yaşamayı hissetmek zordu.
bazı ufak anlar yaşamayı hissettirirdi ama hiçbiri kalıcı olmazdı.
sonra biri çıkagelirdi... sözleri, öpüşleri, dokunuşları hissettirirdi. hayatınızın en büyük parçası olduğunda sadece nefes aldığını bilmek bile gerçek yaşamı hatırlatırdı.
üzerime eğilen adamın öpüşleri, verdiği haz, bana yaşamayı sevdiğimi hatırlatıyordu ve bunun kalıcı olduğunu biliyordum. çıplak tenimde bıraktığı izler, tenimi gıdıklayan saçları bana bunu kanıtlıyordu.
kafasını yavaş hareketlerle kaldırdı ve bir an için gözlerime bakıp gülümsedi. sonunda yavaşça beni yatağa bıraktığında karnım ağrıdı. heyecandan kıpır kıpırdım. elleri pantolunumu çekiştirdiğinde gülüyordu. bunu özlemiştim, onu özlemiştim ve o kadar çok istiyordum ki. sadece bu isteğim bile şu anda karşımdayken boşalmama yeterdi.
pantolonumu yavaşça çıkarttığında çıldırmak istiyordum, beni delirtmek için yapıyordu ve bunu başarıyordu. "hyunjin," dedim neredeyse inleyerek. "çabuk olmazsan seni yok edeceğim."
kahkaha attığında biraz hızlandı. sonunda boxerımla kaldığımda kendi tişörtünü de çıkarttı. boxerımı çıkartmasına yardım ettiğimde sabrımın kalmadığını anlamıştı. suratındaki sırıtma bu yüzden mümkünmüş gibi genişlemişti. karşısında tamamen çırılçıplak kaldığımda birkaç saniye bakakaldı. "bebeğim," dedi gözlerime bakmadan. eli göbek deliğimde gezindi. "o kadar güzelsin ki."
bunun diğerlerinden farklı olacağının farkındaydım ama bu beklediğimden de mükemmeldi. sevgisini dokunuşlsrında adeta hissettiriyordu.
üzerime doğru çullandı. eli sertleşen penisimi kavradığında kalbim hızla atmaya başladı.
kasıklarıma doğru ilerleyen dudakları her seferinde sertçe yutkunmama sebep oluyor, bıraktığı dil darbelerinde alev alıyordum. bir yandan da penisimi okşuyordu. tatmin duyguma çoktan ulaşmıştım ama ona olan isteğim hiç bitmeyecek gibiydi. dilini penisime değdirdiğinde patlamıştım, büyük bir rahatlamayla inledim. ondan bu kadar etkilendiğimi anlayınca hırçınlaştı, akan sıvıyı emdi.
kendimi o kadar iyi hissediyordum ki, nefes nefese kalmıştım.
penisimi ağzının içine aldığında önce dişlerini geçirdi, çığlıklarım tüm evi doldurduğunda saçlarını sertçe çektim. hırçın tavrı gittikçe çoğaldı, acı tüm bedenimde tatlı bir sızıdan ibaretti sadece. bacaklarımı aralayabildiğim kadar araladım, hareketlendim. ben hareketlenince o da hareketlendi, penisim ağzının içindeyken ileri geri yapmaya başladı.
o beni talan ettikçe delirdim, bayılacağımı düşündüm. ondan hatta başka birinden bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyordum. bu an için var olmuş gibiydim.
kafasını kaldırdığında gözlerimi sıktım. bu kadar çabuk geldiğim için utanmıştım, sanki hiç sex deneyimim olmamış gibi anında boşalmıştım.
nefes seslerini duyunca gözlerimi açtım. gülerek beni inceliyor, bir yandan da tenimi okşuyordu. sertleşen penisime ve eşofmanla duran haline baktım. ne düşündüğüm anlayıp ayaklandığında eşofmanın ipini çektim ve anında aşağı indirdim. bana yardımcı olduğunda yüzünde hâlâ kocaman bir gülümseme vardı.
beni incelediği gibi onu inceledim. dünyanın en harika varlığı karşımda duruyordu. tamamen bana aitti şu an, istediğim her şeyi yapabileceğimi biliyordum. sertçe yutkundum.
nefes nefese olan sadece o değildi ama benden daha hızlı toparlanmış ve karşımdan çıkıp hızlı adımlarla çekmeceyi karıştırmaya başlamıştı. sonunda aradığını bulup yanıma geldiğinde komedonu gördüm. çıkartıp düzgünce taktığıma emin olduğumda tekrar dudaklarına yapıştım. dudaklarım onun tadını çıkarırken elleri asla rahat durmuyor, penisimi sıkıca tutuyordu.
alt dudağını çekiştirip çekildiğimde nefes almama izin verip boynuna yapıştım. kafasını benim için yatırdığında penisimi çekiştirdi. bu hareketi boynunu dişlememe sebep olduğunda, boğuk inlemem aramızda yayıldı. kendimi ona daha çok yapıştırdım. bedenlerimiz tamamen bir olduğunda artık tamamen kucağındaydım. elleri kalçamı buldu, o kalçamı sıkarken meme uçlarını emiyordum.
meme ucunu adeta vakumladığımda zevkle inledi. daha fazlasını yapmaya devam ettiğimde hareketlendi. penisi penisime değdi, alev aldığını hissettim.
"seni içimde istiyorum," diye mırıldandım. düşüp bayılmamam bile bir mucizeydi. sonunda ellerini çektiğinde dudaklarımı ondan ayırdım ve bir süre gözlerimi kapatıp ona arkamı döndüm. ayaklarımı yere koyduğumda nefes bile almama izin vermeden parmaklarını deliğimde gezdirdi. diğer eli kalçalarımda gezerken sonunda parmaklarını deliğimin içine soktu.
nefesim kesildi. çığlıklarımı durduramadım ama kulaklarıma ulaşmadılar bile. o parmaklarını soktukça ismini bağırıyordum.
"çok güzelsin felix." dedi zevkle. tatmin olduğunu duymak beni daha çok azdırdı. mümkünmüş gibi dahasını istediğimi belirttim. parmakları içimde gezdikçe ellerim çarşafları sıkıyordu.
çıkartmadan önce iyice gezindi parmakları. hızlı bir şekilde parmaklarını çıkarttığında "ah!" diye bağırdım.
"harika birisin."
belimden tutup beni kendine çektiğinde sıcak tenini tenimde hissettim. sertleşen penisi deliğimi bulduğunda dilim kurumuştu. büyük penisini içimde hissettiğimde acıdan ölecektim ama kendimi ona bastırıp durdum. beynim benden habersiz düşünüp hayata geçiriyordu bunu.
kalçalarımdan tutup git gel yaparken zevkten dört köşeydim. aklımdan sadece onu çok sevdiğim, onu daha çok istediğim ve hyunjin geçiyordu. başka bir şey düşünmem imkânsızdı.
kendini bana daha çok soktuğunda, hızlandı. acı her yerimdeydi artık. "felix," dedi nefes nefese. "seni çok seviyorum ben."
"ben," konuşamıyordum. "daha, ah!"
"duyamadım." dedi aceleyle.
"çok seviyorum!" diye bağırdım.
bir süre aynı işlemi döndürüp durdu. ikimiz de yorulduğumuzda içimden çıktı ve beni kaldırıp yavaşça yatağa bıraktı. terlemiştim, mümkünmüş gibi ıslanmıştım ve zevkten ölmüştüm.
hyunjin'de kendini yatağa attığında nefes nefeseydi. ikimizde bir süre tavanı izledik, arada bana bakıp kontrol ettiğini fark ediyordum.
nefes alışlarımızda düzene girdiğinde tamamen bana doğru döndü. "iyi misin?" diye mırıldandı saçlarımı yüzümden çekerek.
"zevk o kadar fazla ki acı hissetmiyorum henüz."
ben de ona dönüp yattığımda kuş gibiydim. "beni gerçekten seviyor musun?"
bunu sormam tamamen ilgidendi, bugün fazlasıyla anlamıştım. kafasını yavaşça salladı ve eğilip dudaklarıma bir buse kondurdu. "seviyorum." saçlarımı bırakmadı. oynamaya devam ettikçe gözlerim kapandı. "o kadar iyiydin ki, minik bebeğim."
yaşamak buydu.
gülümsediğimi hayal meyal hatırlıyordum. bilincim yavaş yavaş kapanıyordu ve o da bana bunda yardımcı oluyordu.
dudaklarını en son alnımda hissettim. hatırladığım son şey de bu olmuştu.
13 haziran 2024
😔!0tecrübeyleyazılmıştır!😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sigaralar yandığında, hyunlix
Fanfiction"laleler mezara da yakışır hyunjin." 28 kasım 2023