Jungkook gergindi.Dakikalardır evlerinin geniş salonunda yanında Vante tam karşısında ise büyükannesi otururken o oldukca gergindi. Bir yandan elleriyle oynayıp diğer yandan stresle ayaklarını sallarken tam yanında oturan Taehyung onun aksine oldukça sakindi. Düşündüğü tek şey ise aklından çıkartamadığı Jungkook'un utangaç yüzü ve kızarmış yanaklarıydı. O kadar tatlı görünüyordu ki içinde ki o anlamsız yanaklarını ısırma hissine engel olamıyordu.
Bir yandan ise Jungkook'un durmadan sallağı bacaklarındaydı gözü. Her ne kadar ellerini bacaklarına koyup onu sakinleştirmek için okşamak istese de karşılarında oturan yaşlı kadın yüzünden kendini tutuyordu. Eğer kendine engel olamazsan her şey daha da çözülemez bir hale gelecekti.
Jungkook ise büyükannesinin neden bu kadar erken geldiğini düşünüyordu. Bunu sormak için ise yalnız kaldıkları zamanı beklemeyi tercih etmişti.
Evet Jungkook'un büyükannesi çok yanlış bir zaman da habersiz şekilde gelmişti. Jungkook sadece yaşadığı şeylerin ağırlıyla sığınacak bir yer aramış ve bunu Vante'nin kollarında bulmuştu. Büyükannesi ise gözünü bile ayırmadan bu ikiliyi izlerken olayları kesinlikle çok yanlış anlamıştı. Yaşlı olabilirdi ama günümüz gençlerini de çok iyi biliyordu. Torununu daha önce kimseyle bu kadar yakın görmemişti. Arkadaşlarıyla bile. O yüzden karşısındaki yakışıklı oğlanın Jungkook'la bir ilişkisi olduğunu düşünüyordu.
Kadın elindeki su dolu bardaktan bir yudum daha aldıktan sonra doğrudan Taehyung'a bakmıştı.
" Eee Vazo oğlum. Kaç yaşındaydın sen?" Jungkook bugün onlarca kez duyduğu hitapla her şeyi unutmuş, ister istemez kıkırdamıştı. Taehyung'un bakışları Jungkook'un gülüşünde takılı kalırken hemen yutkunarak kendini toparlamış ve boğazını temizleyip konuşmuştu." Vante efendim. Adım Vante. Ve otuz bi- " Jungkook Taehyung'un söyleyeceği şeyle şok içinde gözlerini açmış, gülmeye son verip panikle ona bakmıştı. Doğru ya o kendisinden epey büyüktü. Ve bunu çok rahat bir şekilde söylemek üzereydi. Ama büyükannesinin bundan memnun olmayacağını çok iyi biliyordu. Sonuçta akşamın bir vakti otuzlarındaki bir adamla evde yalnız bir şekilde yakalanmıştı. Yaşlı kadın en azından şimdilik bunu bilmemeliydi.
Jungkook aceleyle elini uzatıp adamın ağzını kapatarak devam etmesine engel olmuştu. Kafasını iki yana sallayarak çaresiz bir şekilde bakmıştı ona. Sonra büyükannesine döndü. " 24 yaşında büyükanne. " dediğinde bu sefer Taehyung duyduğu şeyle öksürmeye başlamıştı. Kadın gözlerini kısarak ikiliye bakarken Taehyung boğazını temizleyip Jungkook'a doğru eğildi." 24 mü? " diye sordu inanamaz bir sesle. Jungkook omzunu silkerken gayet rahattı. Zaten yanında ki adam oldukça genç duruyordu. 30'lu yaşlarında olmasına şaşırmıştı bile. Taehyung şaşkınca dururken
büyükanne lafa atlamıştı. " İyi iyi gençmişsin daha. Peki burada, bu saatte ne yapıyordun? " diye sordu imalı bir sesle. Jungkook gelen soruyla kızarmaya başlamıştı. Hem büyükannesinin imalı sorusu, hemde Vante'ye rezil olduğu düşüncesiyle utançtan yerin dibine girmek üzereydi. Ama şu an aklında daha önemli bir şey vardı.Ya Vnate gerçekleri söylerse?
İster istemez tedirgin olurken yanında oturan adama baktı. Cevap vermeye hazırlanıyordu ve oldukça rahattı. Ama Jungkook kendini güvenceye almalıydı. Gerçekleri söylerse asla işin içinden çıkamayacağını biliyordu.
Bu yüzden adamın konuşmasına izin vermeden kendisi lafa atladı." Şey büyükanne Vante'de güzel sanatlar okudu da. Benim bir ödevim vardı. O konuda bana yardım ediyordu. Sabahtan beri çalışıyoruz ödevim için. " diye aklına gelen ilk şeyi uydurduğunda Taehyung ağzı açık bir şekilde Jungkook'a bakakalmıştı. Masum ve saf bulduğu çocuk üst üste yalanlar sıralamış ve bunu yaparken tereddüt bile etmemişti. Jungkook'a göre ise bunlar küçük pembe yalanlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blindé | taekook
FanfictionGüney Kore'nin en büyük örgütlerinden birinin lideri Vante bir gün gözlerinde yıldızları gördüğü bir çocukla karşılaşır. " Gözlerin yıldızlar kadar parlakken ben asla karanlıkta kalmam Jungkook. "