Seul'un büyük ve gösterişli sokaklarında hava kararmaya başlamıştı.Bu saatlerde insanlar dışarıya dökülür ve eğlenirdi.
Ama o gün şehir sessizdi. Çünkü herkes evlerindeyken Seul Üniversitesi'nde çıkan patlamanın yasını tutuyordu. Kimisi bir yakınını, bir tanıdığını kaybetmişti. Kimisi de yaralanan ve hayatını kaybeden o genç çocuklar için ağıtlar yakmıştı.
Şehirdeki büyük bir çoğunluk da hastanelerde toplanmıştı. Kimisi yaralanan çocuğunun başında gözünü bile kırpmadan bekliyordu.
Bazılarıda ölen çocukları tehşis etmek için oradaydı.
Tıpkı Kim Taehyung gibi.
Oldukça heybetli olan adam tamamen çökmüş haliyle hastanenin bir duvarına yaslanmış halde duruyordu. Yüzü çökmüştü, gözleri kıpkırmızıydı.
Bir ceset bulunduğu haberini aldığında parçalara ayrıldığını hissetmişti. Kendine gelmesi uzun sürmüştü. Tüm okul onun acı dolu haykırışlarını dinlemişti.Daha sonra Taehyung birazcık olsun toparlandığında çıkarılan cesedi görmek istemişti. Ama izin vermemişlerdi.
Ve işte şimdi buradaydı. Hastanede.Belki de biricik sevgilisinin yüzünü son kez görmek için bekliyordu. Bunun için işini ve diğer her şeyi bir kenara atmıştı. O buraya geldikten sonra yerine başka biri görevlendirilmişti. Kendisinden daha yetkili biri.
Ve Taehyung biliyordu ki buradan çıktığında hiç iyi şeyler olmayacaktı. Belki de cezalandırılacaktı ama umrunda bile değildi o an.
Nihayet o kadar bekleyişinin ardından bir doktor çıkmış ve adama yaklaşmıştı.
" Şimdi görebilirsiniz. " dediğinde Taehyung o an hissettiklerini hiç bir şekilde anlatamazdı. Zordu. Her şey çok zordu.
Yaslandığı duvardan ayrıldıktan sonra titteyen bacaklarıyla doktoru takip etmeye başladı. Nefes almakta zorlanıyordu.
O sevgilisini daha yeni bulmuştu. Belki çok kısa bir süre sevgili kalmışlardı ama Taehyung o kadar çok şey hissetmişti ki. Onu ilk gördüğü an biliyordu bu çocuğun hayatını değiştireceğini.
Ama hayatının bu şekilde değişmesini beklemiyordu.
Doktorla birlikte hastanenin her yeri gibi beyaz olan bir kapıdan içeriye girdiler. Taehyung daha girdiği an hissetmişti içerideki soğuğu. Kendisi için sorun yoktu o alışıktı ama ya Jungkook.
Jungkook orada üşümez miydi? Zaten her an hasta olabilecek çok narin bir bünyesi vardı. Doktor odanın bir köşesinde duran sedyeye doğru ilerlediğinde Taehyung elini kalbine götürdü. Sanki artık atmayı bırakmıştı.
Doktor eliyle sedyenin üzerindeki örtüyü tutarken Taehyung'un yaklaşmasını bekledi. Eliyle kalbini tutan adamı gördüğünde endişelenmeden edememişti.
" Siz iyi misiniz? İsterseniz çıkabiliriz. " dediğinde Taehyung hızla kafasını iki yana salladı ve sedyeye yaklaştı. Derin bir nefes aldı.
Doktor onu son kez kontrol ettikten sonra tuttuğu örtüyü yavaşca kaldırmaya başladı.
Taehyung'un ilk gördüğü şey sedyenin üzerine dağılmış siyah saçlar olmuştu. Fark ettiği ilk detay ise sevgilisinin saçları daha uzundu. Nefesini tutarak bekledikten sonra örtünün tamamen çekilmesiyle orada yatan kişinin yüzü açığa çıkmıştı.
Taehyung gördüğü yüzle bir anda kendisine engel olamamış ve ağlamaya başlamıştı.
Sedyede yatan bedeni tanımıyordu ve hiç görmemişti. Bu onun sesli bir şekilde ağlamasına neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blindé | taekook
FanfictionGüney Kore'nin en büyük örgütlerinden birinin lideri Vante bir gün gözlerinde yıldızları gördüğü bir çocukla karşılaşır. " Gözlerin yıldızlar kadar parlakken ben asla karanlıkta kalmam Jungkook. "