MERHABALARRRR YENİİİ BİRRR BÖLÜMLEEEEE DAHAAA KARŞINIZDAYIMMM UMARIMMM BEĞENİRSİNİZZZZ
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Ebru'nun olduğu tarafa vardığımızda gözlerini açmış ve kendine gelmişti. Yanına gitmeye çekindiğim sırada duraksadım ve anneme dönüp "Yapamayacağım" Dedim. Annem elimi tutup konuşmaya başlayacaktı ki Ebru bizi görüp bağırdı "Bulut!" Bu bağırış hiç hayra alamet gözükmüyordu. Bağırmasıyla birlikte elindeki serumu hiçe sayıp kalkmaya çalışmasından da belliydi. Aslında tepkisinden korkmuyordum çünkü ne söylese ya da ne yapsa haklıydı. Hatta keşke saçlarımdan tutup kafamı duvara sürtseydi de bende rahatlasaydım o da...
Ben bunları düşünürken annem Ebru'nun yanına koşmuş ve kalkmasını engellemişti bile. Ama Ebru'nun gözü hala bendeydi ve ısrarla bana gelmek için çabalıyordu. Daha fazla kendini hırpalamasına gönlüm el vermediğinden yanlarına gittim.
Ne tuhaftır ki o, bana gelmek için kendini paralayan kız yanına gittiğim anda resmen sakinleşmişti. Öylece yüzüme bakıyordu. Bir süre sonra gözlerinin dolduğunu fark ettiğim anda kollarını bana açmıştı. Ona sarılmamı bekliyordu. Şaşkınlıkla anneme baktığım sırada annem kafasını "hadi sarıl" der gibi hareket ettirdiğinde Ebru'nun yanına oturup bana açtığı kollarına bırakmıştım kendimi. O kadar sıkı sarılıyordu ki sanki kemiklerimi kırmak istiyordu. Bir süre Ebru'nun bana sarılmasıyla geçmişti, ağladığını tahmin ediyordum.
Hayır.
Bu tahmin etmek değildi hissediyordum.
Ben Ebruyu hissediyordum. Hemde öylesine değil ben Ebruyu en derinimde hissediyordum.
Kalbimin en derininde.
Kalbimin en derinindeki yaramda..."Lütfen sarıl! Beni bırakma Lütfen! Lütfen sende bırakma beni Bulut!"
Ebru'nun bu sayıklamalarıyla birlikte ona sıkıca sarıldım. O kadar masum duruyordu ki onu bu hale getirmeme rağmen bana sığınıyor olmasına dayanamayıp bende ağlamaya başlamıştım. Resmen ağlıyordum. Hemde Ebru'nun boynunda ona sarılmış bir şekilde ağlıyordum. Ağlamalarını saklayan çocuk kendi yarattığı enkazın başında herkesin gözü önünde ağlıyordu.
Ebruyla bir süre sarılı kaldık. Ebru ağlamaktan yorulmuş ve serumların da etkisiyle uyuyup kalmıştı. Uyurken bile elimi bırakmıyordu. Hatta az önce su içmek için elini bıraktığım anda uyanıp Bulut diye sayıklamaya bile başlamıştı. Tekrardan elini tuttuğum anda da uyumaya devam etmişti. Olanlara anlam veremiyordum onu bu hale getiren ben olmama rağmen neden bu kadar beni istiyordu yanında anlamış degildim. Evet sadece beni istiyordu. Ebru sakinleştikten sonra annem ailesine haber vermesi gerektiğini söylemişti fakat Ebru kimseyi istemediğini söyleyip kestirip atmıştı. Şuan yanında sadece ben vardım annem bize içecek bir şeyler almak için hastane kantinine gitmişti.
Saat 24.00'a gelmek üzereydi bugün pazardı ve yarın okul açılıyordu. Fakat biz daha acildeydik ve hiçbirimizin durumu da iyi sayılmazdı. Annem çok yorgun görünüyordu. Ebru'nun durumu zaten ortadaydı. Ben ise oldukça yorgun ve halsiz hissediyordum. Yarın sabah ne olacağına dair hiçbir fikrim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-BU SEN DEĞİLSİN-《İmkansız Aşklar》
Ficção AdolescenteYaşanmış olan bir hayatın aslında hiç var olmamış bir hayat olduğunu anlatan bir karakter. Bu hikayesinde kendi dünyasında yaşadıklarını bizlere anlatıyor fakat olanlar aslında hiç yaşanmamış.