Bazen insan adını bile hiç bilmediği ya da daha önce yaşamadığı duygular yaşar. Bazen de daha önce, çok zaman önce yaşadığı duyguyu bir anda yaşamaya başladığında kalbi deli gibi atar. O kadar hızlı atarlı sanki ölecekmiş gibi olur, kafayı sıyırır düşünmekten. Ne hissettiğini, bu duygunun adını bulmaya çalışır ama asla bulamaz. Çünkü içinden bir ses eğer o duyguyu yakalarsa onu bir daha hissedemeyeceğini söyler, o da yakalamak yerine bir dahaki hissedeceği anı bekler. Benim için bu duygu mutluluk, sevgiydi. 6 yaşından sonra bu iki duygu benim için yoktu. Taaki Ryujin ile tanışana kadar. O bana mutluluğu ve sevgiyi en içten şekilde hissettiren tek kişiydi.
Kafeye girdiğimizde Yuna ve diğerlerini cam kenarında otururken görmüştük. Yanlarına gidip oturduğumuz da ilgi kısa süre bizde olmuştu.
"Sanırım kavga etmemişler."
Ryujin'e baktığımda kafasını onaylar bir şekilde salladı. Onay aldıktan sonra diğerlerine doğru dönüp ilgiyi üzerime çektim.
"Biz Ryujin ile çıkmaya başladık."
"Ne!"
Her ağızdan şaşırma sesi geldiğinde utanarak bakışlarımı Ryujin'e çevirdim. Çok rahat bir şekilde diğerlerini izliyordu. Elimi tutup, ellerimizi birleştirdi ve ardından havaya kaldırıp diğerlerine gösterdi. Herkes şaşkın ama sevinmişti. Özellikle Jisu, fazlasıyla sevinmişti.
"Düğun ne zaman?"
"Çıkmaz ayın çarşambası."
Jisu göz devirip telefonunu cebinden çıkarıp kamerayı açtı. Ardından hepimiz kadraja girecek şekilde kamerayı ayarladı.
"Çekiyorum...3,2,1!"
Fotoğrafı çektıkten hemen sonra sosyal medya hesabında paylaştı. Kafede uzun bir süre sohbet ettik. Günün, zamanın ya da yerin önemi yoktu. Sadece hep birlikteydik işte. Kimse kimsenin sorunlarını ya da kusurlarını aramıyor sadece gülmek ve eğlence için konuşuyordu. Ve ben bunu kesinlikle çok sevmiştim, hayatım boyunca bu anda kalmak istemiştim.
Akşamüstü olduğunda kafeden kalkmış ve evlere dağılmıştık. Tabii Ryujin biraz yürümek istediğini söylediğinde ev yerine parkta yürümeye karar verdik. Ellerimiz birbirine kenetliydi yine. Ellerimize bakıp, gülerek yürüyordum.
"Biz hep böyle kalacağız değil mi Ryujin?"
Bana baktı ama ben ona değil, kenetli ellerimize bakıyordum.
"Ayrılmayız dememi bekleme ama ayrılsak bile biliyorum ki ya bu dünyada ya da diğer bir dünyada beraber tekrardan olacağız."
Önüne geçip onu durdurdum. Diğer elimi de onunla birleştirip alttan alttan ona baktım. Ne yaptığımi anlamaya çalışıyordu ama bir o kadarda halinden memnundu.
"Ben seni hep seveceğim. Ne kadar benimle uğraşsanda ya da zorbalık yapsanda seni seveceğim."
Ryujin elini çeneme koyup dudaklarımızı yakınlaştırdı. Ardından küçük bir öpücük kondurdu. Gülerek ona baktım. Belki de şuan bu andan çıkmak istemiyordum. O bir şey yapmadan ben yaklaştım ve dudaklarını uzunca öptüm. Ellerimizi çözüp, belime doladı. Bende refleks olarak boynuna dolamıştım kollarımı. Uzunca öptü dudaklarımı, bende onunkileri.
"Belki de biz ruh eşiyizdir?"
"Belkiyi at, öyleyiz."
Finaaaal
Biraz garip ve hızlı bir final oldu ama artık seriyi uzatmak istemedim yoksa bok yoluna ilerliyorduu🫣
Seriyi okuduğunuz ve oy verdiğiniz için teşekkür ederim mm🫶😙
Oy vermeyi unutmayınnnn 🌟 🌟 🌟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love me // ryeji
Fanfictionyeni bir liseye başlayan Yeji kendi kafasındaki bir kızla tanışır. İkili iyi bir arkadaş olsada arkadaşlıktan farklı boyuta yükselirler ama yukselişle acilarıda ikiye katlanır...