" Taehyung korkuyorum. " diye fısıldadı çocuk adamın takım elbisesinin ucundan tutarken. Gözlerindeki korku her şekilde anlaşılıyordu zaten. Taehyung derin bir nefes alarak küçüğüne döndü ve etrafındakileri umursamadan onun yüzünü avuçları içerisine aldı." Güzelim korkacak hiç bir şey yok. Bak ben yanındayım. Sadece bir kaç soru soracaklar. " dediğinde Jungkook dudaklarını büzerek adamın kıyafetinden tutunmaya devam etmişti. Büzdüğü dudaklarıyla etrafı inceliyordu.
Taehyung sabır dilercesine sevgilisine bakarken " O dudaklarını herkesin içinde büzmesen iyi olur Jeon Jungkook. " dediğinde sesi oldukça ürkütücüydü. Jungkook'da bunu fark ettiğinda dudaklarını eski hâlâ getirerek küçük gözlerini sevgilisine çevirdi.
" Taehyung çok kıskançsın! " diye isyan edercesine konuştuğunda karşısındaki adam sırıtıyordu. O sırada uzun kolidorlarda bir adamın odadan çıkıp kapının önünde durarak Jungkook'un ismini seslenmesiyle çocuk olduğu yerde titremişti. Elbette Taehyung'da bunun farkındaydı. Bu yüzden çocuğun elbisesini tutan elini yakalayıp avuçları içinde sıktı.
" Biliyorum güzelim endişelisin. Ama dediğim gibi sadece bir kaç soru. Ben yanında olacağım. " dediğinde çocuk kafasını salladı üzgünce.
Şu anda bir karakolun içindeydiler. Etrafta Jungkook gibi üniversitede okuyan ve durumu iyi olan öğrenciler dolaşıyordu. Hepsi o gün oraya ifade vermek için gelmişti. Ama Jungkook bu ortamdan korkuyordu. En son yıllar önce gelmişti. Polislerden küçüklüğünden beri korkuyordu. Sevgilisi bir general olmasına rağmen...
Normalde herkes yalnız bir şekilde sorgulanıyordu. Ama Taehyung oldukça korkan sevgilisini gördüğünde dayanamamış, askerlik rütbesini kullanarak sorguda olmak için izin almıştı. Hem böylece olay hakkında bir şeyler daha öğrenebilirdi.
Çocuğun ismi bir kez daha okunduğunda sımsıkı tuttuğu eli bırakmadan odaya doğru ilerlemeye başladı. Etraftakilerin bakışlarını üzerlerinde hissedebiliyorlardı. Ama umursamadılar.
Odaya girdiklerinde kapı arkalarından kapandı. Odadaki bir kaç polis Taehyung'u başıyla selamladı. Jungkook ise olduğu yere sinmiş bir şekilde sevgilisinin arkasında yürüyordu.
Uzun masada oturmuş, sert bakışlarıyla onları süzen komiserin yanına yaklaştılar.
Adam ellerini masaya koyduğunda ikileye alaycı bir bakış attı. " Küçük bir bebekmiş gibi onu arkanda saklamaya devam mı edeceksin? " diye sorduğunda Taehyung sinirlenmemeye çalıştı. Böyle bir şey kendisine yapılda o da aynı davranırdı. Ama şu an söz konusu sevgilisiydi.
Taehyung derin bir nefes alırken tuttuğu eli biraz çekerek Jungkook'un arkasından çıkmasını sağladı. Böylece komiser ve çocuk göz göze geldiler. Adam elinde tuttuğu dosyaya bakarken " Jeon Jungkook. " dedi teyit etmek ister gibi. Çocuk kafasını salladığında adam masasının önünde duran sandalyeyi gösterdi. " Otur bakalım. " dediğinde Jungkook arkasında kalan adama dönüp gözlerine baktı. Adam ona göz kırptığında bu aslında destek olduğunu göstermesiydi.
Jungkook yutkunarak ilerledi ve sandalyeye oturdu. Taehyung ise olduğu yerde kaldı. Sınırlarını daha fazla zorlamak istemiyordu. Rütbesini yeterince kötüye kullanmıştı zaten.
Jungkook oturduğu yerde kafasını eğerken elleriyle oynamaya başlamıştı. O sırada dosyada biraz daha göz gezdiren komiserin dosyayı masaya sert bir şekilde bırakmasıyla irkilerek oraya dönmüştü.
Taehyung sinirlenmeye başlarken arkasında tuttuğu ellerini yumruk haline getirdi. Tek isteği sorgunun bir an önce bitmesi ve sevgilisni buradan çıkartmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blindé | taekook
FanfictionGüney Kore'nin en büyük örgütlerinden birinin lideri Vante bir gün gözlerinde yıldızları gördüğü bir çocukla karşılaşır. " Gözlerin yıldızlar kadar parlakken ben asla karanlıkta kalmam Jungkook. "