Sıcak nefesinin yüzüme vuruşuyla yutkundum. Kalbim sanki içerde tutsakmış gibi çıkmaya çabalıyordu.
Aras ise sakindi. Gözlerini ondan kaçırmaya çalıştığım gözlerime dikmişti.
Kapının açılması ve içeri 4 kişinin dalmasıyla ufak çaplı bir çığlık kopardım. Elimdeki kahveyi üzerime dökünce bir çığlık daha kopardım. Ama bu sefer acı dolu bir çığlıktı.
Aras hemen elimdeki kahveyi alıp bir kenara koydu. "İyi misin?" diye sordu panikle. "Ordan iyi gibi mi gözüküyorum, ha eğer öyleyse konumu değiştir de bak" dedim.
Ayda elindeki çantayı göstererek "Kıyafet getirdim, git giyin" dedi. Elindeki çantayı kaptım. "Aras sen arkanı dön burda giyiniyim" dedim. Aras arkasını döndü. Bende yanık kremi sürdüm. Üzerimi giyindim. "Dönebilirsin" dedim. Döndü.
Eliyle dağılan saçını düzeltti. O an fark ettim ki eli kızarmıştı. Kahve onun eline gelmişti. "Aras" dedim panikle. "Elin" diye devam ettim şaşkınlıkla bana bakarken. Hızla yanına gittim. Elini avucuma aldım. Kremi sıkıp yavaşça yaydım eline. "Buna gerek yoktu acımıyor zat-"
"Gerek vardı" dediğimde uzatmadı. Usulca kremi yayışımı izledi. "Tamam, sürdüm" dedim. Yüzüne baktım. Dudaklarının hafif kıvrılmış olmasıyla benimkilerde kıvrıldı.
Akşam olduğunda Aydalar gitmişti. Bende taburcu gününün hemen gelmesi için uyumaya karar verdim. "Ben yatıyorum Aras, bir ihtiyacın olursa kaldırırsın" dedim kaldırmayacağını bile bile. "Tamam iyi dinlen. Daha yarında bana bakıcılık yapıcaksın" dedi ve şeytanca gülümsedi. Umursamayıp kendimi uykunun sıcacık kollarına teslim ettim.
Sabah olduğunda yine Aras'ın suratıyla karşı karşıyaydım. Ama bu sefer farklı bir yerdeydik. Gözlerimi iyice açıp etrafa baktığımda buranın bizim sokak olduğunu anladım. Ben Aras'ın kucağındaydım. "Aras indir beni, kendim yürüyebilirim" dedim sertçe. "Biliyorum küçük bakıcı, uyuduğun için taşıdım yoksa çok meraklı degilim seni taşımaya"
"Uyandırsaydın o zaman"
"Denedim, uyanmadın ki. Horlayarak uyuyordun"
"Saçmalama, ben horlamam bir kere"
"Öyle mi? Sana mı inanayım, kulaklarıma mı?"
"Yalan söylüyorsun" dedim öfkeyle. Kısa ve yüksek sesli bir kahkaha attı. Ben ise hâlâ sınırlı bakışlarla ona bakıyordum. Cevap vermedi ve yürümeye başladı. "İndirsene beni!" dedim ve vurmaya başladım. Vurmaya başlamamla beni yavaşça yere bıraktı. "Sakin ya, indirdim işte oldu mu?" dedi. Dil çıkarıp binaya doğru koşar adım ilerledim. "Çocuk musun sen dil çıkarıp kaçıyo'sun!" diye bağırdı arkamdan.
1 HAFTA SONRA
"YA SANA ŞUNU YAPMA DEDİM BİN KERE!"
"Ne yapıyorum ya?"
"ÜSTÜNE TİŞÖRT GİYMEDEN DOLAŞIYORSUN!"
"Problem bu mu yani"
"Evet bu, beğenemedin mi?"
"Ona bakarsan sende evde sütyen takmıyorsun"
"Rahatsız ediyor çünkü, beni de tişört rahatsız ediyor demiceksin umarım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım
RomantikÜniversite için Almanya'dan İstanbul'a gelen Charlotte bir tanıdığında kalıcaktır. Ancak bilmediği birşey vardır. Tanıdığı olan kadının oğlu, annesinden gizli bir şekilde eski evine geri taşınmıştır. Charlotte hiç tanımadığı bu adamla bir anlaşma ya...