Fear

45 7 16
                                    


Selamm

Nasılsınız

Bu bölüm artık sevenleri tanıştıralım diyorum ehehehehe

İyi okumalarr

Jungkook uzun zaman sonra ilk kez kabus görmeden güneşli bir güne gözlerini açmıştı. Rahat bir uyku uyumayalı uzun zaman oluyordu. O bile kendisine şaşırmıştı. Genelde gerçekten yorgun olduğunu günler aralıksız uyuyabiliyordu. Hatta bazen sırf bunun için kendini yoracak kadar çok çalışıyordu. Bu durum o kadar zordu ki hissettiklerini anlatamazdı bile.
Keşke diye geçiriyordu içinden. Keşke hep böyle uyansam. Bitse artık bu kabuslar...
Yatakta doğrulup gözlerini ovuşturken esnedi. Hâlâ ışığa alışamadığı için kısık gözleriyle bakıyordu etrafa.
Aslında bugün dersi yoktu ve biraz daha uyumak istiyordu. Ama kolay kolay uykuya dalamadığı için bu düşüncesinden vazgeçmek zorunda kalmıştı.

Yataktan kalkarken güzel uyuduğu için günün de güzel geçeceğine inanıyordu. Başına gelecekleri bilmeden...

Terliklerini giyip paytak adımlarla odanın içinde ilerlediği sırada kapıdan gelen küçük tıkırtılarla şaşkınlıkla oraya bakmıştı. İlk başta yanlış duyduğunu düşünmüştü ama hayır. Gerçekten de bir ses geliyordu.
Kapı kapalıydı ve Jungkook bu hiçbir şeye benzemeyen sesin ne olduğunu anlamamıştı. Biraz korktuğunu hissediyordu ama evinde ve güvende olduğunu düşündü. Babannesi olabilirdi sonuçta. Bu düşüncelerle rahatlayarak yavaş adımlarla ilerleyip kapının önüne geldiğinde kulpu çekip açtı.

İlk başta hiçbir şey göremesede bakışlarını yere indirdiğinde minik bedeni görmesiyle derin bir nefes almıştı. Kedisi sabahtan beri kapıyı tırmalıyor olmalıydı. Anlamsız yere korkmasına ve gerilmesine kendi kendine gülerken yere eğilip hayvanı kucağına aldı.

" Gel bakalım. Yaramaz bir şey mi olacaksın yoksa sen? " diye konuştu onunla. Minik kedi Jungkook'un kucağında yerini sevmiş gibi hareketsiz bir şekilde dururken mırıldanıyordu. Jungkook hayvanın kafasını usulca okşayarak odadan çıktı.
Uzun kolidorda yürürken banyoya gitmeyi düşünüyordu ama kucağındaki kedi yüzünden bu fikrinden vazgeçip büyükannesini aramaya başladı. İlk olarak odasına baktı. Çünkü daha erkendi. Belki de yaşlı kadın daha uyanmamıştı.

Ama orada yoktu. Bu sefer salona gidip baktığında orada da olmadığını görmesiyle elini kafasına atıp uzamaya başlamış saçlarını karıştırdı. Son çare olarak mutfağa gitti ama büyükannesi orada da yoktu. Tuhaf olan ise mutfak tertemizdi ve kahvaltı bile hazırlanmamıştı. Büyükannesi herzaman uyandığı zaman ilk iş kahvaltı hazırlardı. Bu Jungkook'u tedirgin etmişti. Büyükannesi evde yok gibi gözüküyordu ama o Jungkook'a haber vermeden hiçbir yere gitmezdi ki.

Jungkook belki markete gitmiştir diye düşünerek rahatlatmaya çalıştı kendini.

Bunu yaparken farkında olmadan elindeki kediyi sıkmış, bununla birlikte hayvan korkarak ve yüksek sesle miyavlayarak Jungkook'un elini tırmalamış daha sonra kucağından atlamıştı. Jungkook acıyan eliyle şaşkınlıkla kediye baktı. Elini öyle bir çizmişti ki kanamaya başlamıştı.
Bunu gördüğünde " Off. " dedi. Kan görmeyi sevmiyordu. Azıcık bir kan bile midesini bulandırabiliyordu. Kaçan kediyi umursamadan mutfağın içinde ilerledi tezgahın önüne geldiğinde çesmeyi açıp elini yıkadı. Bunu yaparken canı acıdığı için elinin üstüne minik minik üflemişti.

Çizik hâlâ orada kendini belli etse de kan görünmemeye başladığı zaman Jungkook elini sudan çekip musluğu kapattı. Bir havlu alıp elini kuruladığında çok büyük bir şey olmadığı için bant yapıştırma gereği duymadı.

Odasına gidip telefonunu almayı düşünürken gözleri bir anda mutfak masasına takılmıştı. Üzerindeki küçük kağıtla kaşlarını çatarken oraya doğru yürüdü.

Blindé | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin