~ 8. BÖLÜM ~

7 5 0
                                    

Eveeet tekrardan yeni bir bölümlee daha birlikteyiz umarım beğenirsiniz.

Medyadaki size bıraktığım şarkıyı dinlemeyi de unutmayınn.

İyi okumalarrr🎉

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Uzunca bir süre öylece sarılıp kalmıştık. Sanki bu sarılma bizi bambaşka bir dünyaya ışınlamış gibiydi. İkimizde şaşkın bir şekilde ayrılıp birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Bir insanın şaşkın bakışlarında bile yüzünde bir gülümseme görebilir miydiniz? Ben Ebruda görüyordum. Gerçekten de aklımda gülen kız olarak kazınmış olmasının sebebini şuan anlayabiliyordum. Bunu fark edişimle birlikte gülümsedim. Üstelik gülümsememe karşılık olarak da bir gülümseme de almıştım kendisinden. Ebru gerçekten gülmek için yaratılmıştı. Çok güzel gülümsüyor ve bir o kadar da gülümsemesi yüzüne yakışıyordu. Tam anlamıyla kusursuzdu. Bu kusursuzluğun farkında mıydı diye yatağımda gözlerimi tavana dikip bakarak düşünürken içeriden "Yemek hazır!"
diye bir ses geldi. Bu sesle birlikte karnımdan açlıktan sesler geldiğini fark ettim. Yataktan kalktımda fark ettiğim tek şey karnımın açlığı değildi. Bugün olanları düşünürken yani daha çok Ebruyu düşünürken dalmıştım ve yüzümde bir gülümseme vardı. Uzunca bir süredir bir konuyu ya da bir kişiyi düşünürken hiç gülümsememiştim. Bu kızın bende bu denli farklar yaratması gerçekten de ilgimi çekiyordu. Üstelik daha bir gün bile geçmemişti hayatıma gireli ilginçti.

Kendimi bu denli kaptırmak istemiyordum fakat buna ihtiyacımın olduğunu da hissediyordum. Bu konu hakkında yorum yapmak ya da konuşmak benim için gerçekten de çok zordu. Daha öncesindeki ilişkilerimi hiç olmamış saymak istiyordum. Yanlış anlaşılmasın hepsi de çok iyiydiler fakat hissettiklerim aşk anlamında hiçbir zaman olmamıştı. Kendimi denemek için onlarla çıkmadığımdan dolayı hepsi de beni anlayışla karşılamıştı. Hayatımızda gerçekten iyi ve anlayışlı insanlara ihtiyacımız var. Çünkü onlara bu durumu anlattığımda da yardımcı olmak istediklerini ve her zaman yanımda olduklarını en içten şekilde söylemişlerdi. Eskileri pek fazla açmak istemiyorum bu kadarı bile fazlaydı.

