım diyebilirdim işte.
Nasıl bir yalan söyleyeceğimi kafamda tartarken bu sessizliğimin sinir bozmaya başladığını anladığım an panikten kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım.
"Ben ona hak etmediği hiçbir şey yapmadım." Diye söze başladım. "Babamla aramdaki mesafeyi, hır gürü bilmesine rağmen en ufak atışmamızda bana bunu koz olarak kullanıp darbe indirmeye kalkıştı. Yakın arkadaşımdı Deniz ama beni kanadığım yerden vuran, 18 yıldır acısı geçmeyen yarama bir yenisini eklerse elbette ki karşılığını alacaktı. İleri gitmiş olabilirim bu konuda ama çok pişmanım, keşke öfkeme yenilip yapmasaydım. İnsan değer verdiği birinden böyle bir darbe yiyince neye uğradığını şaşırıyor."
Açık kahve olan gözlerimi yerden kaldırıp bana bakan adama çevirdim. İnandığına dair emareleri görebiliyordum ve bu noktada içim rahatlamıştı.
"Söylediklerine binaen konuşuyorum: her ne kadar Deniz'in yaptığını savunmasam da ne olursa olsun öfkene yenildiğin şey bir insanın canı Elçin. Evet, bulunduğumuz şartlardan ötürü öfke kontrolünde çok iyi değiliz ama bir insanın canına kast edecek kadar da bu kontrolün kaybedilmemesi gerek." Dedikten sonra elini omzuma yerleştirip hafifçe sıktı. Bedenim ürpermeye meyilli olduğundan kendini gösterdi. "18 yaşında genç bir kızsın, daha önünde kocaman bir ömür varken öfkene yenilip sana daha sonra pahalıya patlayacak hareketlerden uzak dur."
Nasihat verir tarzdaki konuşması neredeyse ağlayacaktı beni. Bana bu kadar ılımlı yaklaşırken duygularımı dizginlemeye çalışmak bir hayli zordu.
"Hatamın farkındayım bir o kadar da öfkemin. Sizi zor durumda bıraktım, üzgünüm. Hata yapmak istemezdim ama hayata erken atılmanın verdiği acemilik olsa gerek hemen parlıyorum. Beni mazur görün lütfen." Anlayışla başını sallarken arabasına doğru ilerleyip arkasından gelmemi sağladı. Deniz meselesi artık kapanmıştı ikimiz içinde. Bundan sonra mekanın dahi önünden geçemeyecek olması keyfimi yerine getirmişti.
Arabanın deri koltuğuna mayışmış bir şekilde yayılırken Sarsılmaz'ın kokusunu her saniye soluyordum. Bir zamanlar kokusunu dahi ayırt edemediğim adamın şimdi arabasına binip kokusuyla sarmalanmıştım. Ona açılma konusundaki bariyelerimi her geçen gün daha da aşıyordum.
Arabayı çalıştırıp hastaneden ayrılırken ciddi bir şekilde yola bakıyordu. Dudakları gergin bir ifadeyle içe doğru bükülmüş gözleri ise hafiften kısılmıştı. Şu anda ne düşündüğünü çok merak ediyordum.
"Sessizliğiniz böyle sürmeye devam edecek galiba." Dedim yakınıp dikkatini çekmeye çalışırken. "Müzik açabilir miyim, bu gergin ortama iyi geleceğini düşünüyorum." Yoldan ayırdığı bakışlarını saniyelik yüzümde gezdirip başını salladı ve tekrardan yola baktı. Dokunmatik ekrandan anladığım kadarıyla listeye göz gezdirip eni sonu sevdiğim bir o kadar da anlamlı şarkıyı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAZİBELİ (+18)
Romanceʙɪʀ ᴅᴀᴅʏ ɪssᴜᴇs ʜɪᴋᴀʏᴇsɪᴅɪʀ "Bana gel miniğim!" Dudaklarıyla beni dize getiren adama itaat ederken zevkten çığlık attım. Onu seviyordum, büyük kollarının arasında farklı alemlere dalmaktan hoşlanıyordum. İri cüssesi bana güven veriyordu. Yasaklı ol...