İyi okumalarrrJungkook yüzünü buruşturarak kaşlarını çattı. Hâlâ uyku ve uyanıklık arasındayken yattığı sırtını ağrıtan, rahatsız koltuk üzerinde kıpırdandı. Bu sırada kendini izleyen gözlerden bir haberdi. Gözlerini açmak istesede uykusu daha ağır basıyordu.
" Uyanıyor galiba. " dedi çocuğu izleyenlerden biri heyecanlı bir sesle. Hepsi artık uyanmasını bekliyordu. Tabii bazıları ise çattıkları kaşlarıyla yani üyelerini istemediklerini belli edercesine bekliyorlardı.
Herkes ayakta beklerken, Kim kardeşler ise çocuğun hemen karşısındaki koltuğa oturmuş onu izliyorlardı. Daha doğrusu Taehyung gözünü bile kırpmadan onu izliyordu. İçerinin bunaltıcı sıcağından dolayı paltosunu ve atkısını çıkartmış, üzerinde kalan siyah gömleğin kollarını kıvırmıştı. Abisi bacaklarını üst üste atmış düzgün bir şekilde otururken o tam tersine bacaklarını iki yana açarak umursamaz bir şekilde oturmuştu.Jungkook'a böyle bakmaya devam ederse tüm yüz hatlarını ezberleyebilirdi. Bundan şikayetçide olmazdı. Çünkü karşısında yatan beden büyüleyici bir şeydi. Derin bakışlarını abisinin kolunu dürtmesiyle ondan ayırmak zorunda kalmıştı. Yavaşca yan tarafına dönerken yüzü mimiksizdi. Namjoon ise kardeşinin tam tersine gülümseyerek baktı. Hafifce eğilip kulağına fısıldadı. " Çocuğu gözünle yedin resmen. Biraz daha böyle bakmaya devam edersen uyandığında senden kaçacak delik arayacak. " diye alayla konuşmuştu. Kardeşinin birine böyle derin duygularla baktığını ilk kez görüyordu. Bu sözler ile Taehyung'da gülerken göz ucuyla hâlâ uyuyan bedene baktı.
" Yanılıyorsun. İlk öğreneceği şey benden kaçamayacağı olacak. " diyerek cevap beklemeden ayağa kalkmıştı. Namjoon kardeşinin asla akıllanmaz sözleriyle kafasını iki yana salladı.
Taehyung'un hareketlenmesiyle ekibi gözlerini çocuktan ayırıp ona bakmıştı. Taehyung ise buna aldırış etmeden ilerledi. Ayakkabıları yerde tok bir ses çıkartırken çocuğun yanına geldi ve koltuğun önünde eğildi. Derin bir nefes alıp koltukta masum bir şekilde yatan bedene baktı. Elini uzatıp yüzünü kapatan saçlarını usulca kenara çekti. Şimdi daha net bir şekilde görebiliyordu o güzel yüzü.Jungkook ise hissettiği dokunuşlarla kaşlarını daha çok çatmış, artık bilinci yerine gelmeye başlamıştı. Olduğu yerde irkilirken yavaşca ağrıyan gözlerini aradı. İlk başta gözlerini kırpıştırarak bulanık görüntünün gitmesini beklemişti. Bu sırada ağrıyan başını ovuşturmuş, nihayet görüşü düzeldiğinde ise ilk gördüğü şey hemen dibindeki adam olmuştu.
Jungkook onu görmesiyle yaşadıkları bir bir aklına dolmuş, bu yüzden korkarak koltukda geri kaymıştı. Onun yüzünü tabiiki de hatırlıyordu. Ama şuan dışarıda karanlıkta gördüğüne göre daha netti yüzü. Esmer bir teni vardı. Jungkook'u şaşırtan ise yüz hatları Korelilerden biraz daha farklıydı. Bunu onu ilk gördüğünde fark etmemişti. Acaba neden böyle diye düşünürken içinde bulunduğu durum aklına geldiğinde yutkunarak tekrar adama korkarak bakmıştı.
Taehyung çocuğun bu ürkek görüntüsüyle kaşlarını çatsada hemen geri düzeltmişti. Kendisinden korksun istemiyordu. Jungkook endişeli bakışlarıyla adama bakarken sertçe yutkundu. Kalbi deli gibi atarken tek istediği şey evine gitmekti.Gözlerini yavaşca içinde bulunduğu loş ışıklı odada gezdirirken kendisini izleyen kişileri gördüğünde daha da panik yapmıştı. Çok kalabalıklardı. Yine bir kabusun içinde olmayı çok isterdi ama hayır. Bu yaşadıklarının hepsi gerçekti. Hatta belki de onun kaderiydi. Bu insanların parkta etrafını saran kişiler olduğunu düşünüyordu.
Korkusu bir an olsun geçmezken zar zor konuşmayı başarabilmişti. " Siz kimsiniz? Neden buradayım? Burası neresi? Ben- " üst üste sorduğu soruların farkına vardığında anında susmuştu. Panik halinde olduğu için bu kadar çok konuşmuştu yoksa asla bunu başaramazdı. Taehyung ard arda gelen sorularla çocuğun bu tatlılığı karşısında hafifce gülümsemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blindé | taekook
FanfictionGüney Kore'nin en büyük örgütlerinden birinin lideri Vante bir gün gözlerinde yıldızları gördüğü bir çocukla karşılaşır. " Gözlerin yıldızlar kadar parlakken ben asla karanlıkta kalmam Jungkook. "