Annemin tekrardan "Hadi Bulut yemekler soğuyor!" Demesiyle daldığım düşüncelerden tamamen çıkıp mutfağa doğru yöneldim. Sofranın mutfakta olmadığını anlayınca babamın hala eve gelmediğini de anlamıştım. Çünkü genelde annem ve ben evde tek kaldığımızda yemeğimizi televizyondan bir şeyler izleyerek yemekten çok hoşlanıyorduk. Bunu babam varken pek yapamıyorduk çünkü kendisi şu son birkaç ayda bana karşı nasıl sert bir tavır aldıysa kendisi kişilik olarak da bir hayli öyleydi. Anneme gülümseyip hangi videoyu izliyoruz diye sordum. Uzun süredir annemle bu şekilde aktiviteler yapmıyorduk. Açıkçası özlediğimi fark etmiştim. Annem "Biraz gülelim istedim Arkadaşım Hoşgeldin izleyebiliriz diye düşünüyordum." Dedi. Bu adamı gerçekten seviyordum oldukça da komik geliyordu. Annemin beni bu şekilde bilmesi ve mutlu etmek için elinden geleni yapması gerçekten de hoşuma gidiyordu. Ona cevap olarak "Çok iyi düşünmüşsün Annem gerçekten de gülmeye ihtiyacımız var. Bize gülmek yakışır." Dedim ve koltuğa oturdum. Bolca gülmeli ve yemek yemeli bir saat geçiriyorduk. Yemek yememiz bittiğinde anneme yardım amaçlı kirli tabakları mutfağa getirip sudan geçiriyor daha sonra da bulaşık makinesine yerleştiriyordum. Anneme yardım etmek beni mutlu ediyordu. Elimden geldiğince ona yardım etmeye çalışıyordum. Bu hallerimi gören annem ise benimle uğraşmaktan hiç vazgeçmiyordu. "Benim oğlumu alan kız yaşadı valla şuna bak annesine yardım ediyor. Kurban olsun annen sana Paşam benim!" Dedi hemen arkamdan sarılıp. Gülümsedim ve cevap olarak "Hiç vazgeçmeyeceksin değil mi bu benimle uğraşmalarından" Diye sordum. Kafasını iki yana olumsuz bir sekilde sallamasıyla vazgeçmeyeceğini söylüyordu. Derin bir çekerek "Öyle olsun bakalım." Dedim. Ve elimdeki son tabakları da bulaşık makinesine yerleştirdikten sonra kapağını kapatıp çalıştırmak için düğmesine bastım. Masada oturan anneme dönüp "Benden bu kadar" der demez annem hemen "Aa bize kahve yapmayacak mısın? Bende biraz kahve eşliğinde dedikodu yaparız zannetmiştim." Diye atladı. "Öyle olsun bakalım nasıl olsun kahvenizi Meltem hanım" Dedim. "Orta olsun Bulut Bey." Diyerek devam ettirdi. Kafamı sallayarak "Hemen geliyor Meltem Hanım." Dedim tekrardan. Kahveyi yapmak için cezveye yöneldiğimde annem telefondan kafasını kaldırmadan "Kahveler üçe çıktı Bulut Bey." Dedi. Babamın geleceğini düşünerek of çektim. Kahveyi yapar yapmaz da kapının çalması bir olmuştu. Babamın gelecek olması beni gerdiği için hiç bakışlarımı kapıya çevirmemiştim bile.

Arkamı döndüğüm gibi Ebruyla göz göze gelmiştim. Bunu asla beklemiyor olduğum için gözlerim ile birlikte ağzım da açık kalmıştı. Üstelik bir elimde de cezveyi tutuyordum. Bu halim Ebru'nun çok hoşuna gitmiş olmalıydı ki yine gülücükler saçmaya başlamıştı. "Merhaba Bulut. Kahveler senden gibi gözüküyor." Derken sarılıyorduk. Evet ben bile farkında değildim her şey bir anda olmuştu. Annemin arkadan elinde kekle geldiğini gördüm ona kaş göz hareketleriyle neden söylemedin gibi bir işaret yaptığımda annemden karşılık olarak sesli bir yanıt gelmişti. "SÜRPRİZ!" Anneme şaşkın ve ne yapıyorsun gibi bir bakış attıktan sonra kahvelere döndüm. Bu tarz olaylara alışmam gerekiyordu sanırım. Bu kadınlar neden hep bu tarz gizemli ve şaşırtan cinsten takılmayı seviyordu anlamıyordum. Aynı şekilde Ebru neden her an bizdeydi bunu da pek anlamış degildim. Onu görmek beni neden bu kadar şaşırtıyordu buna da anlam veremiyordum. Anlam veremediğim şeylerin içinde anlam kazanmış seylerimi de kaybetmeye başlıyordum. Anlamsızlıklar beni yoruyordu. Ve artık toparlanmam gerekiyordu...

________________________________________

Eveeet bu bölümde biraz az olay oldu artık bir durulalım istedim. Fakat Bulut'un bazı sorunları var gibi gözükmekte bu bölümde bunu görmüş olduk.

Umarım beğeniyorsunuzdur. Yıldıza basarsanız çok sevinirim bir dahaki bölümde görüşmek üzere...

-BU SEN DEĞİLSİN-《İmkansız Aşklar》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin