Psikologdan çıktığımda kapıda Ryujin'i beklemiyordum. Beni gördüğünde yaslandığı duvardan doğrulup elindeki telefonu cebine koydu. Bana dönerek bir adım attığında yanına ilerledim çatık kaşlarla.
"Ne işin var burada?"
"Hediye bakacaktım ama daha önce kimseye hediye almadım. Bu yüzden belki... Yardım edersin diyordum."
Demek ilk hediyesi Yuna'ya olacaktı. Belki de gerçekten iyi bir çift olurlar, ha? Gerçi benim hislerim bile belli değildi ki onun hakkında. Eğer bir hoşlantı olsa bile benim için bir işkence olurdu, o benim zorbamdı ve ben onu seviyordum. Ölüme gidiyordum ama hoşuma gidiyordu. Ne yapabileceğimi de bilmiyordum, annem duysa ne derdi? Şuan düşünmeyi bırakıp Ryujin'e döndüm.
"Tamam, olur."
Ryujin belli belirsiz gülümseyip caddeye doğru ilerlediğinde peşinden giderek ona yetiştim. Beraber ilerlerken gergin hissediyordum. Sohbet açmalı mıydım yoksa sessizliği devam ettirip işimize mi odaklanmalıydım? Gerçi pek vaktim yoktu saat altı olmadan eve gitmem gerekti. Yapılacak testler ve ödevler vardı. Keşke bunların hiçbirini yapmak zorunda kalmasaydım. Bazen sadece salıvermek istiyorum sadece salmak... Tek başarının akademik başarı olmasını istemiyorum. Benim de kendimce hayallerim var ama gereksiz konulardan dolayı gerçekleştiremiyordum.
"Yuna neleri sever?"
Pat diye sormuştum. İçimdeki öfke veya kıskançlık o kadar bunaltmıştı ki ani gelen cesaretle konuşmuştum. Ryujin yandan bakıp, "Bilmiyorum, onunla bugün tanıştım." Dedi. Doğru ama sanki yıllardır arkadaş gibi davranmışlardı. Çok takmayarak kafamı iki yana salladım.
"Ara da sor."
"Olmaz! O zaman sürpriz sayılmaz ki."
Parmaklarımı çenemin altına koyup düşünmeye başladım. Ne yapabilirdik? Nasıl öğrenebilirdik acaba .... Belki Instagram hesabı vardır! Ne kadar zekiyim, doğuştan gelen bir yetenek.
"Sende Instagram hesabı var mı?"
"Ah, evet! Bugün ona istek atmıştım."
Ne kadarda hızlı. Her neyse. Ryujin, Yuna'nın hesabını açtığında çok fazla fotoğraf yoktu ama öne çıkanlarına girdiğimizde manga sevdiğini, Olivia Rodrigo dinlediğini ve yoga yaptığını öğrendik. Ona yeni bir yoga matı ve Olivia albümü alabilirdik, bütçemiz buna yeterdi. Ryujin ile anlaşıp ilk önce spor ürünleri satan mağazaya girerek mor, çokta pahalı olmayan yoga matını aldık. Ardından oradan çıkarak CD, albüm ve kaset satan bir mağazaya girdik. Yeni ve eski şarkıcıları satıyordu, her türden vardı. Gözlerim TV Girl albümüne takıldığında almak istedim fakat o kadar param yoktu. Bu yüzden Olivia albümü bularak kasaya ilerledik.
"Çok güzeller, sonsuza kadar burada yaşayabilirim."
Etrafa bakarak kendimce söylendim ama galiba Ryujin de duymuştu. Kasadan albümü geri alıpağazadan çıkarken kulağıma eğilip, "Seninle kalmak isterdim ama... Mağlum." Dediğinde gözlerim büyümüştü. Ne demek istediğini anlamıştım ayrıca kulağımı gıdıklayan sesi kalp hızımı olduğundan daha hızli arttırdı. Gözlerimi ondan kaçırıp mağazadan çıktım. Otobüs durağına ilerken çantamdan tutup beni durdurdu.
"Nereye?"
"Eve gitmem lazım, annem kızabilir."
Eli çantamdan düştüğünde ne olduğunu anlayamamıştım. Niye bir anda böyle üzgün görünüyordu? Nasılsa yarın beni zorbalamaya devam edecekti, surat asmasına gerek yoktu ki.
"Yemek yeriz diye düşünmüştüm."
Ryujin'i anlamak gerçekten zordu. Bir gün iyi bir gün kötü davranıyordu bana. Ne yapmak istediğini ya da amacının ne olduğunu bir türlü çözemiyordum. Oyun mu oynuyordu benimle yoksa ciddi miydi anlayamıyordum. İyice sinirlerimi bozmaya başlamıştı.
"Ryujin, seni anlamıyorum. Bana iyi mi yoksa kötü mü davranıyorsun? Benden hoşlanmıyor musun? Neden böyle yapıyorsun?"
Ryujin kaşlarını çattı. Astığı surat ifadesi yerine sert ve soğuk bir ifade almıştı. Belki de ona gerçekleri söylemem ya da ona karşı koymam onu kızdırmıştı.
"Sadece hediye için karşılık verecektim."
Sert çıkan sesiyle konuştuğunda kafamı sallayabilmiştim bir tek. Beni orada bırakıp otobüs durağına ilerlediğinde peşinden gittim. Sonuçta komşuyduk ve evlerimiz yan yanaydı. Otobüs durağında onunla konuşmaya çalışmıştım ama o kafasıni telefonundan kaldırmadığı için pek bir şey söyleme fırsatım olmamıştı. Otobüs birkaç dakikaya geldiğinde Ryujin'in arkasından binip kartımı okuttum.
"Yetersiz bakiye."
Ne! Ah, hayır... Olamaz. Şuan değil lütfen. Şuan da olmaz. Zaten eve geç kalmıştım bir de kartım da bakiye yoktu. Çaresizce Ryujin'e baktığımda oralı bile olmamıştı. Şoför ile göz göze geldikten sonra binemeyeceğimi anladım. Bu yüzden otobüsten inerek otobüsün hareket etmesini bekledim. Otobüs hareket ettiğinde camdan Ryujin ile göz göze geldik. Suratında hiçbir ifade yoktu, öylece bana bakıyordu. Mahcup bir şekilde ona bakıp geri geri ilerledim ve duraktaki banka oturdum. Bir daha ki otobüsün kalkışına 20 dakika vardı ve saat altıya yaklaşıyordu.
Telefonum titrediğinde cebimden çıkarıp telefona baktım. İki kişiden mesaj vardı. Biri annem diğeri ise oydu. Kalbimle oynayan şahıs...
Yeni boluuum geldiii
Pzt din sınavı var aglicaaam bu yüzden bölüm kötü oldu ama sınav haftasindan sonra müthiş bölümler gelceeek🥳
Oy vermeyi unutmayınnnn 🫶🫶🫶🫶
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love me // ryeji
Fanfictionyeni bir liseye başlayan Yeji kendi kafasındaki bir kızla tanışır. İkili iyi bir arkadaş olsada arkadaşlıktan farklı boyuta yükselirler ama yukselişle acilarıda ikiye katlanır...