" Bir gözyaşı bin bedel. "
Sevgili.
Bundan bir kaç ay önce Jungkook'a bir sevgilisi olacağını söyleselerdi asla inanmazdı. O aşka inanmıyordu. Ya da en azından kendinin başına gelebileceğine.
5, 10, 15 veya 20. O her yaşında yalnızdı. Yalnızlığa ve dışlanmaya alışmak zorunda kalmıştı.
İşte bu yüzden aĝlıyordu. Gözlerindeki yaşlar ilk kez mutluluktan dökülüyordu.
Taehyung ise bir an olsun durmadan çocuğun gözünden düşen yaşları parmağıyla tutuyor, diğer eliyle de belini okşayarak sakinleştirmeye çalışıyordu.
Kim Taehyung 31 yaşındaydı. Bunca yıl gerçek aşkını bulamadan yaşamış, hatalar yapmıştı. Ama şimdi elinde olsaydı Jungkook'u daha önceden bulmak, onu bu yalnızlığın içinden çıkartmak isterdi.
Çocuğu böyle gördükçe bunca yıl boşa yaşamış gibi hissetmeden edemiyordu.
Nihayet Jungkook biraz daha sakinleştiğinde Taehyung bedenini yavaşca geri çekmiş, elleri çocuğun belinden ayrılmıştı.
Jungkook kızarık gözleriyle ona bakıyordu bu sefer.
" Ağlama artık. Jungkook artık korkmana gerek yok çünkü ben yanında olacağım. " dediğinde Jungkook bir tebessümle bakmıştı ona. " Taehyung beni hiç bırakma olur mu? " diye masum bir o kadar da tatlı bir şekilde sorduğunda Taehyung henüz yeni ayrıldığı çocuğa tekrar sarılarak saçlarının arasına bir öpücük kondurmuştu.
" Seni asla bırakmam bebeğim. Bu kadar geç bulmuşken ölene kadar bırakmam. "
Jungkook işte o gün güvenmeyi denemişti. Taehyung'a güvenmişti. Onun kendisini bırakmayacağına inanmıştı.
Aralarında ki bu duygusal an geçtiğinde ikisi de arazinin ortasında daha fazla dikkat çekmemek için ayrılmıştı.
Taehyung yere koyduğu çantaları geri alırken Jungkook elinin tersiyle yanağında kalan yaşları silmişti.
Taehyung geri döndüğünde gülümsemeye çalışarak tek elini Jungkook'a uzattı.
Jungkook'da gülümseyerek elini uzatılan eli tuttuğunda küçük eli adamın eli arasında kaybolmuştu.
Böylece girişe doğru yürümeye başlamışlardı. Jungkook hâlâ bu yaşanılanlara inanamıyordu. Az önce olanlar onun için bir rüyadan farksızdı.
Gerçi gördüğü o kötü rüyaların hiç biriyle kıyaslanamazdı.Kapının önünde durduklarında Taehyung şifreyi girerken Jungkook'un gözü ellerine kaymıştı.
" Taehyunng. Böyle mi gireceğiz içeriye? " diye sorduğunda adam önce çocuğa bakmış sonra ellerini kastettiğini anlamıştı.
" Sevgilim oldun Jungkook. Bunu bilmelerinde bir sakınca yok. " diye söylediğinde Jungkook cevapsız kalmış ve kafasını eğmişti. Bunun üzerine Taehyung kaşlarını çatarak baktı çocuğa.
" Güzelim. Bir sorun mu var? " diye sorduğunda Jungkook kafasını kaldırıp adamla göz göze gelmişti.
" Hayır sadece... onlar biraz korkutucular. Bazıları beni sevmiyor gibiydi. " dediğinde özellikle Olivia'dan bahsettiği anlaşılıyordu. Taehyung derin bir nefes alıp çocuğun saçlarını okşamaya başladı.
" Sakın korkma. Ben yanındayken gözleri sana değemez bile. Ayrıca sana bir yanlış yapan olursa bu kapıdan içeriye adımını bile atamaz. Daha önce yaptım yine yaparım. " dediğinde bu sözler çocuğun rahatlamasına neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blindé | taekook
FanfictionGüney Kore'nin en büyük örgütlerinden birinin lideri Vante bir gün gözlerinde yıldızları gördüğü bir çocukla karşılaşır. " Gözlerin yıldızlar kadar parlakken ben asla karanlıkta kalmam Jungkook. "