24-

1.5K 146 34
                                    

29.02.23

Barın Karaoğlu

Sakin bir kişiliğim yok, her zaman parlamayı da karşımdakini parlatıp gerçek duygularını göstermesine neden olmayı da çok seviyorum. Çünkü insan, değişken bir varlıktır ve her zaman aynı düşüncede olmak zorunda değildir.

Musa abinin yaptığı dosyayı tamamen okusaydım, ne durabilirdim ne de mantıklı düşünebilirdim. Babam Tamer ağa, o dosyadaki kişileri konağa davet etmişti. Dosyanın her noktasını okuyan Tanay, dosyanın sahibi Musa abiler ise sanki hiçbir şeyden haberleri yokmuş da gayet rahat davranıyorlar.

Nasıl oldu, ne bitti bilmiyorum ki gitme nedenini de bilmediğim Celal gerçekten yüzsüzce geri döndü, hatta benimle de konuşuyor. Arada bir kafasına falan vurup onu kendimden uzaklaştırdam da yüzsüzlüğü devam ediyor.

"Böyle oldu mu anne?" diye sordum giydirdiğim bebeği anneme gösterirken. Benim anneme, kendi öz anneme...

Eyşan okulda, annem de yanlışıkla bebekleri yere düşürdü ve Aden, benden daha çok pislendi. Beni önce yıkayan annem, Aden'i sona bıraktı. O hâlâ onu yıkıyor, ben de elimdeki bebeği kurulayıp giydirdim.

"Oldu oldu." Başını birçok kez sallarken işine devam ediyordu. Bebeği dikkatlice kucağıma alıp anneme baktım, Enise'nin ona zarar vermeyeceğini anladığından beri çok daha rahat hareket ediyordu. Geçen gün Arjen abi, onu kucağına alıp havaya fırlatıp tuttuğu için saatlerce gülmüş, herkese ben bugün Aden'e yaklaştım diye anlatmıştı. Tabii, onda korktuğum hallerde yok değil; bir keresinde uykusundan uyanıp bir anda Yasin okumaya başlamıştı, neden yaptığını sorduğumda Aden'im istedi demişti; başka bir anında da aninde gökyüzüne bakıp gülümsemiş ve Adem'i ben de çok seviyorum, Aden'im lafıyla başlayıp saatlerce konuşmuştu.

"Evin bal kızı geldi!" Kapının oradan haykıran Eyşan'ı duymamla gülmem bir oldu. "Abiiş!"

Koşarak bana sarıldığında kucağımdaki bebeği, annem kaptı. Eyşan'ın sırtını sıvazladım, gününü sordum ama gözlerimin önündeki Bulut'u def edemedim.

"Of!" Benden ayrılıp çantasını eline aldı. "Günüm çok kötü geçti. Uyurken hoca sözlüye kaldırdı, sıfır aldım."

"Okulda uyumamalısın." Burnunu sıkıp başını iki yana salladım. "Dersleri kaçırıyorsun, sonra sıfır alınca üzülüyorsun."

"Hiç okula gitmediğin için bilmezsin, okulda uyumak dünyanın en rahat uykusunu çekmeni sağlar." Bilmiş gibi bir de saçlarını savurduğunda gülerek yanağından makas aldım. "Abiş yeniden okula başlasan ya? Valla ben yardım ederim sana. Öğrenmenin yaşı yoktur."

"Öğrenmenin yaşı, Barın'da da sabır yoktur abisi. Anne ellerin soyulacak, hadi çık banyodan." Bana döndüğünde dudaklarını büyüdüğünü gördüm. Ona karışılmasını sevmiyor.

"Kız bebiş." Banyoya giren Eyşan, annemin koluna dolandı. "Bugün sana yine boyama kalemi aldım."

"Gerçekten mi?" Onlar konuşarak uzaklaştığı an banyonun kapısını kapadım.

Tanay, Musa abiyle gitti; Arjen abi ve diğerleri işlerine dağıldı, sadece kadınlar konakta. Birkaç saat boyunca çocuklarla oynamıştım, hele bir tanesine uçurtma yapmıştım da işte anaları pek memnun değil. Çardakta elişi yapan ablam, ona baktığımı anlamış gibi anında bana bakıp göz kırptı.

Senelerce burada bir dolabım olmuş; kıyafetler, ayakkabılar, aksesuarlar, telefonlar, oyuncaklar... Hepsi ablamın kendi odasındaydı, annemin odasına indirdim. Oraya bir yatak daha koyduk ki bunu isteyen annemdi. Bana ayarlanan odaya geçeceğim sıra çocuklar gibi ağlayarak bacağıma sarılmıştı. Benim de canıma minnet, yıllar sonra annem olmuş onunla uyurum tabii.

Barın -Erkek Versiyon-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin