Heyyyoooo merhabalar nasılsınız keyifler nasıl ? Umarım iyisinizdir.
Uzun zamandır yoktum kendi sağlık sorunlarım ve mesleğim sağolsun bir türlü rahat bırakmadılar . Canım Pamirimi ve canım Laçinimi çok özledim bence sizde özlediniz ...
Benden duymuş olmayın ama onlar sizi çok özledi ...
Vote ve yorumlarınız benim için çok kıymetli Umarım sizlerde yorumları ve voteleri eksik etmezsiniz.
50 vote 20 yorumda yeni bölüm gelecek ..
O zaman kadar hoşçakalın loçklarım 🧡🧡🧡
Elimde tuttuğum saatlik bomba patladığı an biten hayatımın en büyük kanıtı olacaktı bir gün , öyle bi zamanda patlayacaktı ki bu bomba dünya ters dönecek kıyamet çanları çalacaktı her ikimiz için . Her doğan gün umut yerine ölüm kokuyordu benim için ve bu ölüm öyle acıtacak ki canımızı kanmayan tek bir yerimiz dahi kalmayacaktı , yoracak yıpratacak ve sonsuzluğa uğurlayacaktı . O zamandı benim bayramım o zamandı beni doğum günüm , çalınan bir aile hesap soracaktı bana kalk ve hesap ver diyecekti .
Birinden hayat çalmayı o kadar acı şekilde öğrendim , bu öğrendiklerim yara oldu bana. Yıllar geçti bedenim düşüncelerim büyüdü yaram genişledi tam kabuk bağladı derken tekrar geçirdim tırnaklarımı ve tekrar kanattım o yarayı . Karanlık kuyulardan taş zindanlara kadar haykırmak istedim ben çok pişmanım diye denedim de sonradan fark ettim ki sadece minik bir fısıltıydı dudaklarımdan çıkan benim bile duymakta zorlandığım sessiz ama etkisi büyük bir fısıltı. Bu gün yapılan yarına kalmıyordu ilahi adalet bir gün tecelli ediyordu işte belki kişiye belki yakınına ama illa oluyordu . Sırtımda dünya yükü , yüreğimde bir annenin evladına doymadan gidişi , ellerimde her birinin ruhu ve gözlerimde o gecenin kalıntıları . Yanıyorum cehennemin kor ateşlerinde cayır cayır fakat bir o kadarda buz gibiyim hissiz kimsesiz .
Yerde yatan adam son nefesini verdiği an elindeki beyaz zarf dikkatimi çekti üzerinde kocaman harflerle LAÇİN TUNALI yazıyordu. Sessiz gelen ziyaretçim belliki sesli şekilde ölmek istedi , emanetini teslim etti ve gitti oda biliyordu ki kalırsa onu sorgulayacağımı . Elindeki mektubu aldığımda duyduğum zil sesi eş zamanlı oldu , tabi ya silah sesini duyan buraya gelecekti . Mektubu katlayıp salondaki kanepenin arasına sıkıştırdım ve kapıyı açtım , Pamir endişeli gözlerle bana bakıyor vücudumda herhangi bir yerde delik görmeyi bekliyordu ve ne yazık ki o delik bana değil içerideki adama açılmıştı.
"İyimisin ? Silah sesi duydum ." Endişesi ses tonundan dahi belli oluyordu .
"Ben iyiyim fakat içerideki adam öldü ."
Müsade istemeden içeriye tabiri caizse dalış yaparak girdi ve salonumdaki adamla adımları olduğu yerde kaldı. Eee ama ben zaten öldüğünü söyledim değil mi ? Neden şaşırıyorsun ? .
"Kim bu adam ? ". Mektubu ben okumadan ona bahsetmek gibi bir hata yapamazdım .
"Bilmiyorum gece tıkırtılara kalktım ben daha onu yakalayamadan o kafasına sıktı."
Pamir düşünmeye başladı ve her ne bulduysa gözlerinde pırıltılar oluştu "Adam aracılardan biri hatırlasana Afranın söylediklerini bize talimat verirler ve ölürler demişti ." Evet bi aracı bunun bende farkındayım.
"Evet doğruda onlardan biri olduğunu nereden çıkardın ?". Pamir bana cevap vermek üzere ağzını açmıştı ki kapım tekrar çaldı .
Bu sefer gelen tim Kaan Binbaşı ve askeriyedeki bir kaç personeldi kapıyı sonuna kadar açıp içeriye davet ettim . İçimden içerideki ölen adama lanetler yağdırmayıda ihmal etmiyordum tabi ki sonuçta susturucu diye bir şey var ne gerek vardı bu kadar ses çıkartıp insanları buraya toplamaya . Tekrar salona doğru adımlak için harekete geçecekken yine kapı zili durdurdu beni , gelenler Albay Korhan ve eşi vardı onların suratındaki telaşta aynı içeridekiler gibiydi . Onlarıda içeriye buyur ettikten sonra direkt odama gidip üzerime daha usturuplu şeyler giydim ve onların yanına geri döndüm .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Gölgesinde
Ficción GeneralYılların sakladığı onca sır , rafa kaldırılmış tozlu sandığın içerisinden çıkarsa ortalık çok karışacaktı . "Ben yaptım ! Benim yüzümden !". Genç kadının sesi semayı delip geçti . "Yalan de Yapmadım de !" . Genç adam bir hayıra inanmak isteyen radde...