hwang hyunjin yanındaki bang chan ile oturuyordu.
umursamazlığı tüm hareketlerindeydi, amcası ise bunun farkındaydı ve bu onu deli ediyordu. ikili, siyah koltukta yayılarak oturmuştu. elindeki siyah, ismi yazılı zippo ile oynuyor ve asla dönüp amcasına bakmıyordu.
"sen beni dinliyor musun ki?" dedi elindekileri masaya atarak. hyunjin önce sırıttı, dedikleri onu gram etkilemiyordu. yavaşça dönüp chan'a baktı.
"dinlememe gerek yok ki," diye mırıldandı. "avukatım bu yüzden yanımda."
chan yüzünü buruşturarak hyunjin'in amcasına döndü."hyunjin hepsini istiyor," dedi ciddiyet dolu bir sesle. bu olaydan gram hoşlanmasa da günün sonunda hyunjin'den para alıyordu, yani gerçek anlamda müvekkiliydi. "her şeyi."
bang chan'ın her şeyden kastını odadaki herkes anlamıştı. "bu imkânsız," gözleri odadaki diğer avukata gitti. "vasiyette böyle yazmıyor. olan devam edecek, değil mi?"
avukat silkelendi. boğazını temizleyip elindeki kağıtları sıktı. oturuşu hyunjin'e dönüktü. "mirasının belli bir kısmını size bırakmış ama yazdıkları, babanızın isteğine göre haftada bir gelecek." hwang hyunjin ortadaki dikdörtgen sehpaya bakakaldı. bacakları ondan habersiz titriyordu. "ben babanızın isteklerini yerine getirmekle hükümlüyüm ve vasiyetinde yazılan bu."
hyunjin derin bir nefes aldı ve kafasını kaldırdı. "amcamdan almayacağım," tane tane konuşuyordu. "ne evime gelecek ne de pat diye önüme bırakılacak. sen beni aradığında teslim almaya geleceğim."
beyaz saçlı avukat önce amcasına baktı. hyunjin'in amcası hafifçe kafasını salladığında avukat dudaklarını yaladı ve onayladı. "bu isteğini yerine getirebilirim," diye mırıldandı. "bir şey daha var." olduğu yerde ufaldı, nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. yıllarca birlikte çalıştığı adamın oğlunu tabii ki tanıyordu ama ne tepki vereceğini kestiremiyordu. "mirasının yüzde yirmi beşi tanıdığınız birinde değil." elindeki kağıtları bang chan'a uzattı. bang chan kaşlarını çatarak kağıdı okumaya başladı içinden.
"ne demek istiyorsun?" dedi elindeki zippoyu açıp kapayarak. bir gözü amcasındaydı, neler olup bittiğini biliyor muydu diye bakıyordu. bu önemli bir detaydı.
cevabı bilmesine rağmen yavaşça konuşarak sordu. "annenizin başka birinden bir çocuğu mu vardı?"
hyunjin'in eli duraksadı. bang chan bile kağıdı çekip avukata dönmüştü. ortam elle tutulur cinsten gerildiğinde sertçe yutkundu. "o ne demek?"
"vasiyetinde mirasının yüzde yirmi beşini annenizin diğer oğluna bıraktığı yazıyor."
hyunjin tekrar amcasına baktığında ona asla bakmadığını fark etti. önündeki evraklarla ilgileniyormuş gibi yapıyordu ama aptal değildi, o çalışırken bile kafasını eğmezdi. "böyle bir şey imkânsız," dedi sonunda sessiz ortamı bıçak gibi keserek. "annem başka birini sevmedi hayatında."
"böyle durumlar için sevmek gerekmiyor." dedi avukat sakinliğinden güç alarak. "bir üvey kardeşiniz olduğu yazıyor."
"saçmalamayın," yumruğunu sıktı. "öyle olsa bile babam neden ona miras bıraksın? aldatıldığı için mi?" kendi kendine güldü. şakaydı büyük ihtimalle, amcasının para koparmak için basit oyunuydu bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sigaralar yandığında, hyunlix
Fanfiction"laleler mezara da yakışır hyunjin." 28 kasım 2023