~ 16. BÖLÜM ~

5 5 5
                                    

Eeveeetttt yeniii birrr bölümlee dahaa karşınızdayımmm.
Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen benim için çook önemlilerrr.
Yeniden uzun bir bölümlee daha karşınızdayım keyifli okumalarrr diliyorummmm.

♡♡♡

Ebruyu bir süre salladıktan sonra yanındaki salıncağa oturmuştum. Öyleyece gökyüzünün mükemmelliğini izliyorduk.

"Gökyüzü ne kadar özgür. Kuşlar istediği gibi rahatça uçabiliyor, bulutlar istediği yönde savrulup gidebiliyor..."

Ebru uzun zaman sonra ilk kez konuşmuştu. Söylediği şey aile yaraları olan insanlar için çok acıydı. Özgür olmak istiyordu. Sadece istediğini yapabilecek kadar özgür olmak istiyorduk. Düşüncelerimize, isteklerimize saygı duyulsun istiyorduk. Biraz olsun anlayış bekliyorduk. Bizi dört duvar içerisinde olsak dahi özgür bırakacak aileler istiyorduk. Bazen bu imkansız geliyordu. Kimi zaman ölümle, kimi zaman da kendi başımızın çaresine bakıncaya kadar özgürlükle sonuçlanabiliyordu maceramız. Tek bir sorunumuz vardı biz sadece yaşamak istiyorduk.

Ve biz yaşamayı başaracaktık. Ebru'nun da benimde hatta sizinde bunu yapmak, yaşamak istemek en büyük hakkımızdı. Bu hayat bizim hayatımızdı. Her ne kadar bu dünyaya geliş sebebimiz anne ve babalarımız olmasına rağmen biz onların istedikleri gibi oynatabilecekleri, kimi zaman iyi kimi zaman berbat davranabilecekleri kuklaları değildik, olmayacaktık.

"Sende bir gökyüzü kadar özgürsün Ebru. Kendi içinde isteklerini gizli de olsa yapabiliyorsun. Bunun en doğal hakkın olduğunu biliyorsun. Kendi özgürlüğünü kendin yaratmalısın. Bulutlara gelirsek ben deniz Bulut senin gökyüzünden hiçbir zaman savrulup gitmeyeceğim."

Bu sözlerin üzerine Ebru bana dönüp gülümsemişti. Gözlerindeki umut dolu ışıltılıyı görebiliyordum. Gözlerinde birçok anlam buluyordum. Ebru birçok anlamlı bakıyordu. Hepsini teker teker anlamak istiyordum. En önemlisi de umut ışığını görebilmekti. İstediklerimi yavaş yavaş gerçekleştiriyordum. Yavaş yavaş dağılıyordu içimdeki huzursuz bulutlar.

"Öğleden sonra okula gidecek misin?"

Ebru umursamaz bir şekilde

"Zannetmiyorum daha yerleştirmem gereken bir sürü eşyam var. Zaten sınıfımı öğrenmek, kaynaşmak için gelmiştim. Aynı sınıfta olduğumuz için gerek duymuyorum artık."

İlk defa Ebru'nun yorgun olduğunu fark ediyordum. Daha önce yorgunluğunu hiç bu kadar belli etmemişti. Ona tekrardan yardım edip edemeyeceğimi sormak istiyordum.

"İstersen birlikte eşyalarını yerleştirebiliriz. Hem belki bana mükemmel şaheserlerini detaylı göstermek istersin."

Ebru'nun yüzünde tekrardan bir tebessüm oluşmuştu.

"Gerçekten çok iyi olur. Buraya taşındığımız andan beri bütün eşyaları kendim yerleştirmeye çalışıyorum."

-BU SEN DEĞİLSİN-《İmkansız Aşklar》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin