1.5

119 19 10
                                    

Göz kapaklarımı yavaşça araladığımda Ryujin'in yüzünü gördüm. Uyanır uyanmaz görduğum ilk şey o olması beni çok mutlu etmişti. Bir süre öylece yüzünü izledim. Ardından gözüne düşen saç telini düzeltmek istedim ama kıpırdandığı için elimi geri çekip, arkamı ona doğru döndüm. Neden arkamı döndüm bilmiyordum sadece utandığımı ve kalbimin yerinden çıkacağını hissediyordum. Ryujin'in harketlerini takip ettiğimde kolunu belime atarak beni kendine doğru çekti. Ardından yüzünü enseme soktu. Hafifçe doğrulup boynuma ufak bir öpücük kondurdu ve geri yattı.

Öpücüğü karnımdaki kelebekleri harekete geçirirken kalbime de büyük bir şov yapıyordu. Belimdeki elini tutup gözlerimi kapattım ve bir süre daha uyumak istedim ancak uykum çoktan açılmıştı. Bu yüzden Ryujin'i uyandırmamaya çalışarak yataktan kalktım. Altımda sadece iç çamaşırım vardı. Dolabımdan üstüme bir tsirt geçirip altımada şort giydim. Aşağı inmek istemediğimden masadaki telefonumu elime aldım. Birden fazla bildirim vardı. Hepsini ekrandan silip telefonu kapattım. Yatağa doğru ilerlerken Ryujin uyanmıştı.

"Günaydın!"

"Günaydın."

Yeni uyandıgındaki sesi biraz kalın çıkmıştı ve bu onu daha seksi yapıyordu. Yanına oturduğumda hafifçe doğrulup dudaklarını bana uzattı. Eğilip ufak bir öpücük verdim. Öpücüğünü aldığında gülümseyerek başını yastiğa geri koydu. Onu dürterek kalkmasını söyledim.

"Hadi kalk!"

"Ne, okula mı gideceksin?"

"Hayır, acıktım."

"Beni ye."

Göz devirerek kolundan tutup oturur pozisyona getirdim. Dağılmış saçları, çıplak üstü ve kızarmış dudaklarıyla hem seksi hem de çok tatlı gözüküyordu. Ona sarılıp omzundan öptüm. O da saćımdan öperek yataktan kalktı. Yerden tshirtünü alacakken ben de ona içimde kendimi yiyp bitirdiğim soruyu sordum.

"Ryujin... Sen dün... İçmedin, değil mi?"

Ryujin tshirtünü giydikten sonra yatağın önünde durdu. Kollarını göğsünde birleştirip bana baktı.

"Dün o kadar çok ayıktım ki bı an senin bana nasıl baktığını bile çözemedim. Bak Yeji, ben diğerleri gibi değilim. Tek gecelik ilişkileri severim ciddi ilişkilere katlanamam, sen hariç. Seni gördüğüm gün senden nefret ettim çünkü sen benim kimyamı bozdun, ben aynaya baktığımda kendimi tanımaz olmuştum."

Söyledikleriyle gözlerim doldu. Yataktan kalkıp yanına gittim ve ona sıkıca sarıldım. Ben bunca zaman ona neler demiştim ancak o sadece korkmuştu. Sevmekten ya da sevilmekten. Belki de kaybetme korkusu vardı, beni kendinden uzaklaştırmak istemişti. Ayrıldıktan sonra Ryujin yanağımi okşayıp ufak bir öpücük kondurdu. Ardından üstünü tamamen giyinerek pencereden çıkıp karşı eve girdi. Dün geceyi hatırladıkça kalbim yerinden çıkacakmış gibi oluyordu. Ancak açlığım düşünme yetimi bastırdığında odadan çıkıp aşağı inmek zorunda kalmıştım. Annem salonda oturmuş, televizyon izliyordu. Elinde biricik oğlunun kazağı vardı ve arada kazağı burnuna götürüp kokluyordu. Ben kaybolsa böylemi olurdu acaba?

Beni görmediği için rahatça mutfağa gidip kendime tost hazırladım. Yeonjun bencilce davranmıştı, ben de bencilce davranıp hayatıma devam edecektim. Eğer diğer türlü yaparsam annemin kaderini yaşayacağım her açıdan belliydi. Onun gibi biri olmak ya da onun hayatını yaşamak ölümden daha beterdi.

Yaptığım tostu birkaç lokmada bitirdiğimde tekrardan odama çıkacaktım ki annemin sesiyle durdum.

"Dün akşam odandaki kimdi?"

Hissettiğim korkuyla arkama döndüm. Annem bana bakmıyor televizyon izliyordu. Her ne kadar bazı konularda ona karşı çıksamda yine de içimde bir yerlerde ona hâlâ itaat ediyordum.

"Kimse yoktu. Eğer sesleri diyorsan Jisu ile beraber kimya projesine çalışıyorduk."

"Peki. Bu arada biyolojiden 97 almışsın, ne ara bu kadar saldın?"

"Özür dilerim, bir daha olmaz."

Bir şey demesine kalmadan odama ilerledim. Ucuz kurtulmuştum. Hızla üzerimi değiştirip yanıma sadece para ve telefonumu alıp evden çıktım. Eve bir daha geri dönmek içimden gelmiyordu ama dönmezsem de olacakları biliyordum.

Eve yakın olan parka ilerledim. Evde durarak canım sıkılmıştı. Parka ilerlerken telefonum çaldı. Cebimden çıkarark kimin aradığına baktığımda Yuna arıyordu. Aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Hey, Yeji nerdesin?"

"Parkta."

" Güzel, biz okulun yakınındaki kafedeyiz, gelsene. Ryujin'i de çağır."

"Peki, tamam."

Yuna ile aramayı sonlandırıp Ryujin'i aradım. Anında açmıştı.

"Alo, Ryujin?"

"Efendim."

"Yuna bizi kafeye çağırıyor, gelmek ister misin?"

"Tamam geliyorum, nerdesin sen?"

"Aşağıda bekliyorum seni."

Ryujin'in aramadını sonlandırıp geldiğim yolu tekrardan geri yürüdüm. Aşağı da merdivenlere oturmuş Ryujin'i bekliyordum. Büyük ihtimalle birazdan inerdi. Tam da tahmin ettiğim gibi inmişti. Apartman kapısının sesini duyduğumda arkamı dönüp onunla göz göze gelmiştik. Gülümseyerek yanıma gelmiş ve yanağıma öpücük kondurmuştu. Gülümseyerek ona sarılıp elimi ona doğru uzattım. Elini, elimin arasından geçirip kenetledi. Beraber Yuna'nın söylediği kafeye doğru ilerlediğimizde bir şeyi fark etmiştim. Ne olursa olsun Ryujin'in yanında kalbım gereğinden fazla atıyordu. Galiba sevgi böyle bir şeydi.

Yeni bölummm

Kaç haftadır bölüm gelmiyor farkındayım coooook üzgünüm ama elimden geldiğince atmaya calisacagimmm

Ve galiba finale 1 ya da 2 bölüm kaldii

Oy vermeyi unutmayınnnn 🌟 🌟 🌟 🌟

love me // ryejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin