Someone from the past

31 4 14
                                    


Gün yavaş yavaş doğmaya başladığında Taehyung oturduğu koltuğun üstünde bir an olsun gözünü kırpmadan yatakta yatan çocuğu izliyordu. Saatlerdir yaptığı gibi. Üzerinde halen çıkartmaya fırsat bulamadığı asker kıyafetleri vardı. Bu pekde umrunda değildi çünkü sevgilisinin yanından ayrılmak istemiyordu.

Saatlerce orada otururken odaya giren çıkan tüm doktotları izlemiş her gelen doktora durumunu sormuştu. Neyse ki çocuğun durumu iyiydi. Sadece çok korkmuştu. Açlık ve yorgunluğa dayanamadığı için de bayılmıştı.

İlk hastaneye geldiklerinde Jungkook'un büyükannesi de oradaydı. Televizyondan haberleri görür görmez soluğu hastanede almıştı. Zavallı kadın perişan bir haldeydi. Jungkook odaya alındığında uzun bir süre yanında durmuş ve ağlamıştı. Ama daha sonra Taehyung yaşlı kadın için endişelenmeye başladığında ona Jungkook'a iyi bakacağına dair bir söz vermiş ve görevlendirdiği bir askerle birlikte evine göndermişti.

Ayrıca Taehyung'un bu süreçte biraz araştırma yapmaya da fırsatı olmuştu. Okuldaki patlama konusunda detaylı araştırma yapmıştı. Bugün zaten ekipler okulun her yerini karış karış inceleyecek ve bir sonuçla geleceklerdi. Ama Taehyung emindi ki bu düpe düz bir suikasttı. Hedefin neden bu üniversite olduğunu bilmiyordu ama bulacaktı. Şimdi ki önceliği ise küçük sevgilisiydi.

Uykusuzluktan kızaran gözlerini odanın içinde gezdirdi. O sırada yatakta bir hareketlilik hissetti. Hemen bakışlarını oraya çevirdiğinde Jungkook'un kıpırdadığını görmesiyle oturduğu yerden fırlamış ve yatağın önüne gelmişti.

O sırada çocuk gözlerini açmaya çalışıyordu.

Taehyung'un " Sevgilim. " diye fısıldamasıyla çocuğun yüzünde bir tebessüm oluşmuş ve göxleri yavaşca açılmıştı. İlk başta ışığa alışmaya çalışan gözler nihayet büyük bir heyecanla kendisini izleyen adamla buluşmuştu.

Taehyung iyi olduğundan emin olmak için çocuğun yüzünü incelerken Jungkook " Taehyung. " diye fısıldamıştı zorlukla. Sesi çok pürüzlü çıkmıştı ve boğazı ağrıyordu.

Taehyung elini uzatıp yavaşca çocuğun saçlarını okşarken " Buradayım güzelim. " demişti.
Jungkook karşısındaki adamın gerçek olduğunu anladığında göz yaşlarına engel olamamıştı.

" T-taehyung çok korktum. " diye zorlukla konuşurken boğazının ağrısını umursamadı. Adam küçüğüne daha da yaklaşırken saçlarını okşamayı bir an olsun bırakmadı. Bir kaç saat önce ona bir daha dokunamayacağını sanıyordu sonuçta.

" Şşt geçti bebeğim. İnan bana benim için de çok korkunç saatlerdi. " dediğinde Jungkook dolu gözleriyle ona baktı.

" Benim için çok mu endişelendin? " olabilecek en tatlı şekilde sorduğunda Taehyung elini onun saçlarından çekip biraz geri gitti. Yumruklarını sıkarken küçüğünü kaybettiğini düşündüğü an geldi gözlerinin önüne.

O duygusal bir adam değildi. Ama şu an dolan gözlerina asla engel olamıyordu.

Jungkook sevgilisinin ağlamak üzere olduğunu gördüğünde ağzı şaşklınlıkla açılmıştı. " Taehyung? " diye şaskınlıkla konuştuğunda karşısındaki adam hemen dolan gözlerini sildi.

" Jungkook ben... seni kaybettiğimi sandım. " diye mırıldandığında çocuk ona anlamaz gözlerle bakıyordu.

" Ama ben buradayım. " dediğinde Taehyung onun gözlerine baktı.

" Çantanı kayıp mı ettin? " diye bir anda sorduğunda Jungkook şaşırarak gelen bu ani soruyu düşünmeye başladı.

Oh evet!

Blindé | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin