Bunca yaptığım şeyler için bir ceza mıydı? Her zaman en iyisi olmaya çalışmanın nesi ceza olabilirdi ki? Bana verilen ceza ölüm gibiydi, hayır, ölümden daha bir şeydi yaşamak. Yaşamak, ölümden daha da kötüydü, işkenceydi. Kimseye yaranamıyordun sadece seni eleştiriyorlar. Yine de buna katlanarak önüme devam ettim ancak bitmediler. Bunun nedeni neydi? Neden bitmiyordu? Sorun ben mıydım anlayamıyordum. Çok düşündüm intihar etmeyi ama kurtuluşu yoktu ki bu acının. Pes edecektim o zaman, savaşım yarım kalacaktı ve en önemlisi onlar kazanacaktı. Elimde olabilen tek şey görmezden gelmekti.
Öğle arasından sonraki derslere girmedim ve hayatımda bir ilki gerçekleştirerek okuldan kaçtım. O boktan yerde daha fazla duramazdım. Kendimi kirli hissediyordum, suçlu ve sinirli. Eve gidesiye kadar sadece düşündüm ve ağladım. Yoldan geçenler bana bakıyordu ama umursayacak halim yoktu. Eve gelip kapıyı çaldığımda annem şaşkınlıkla açtı kapıyı. Göz göze geldiğimizde gözyaşlarımı tutamadım ve ağlamaya başladım. Annem ilk kez o gün sarılmıştı bana. Ne olduğunu bilmiyordu veya tahmin ediyordu ama ilk kez kızmak yerine bana sarılmayı tercih etmişti.
Beraber içeri girdiğimizde Yeonjun fırlamıştı salondan. Ağladığımı gördüğünde telaşla anneme bakmıştı. Annemde onu salona geri göndermişti. Beraber odama çıktığımızda annem beni yatağa oturttu ve önüme eğildi. Gözlerindeki üzüntüyü görmüştüm. İlk kez benim için üzülüyordu belki de.
"Ne oldu kızım, hadi anlat."
Elimin tersiyle gözyaşlarımı silerek ağzımı araladım ve güçlükle de olsa birkaç kelime söyleyebildim.
"Anne... Ben... Tacize uğradım."
Ağzımdan çıkanlardan sonra daha da kötü oldum ve ağlamaya devam ettim. Kirli hissediyordum, kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum. Nefes almak her geçen saniye zorlaşıyordu. Annem birkaç dakika sessiz kaldı. Kafamı kaldırıp ona baktığımda gözlerinden yaş aktığını gördüm. Benim baktığımı fark edince hızla kendini toparladı ve ayağa kalktı.
"Sen duşa gir, iyice bir temizlen sonra aşağı gelip yemek ye."
Annem öfkeli çıkan sesiyle konuştuğunda onu onayladım ve odadan çıkmasını bekledim. Öfkesi bana değildi bu sefer, başka bir şeye öfkelenmişti. Belki de okula ya da bana izinsiz dokunan o piç kurusuna.
Annemin dediğini yaparak duş için hazırlandım. Okul kıyafetlerimi üstümden çıkararak çamaşır sepetine attım. Duşa girerek sıcak suyu açtım. Birkaç dakika sadece öylece yıkandım. Sıcak su ve derin düşünceler... İlk kez beni bu kadar rahatsız ediyordu. Normalde severdim suyun altında kalıp bir şeyler düşünmeyi ama bu sefer farklı olmuştu. Kendime geldiğimde banyo ligini alıp biraz duş jeli sıktım. Ardından tüm vücudumu kazırcasına ovalamaya başladım. Ne kadar ovalarsam ovalayım hiç çıkmayacakmış gibi hissettiriyordu.
Sonunda duştan çıkıp üstüme pijamalarımı giyerek aşağı indim. Annem mutfaktaydı. Mutfağa yanına gittiğimde önüme sıcak çorba koydu. Hiçbir şey demeden çorbayı kaşıklamaya başladım. İkimizde oldukça sessizdik. Sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Kapı çaldığında aramızdaki sessizlik sona erdi çünkü kapıyı açmak için mutfaktan çıkmıştım. Kimin geldiğini merak ederek kapıyı açtım. Ryujin elindeki kek tabağı ile karşımda durmuş öylece bakıyordu. Yüz ifadesinden anlayacağım kadarıyla şaşırmış ama bunu saklamaya çalışıyor gibiydi. Belkide ona boş bakışlarla baktığım içindir?
"Annem kek yaptı da bunu size vermemi istedi."
Elindeki kek tabağını alarak onun rahatsız edici bakışlarını görmezden geldim. Suratına kapıyı kapatıp mutfağa gittiğimde annem bana ve elimdeki kek tabağına bakıyordu. Elimden tabağı alarak dolaba koydu. Ardından bana döndü.
"Yarına psikolog randevusu aldım. Okuldan sonra oraya gideceksin."
"Anne... Yarın okula gitmesem?"
"Olmaz."
Bir şey demedim ve mutfaktan çıkarak odama ilerledim. Odamın camı yine açıktı. Uyumak istediğim için perdeleri kapatacaktım ki karşı odadaki Ryujin'i gördüm. Bir not yazıp penceresine yapıştırmıştı. Gözlerimi kısarak yazıyı okumaya çalıştığımda kağıtta, 'Bugün neden okuldan erken çıktın? Yoksa altına mı işedin?' yazıyordu. Beni zorbalamasını pek takmamıştım sadece tek istediğim bugün beni yalnız bırakmasıydı. Bu yüzden bir not kağıdı alıp üzerine 'Bugünlük sadece bugünlük beni rahat bırak.' yazmış ve de pencereye yapıştırmıştım. Ryujin notu okuduğunda sırıtsada gözyaşlarımı tutamayıp ağlamaya başlamıştım. Çünkü acıtıyordu! Tüm bu her şey canımı yakıyordu! Sırtmayı bırakıp şaşkınca baktığında perdeyi kapatıp kendimi yatağa attım. Sadece bir süre tavana baktım ardından da uyuyakaldım.
Yeni bölümmm
Bölüm biraz sıkıcı oldu kusura bakmayınnn diğer bolüm söz veriyorum daha iyi olacaak😗
Oy vermeyi unutmayınnnn 🫶🫶
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love me // ryeji
Fanfictionyeni bir liseye başlayan Yeji kendi kafasındaki bir kızla tanışır. İkili iyi bir arkadaş olsada arkadaşlıktan farklı boyuta yükselirler ama yukselişle acilarıda ikiye katlanır...