♣️ BIÇAK ♣️
Bir yıl sonra Ömer tekrar karşısındaydı. Kıvılcım Ömer'i görünce nefesi kesildi, gözleri doldu, kalbi yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı... Şuan ki hissettiği öfke miydi yoksa özlem mi anlayamıyordu. Birkaç saniye sonra zorda olsa gözlerini çekmiş ve hızlı bir şekilde arkasını dönüp podyumun arka kısmına geçmişti.
"Kıvılcım Hanım iyi misiniz?"
"İ-iyiyim herkes sırasıyla çıksın podyuma b-ben odam da olacağım" dedi zar zor konuşarak. Asistanı yanından ayrılınca göz yaşlarını akıtarak odasına geçti.
"Ne işi vardı burada? Murat mı çağırdı? Değişmiş gibiydi zayıflamış ondan mı böyle değişmiş görünüyordu gözüme, offf niye geldin Ömer?" Kıvılcım odasında dört dönerken kafasının içinde milyon tane soru geçiyordu.
🍷
Ömer, Kıvılcım'ın gözden kaybolmasıyla podyuma doğru bir iki adım attı. Elini uzatsa sanki tutacakmış gibi hissetti. Şuan Kıvılcım'ı durdurup sımsıkı sarılarak, yüzünün her bir zerresini öperek özlemini gidermek istiyordu. Murat'ın kolundan tutmasıyla girdiği transtan çıktı Ömer.
"Abi beni duyuyor musun? Ömer! İşi durdurman gerekiyor." dedi Murat Ömer'i sarsarak.
"T-tamam" dedi zorlukla ve elini kulağına götürdü tekrar konuşmaya başladı.
"İş iptal bugün defilede herkesin ne görevi varsa yapıp dağılacak tekrar ediyorum iş iptal anlaşdı mı?"
Ömer'in adamları tek tek anlaşıldı demeye başladı. Ömer mücevheri alacak olan adamından ses gelmeyince tekrar konuştu
"Ali nerede neden cevap vermiyor?"
Bir iki cızırtı sesinden sonra başka biri konuştu
"Ömer Bey kulaklığını çıkarmış galiba büyük ihtimalle şuan arkada mücevheri almaya gidiyordur" dedi korkarak.
"Siktir!" Ömer sinirle söylenmişti.
"N'oluyor Abi" dedi Murat
"Adamlarımızdan birine ulaşamıyoruz"
"Ne yapmayı düşünüyorsun"
"Bilmiyorum" dedi Ömer sıkıntıyla. Elini kulaklıklığına götürüp adamlarıyla tekrar iletişime geçti.
"Ali'yi şuan kim durdurabilir?"
"Efendim hiçbirimizin arkaya geçme yetkisi yok bir tek Ali'nin vardı"
"Allah kahretsin!" dedi Ömer ve daha fazla vakit kaybetmeden kalabalığı geçip arkaya doğru hızlı adımlarla ilerledi.
🍷
Kıvılcım odasında kendisini sakinleştirmeye çalışsa da başarılı olamıyordu. Elini yüzünü yıkamak için tuvalete gitmeye karar verdi ve odadan dışarı çıktı. Tuvaletin olduğu koridora ilerleyince takıların olduğu odaya birinin girdiğini gördü
"Hey beyefendi oraya girmeniz yasak..." dedi ama aralarında mesafe olduğu için adam duymayıp içeri girmişti bile. Kıvılcım hızlı adımlarla odaya doğru yürüdü. Kapıyı açmasıyla içeri çekilip ağzının kapatılması bir olmuştu.
"Sakın ses çıkarayım deme o güzel boynuna saplarım bıçağı" dedi adam. Kıvılcım boynunda bıçağın soğuk metalini hissetmesiyle gözlerinin önüne geçmişten anılar canlandı.
♦️
"Hadi ama çok çabuk bayılıyorsun böyle hiç eğlenceli olmuyor Şekerim" Kıvılcım saatlerdir aldığı bıçak yaralarına dayanamayıp bayılmıştı ama çok geçmeden uyandırılıp tekrar başlamışlardı işkenceye.
Adam bıçağı tekrar Kıvılcım'ın boynuna doğru getirdi. Kıvılcım boynunda hissettiği soğuklukla nefesini tuttu. Burnuna bıçaktan kendi kan kokusu gelince midesi bulanıyordu bundan dolayı da her bıçağı yüzüne doğru getirdiğinde nefesini tutuyordu.
"Buradan nasıl kurtulacağını biliyorsun değil mi, neden bu kadar naz yapıyorsun ki? Bize deponun yerini söyle bizde bu işkencelere son verelim." dedi bıçağı biraz daha bastırarak. Kıvılcım zar zor çıkan sesiyle konuşmaya başladı
"S-size... Kaç kere.... D-dedim... Bilmiyorum..." demesiyle yüzüne gelen yumrukla sandalyeden düştü.
"Ahh..." Kıvılcım aldığı darbeyle acıyla inledi.
"Kaldırın şunu yerden" adamın komutuyla diğerleri kadını yerden kaldırdı.
"Eğer böyle işkence yapmaya devam ederseniz ölecek" dedi köşede tutulan doktor.
"Senin işin ne doktor boş yere burada değilsin herhalde"
"Böyle devam ederseniz ben bile kurtaramam görmüyor musunuz halini böyle size yardımcı olabileceğini mi sanıyorsunuz" dedi doktor acıyan gözlerle Kıvılcım'a bakarak. İçeride ki adamların birisinin telefonu çaldı. Adam birkaç saniye telefondaki kişiyi dinledikten sonra kapattı telefonu.
"Abi Başkan bugünlük dursun diyor" demesiyle doktor hariç herkes depodan çıktı. Doktor hemen Kıvılcım'ın yanına gelip önüne düşen saçlarını yüzünden çekti.
"Kıvılcım... Kıvılcım bana bak" Kıvılcım bir gözünün şişmesinden dolayı sadece tek gözünü açabildi.
"Yaralarını saracağım bana yaslan yere yatırayım seni"
"B-bırak öldür- öhöh ö-öldürsünler doktor. En çok s-sen bana işkence ediyorsun. Y-yeni... Yeni yaralar açabilsinler diye bu y-yaralarımın üstünü kapatıyorsun" dedi Kıvılcım zorla
"Neden onlara istediklerini vermiyorsun"
"O-onlara istediği ş-şeyi verdiğimde sevdiğim adamı bitirecekler. O- o zaman ben yaşamışım ölmüşüm ne anlamı var..."
♦️
🍷🍷🍷
Yorumlarınızı bekliyorum🥹