Bölüm 5

15.4K 976 11
                                    

Huzursuz bir uykudan uyandığımda berbat göründüğüme emindim.Oysa her sabaha enerjik uyanır sonra da Esmahan'ı çeke çeke yataktan kaldırırdım.Baş ucumdaki komidinin üzerindeki saat dokuzu biraz geçiyordu.Ben pek kabus görmezdim ama gece olan duygu karmaşası yüzünden tuhaf rüyalar görmüştüm, kim olduğunu bilmediğim adamlar tarafından kovalanmıştım,tam izimi kaybettirmişken karşıma Karahan çıkmıştı,bana yardım edeceğini düşünmüştüm,ama o yine öyle bakıyordu ifadesiz,beni yakaladı ve onu görünce durduğum için peşimden koşanlarda yetişmişti,Karahan kolarımı tuttu ve beni adamlara doğru fırlattı,şaşırmıştım ''Karahan,ne yapıyorsun?''demiştim adamlar üzerime gelirken, boş gözlerle bana baktı ve ''Söylemiştim,benden uzak dur demiştim.''daha fazlası olsada hatırladıklarım bu kadardı.Bilinç altım bile ondan uzak durmam için haykırırken ben ilginç bir şekilde ona yakın olmak istiyordum ve gece söylediğim gibi derdinin ne olduğunu öğrenecektim hem de bu gün.İki gündür hayatıma dahil olmasına rağmen bütün planlarım altüst olmuştu.Tam olarak beş gün sonra son etap için kampa gitmeliydim birkaç gün içinde bilgiler elime ulaşırdı ama kafam Karahanla bu kadar doluyken şu an ne Gece ne de kamp umrumda değildi duştan çıkıp saçımı kurutmuş üzerimi giyinirken kapıyı bile çalmadan içeri girdi Esmahan ,beni daha hazırlanırken görünce şaşırmıştı ,bunu sesinden anlayabiliyordum.''Ben çıktığını düşünmüştüm ama kimse seni görmemiş,yeni mi kalktın.''Giyinmeyi bitirmiştim.Kıvrandığının farkındaydım akşam olanları sormak istiyor ama benim tepkimi kestiremiyordu.Ve merak her zaman galip gelirdi.''Şey...Nefes akşam ne oldu yani danstan döndüğünüzde ikinizde bir gariptiniz bir şey mi oldu.''Omuz silktim sadece'' ne olabilir ki Esmahan sadece dans ettik hem ben seni düşündüm Sareyle amcanın flortleşmesini istemezdin herhalde.''Midesi bulanıyor gibi yüzünü buruşturdu Esmahan.''Iıııy....iğrenç düşünmesi bile korkunç, kız resmen yamanacak kapı arıyor.''O sormakla sormamak arasında karar veremezken beni asla sorgulamayacağını bildiğim arkadaşıma dürüst olmaya karar verdim.''Karahan aşağıda mı?''Ve aydınlanan bir yüz gülümseyen gözler''Biliyordum,biliyordum hoşlandın di mi söyle hadi.''Yatağa oturmuş beni de yanına çekmişti.Anlatmamı bekliyor ama heyecanını gizleyemiyordu.Derin bir iç çektim anlatıp kurtulacaktım, birine anlatmazsan içim çatlayacaktı çünkü, bu işlerde acemiydim, gerçi Esmahanda tecrübeli değildi ama en azından içimi dökerdim.''Karahan, hani var ya benim koca adam,işte o.''dedim bir çırpıda.Ağzı o şeklinde kalakalmıştı ve şok sonrası hiç susmayan bir Esmahan.''Resmen kader kızım,inanamıyorum,bak sen şu işe ya,iyide senin suratın niye asık buldun işte lanetini.''''Sanırım duygularımız pek karşılıklı değil,kızım bir ona bak bir bana, adam resmen taş ,hatta kaya, hatta dağ bile olabilir.''Esmahan gözlerini devirdi.''Hiç bir zaman kendinin farkında olmadın zaten ,şu salak kum torbalarını yumruklamaktan ,oraya buraya tekme atmaktan zaman ayırıp biraz aynaya baksaydın ne kadar dayanılmaz bir güzelliğin olduğunu fark ederdin.''Neyse hadi aşağıya inelim büyükbabamla babaannem gidiyor biliyorsun hepimiz bir arada olmalıymışız.''''Korhan dede gittiğine göre artık Esma diyebilirim oh be.''Numaradan dudak büzdü Esma.''Aşk olsun adam takıntılı biliyorsun doğan her Payaslı kız erkek fark etmez illa ki han olacak,yaşlı adam annem ne kadar itiraz etse de bildiğini okumuş ama annemde akıllı isimlerimiz han sızda kullanılabiliyor..Biraz keyiflenmişti Nefes ''En iyiside ne biliyormusun kızım,Seher abla,ısrarla han demiyor,ihtiyar deliriyor.''Gülüşerek konuşuyorduk merdivenleri inerken.''Benim favorim sana kızdığı zaman Nefeshan diyor ya kendi yüzünü görsen gülmekten ölürdün,tıpkı annemin sana bamya yedirmeye çalıştığındaki şaşkaloz ifade.''Sahte kızgınlığımla kaşlarımı çattım.''Demek öyle Esma istersen bende Poyrazı gördüğünde yüzünün aldığı şeklin resmini çizeyim.''''Ya sessiz ol kızım biri duyacak,rezil olacağım.''Salona geldiğimizde ma aile masaya oturmuş kahvaltı ediyordu.Günaydın deyip bizde oturduk Karahan ne günaydın demiş ne de yüzüme bakmıştı.Sessizliği Korhan dede bozdu seslendiği kişi ise benim ilgi alanımın merkeziydi.''Karahan,ben yokken abinle birlikte şirketle ilgilenmeni istiyorum yetkilerimin devrini yaptım,ben dönene kadarda bir yere gitmek yok,buradasın.''Sadece kafasını salladı yok yeminliydi sanki konuşmamaya bir şey deseydi ses tonundan duygu analizi yapabilektim.Denizhanın bana söyledikleriyle tüm bakışlar yine ve yine bende toplanmıştı.''Baş belası, gene ne yaptın biriyle mi kavga ettin boynun mosmor.''Ve hasret kaldığım bakışlar bana dönmüştü ama istediğim gibi bakmıyorlardı ben o büyülü bakışlarını tercih ederdim ama o pişmanlıkla önce gözlerime sonra da boynumda gezdirdi bakışlarını.Kavga ettim deseydim şaşırmazlardı çünkü bu çokça olmuştu hatta bir keresi karakolluk olmuştukta Gökhan abi bizi çıkarmıştı.Umarım yalan söylediğimi anlamazlardı ,ne yani gece Karahanın sesini duydum ,kabus görüyordu, yarıçıplak odasına girdim ,onu uyandırmaya çalışırken az daha beni boğuyordu diyemezdim ya.Düzgün çıktığını umduğum sesimle''Sen işine bak Denizhan,uğraşma benle.''Denizhan doğru söylüyor ne oldu sana dedi Gökhan abi.Sırtımı dikleştirip konuştum ''Biliyorum o dövüş salonuna gitmemi istemediğinizi söylemiştiniz ben dün gece oradaydım biraz çalıştım.''Onaylamayan yüz ifadesi ve kızgın ses tonuyla Korhan dede bana Nefeshan bile dememişti,bu da gerçekten kızdığının göstergesiydi.Direk gözlerime bakarak söyledi sözlerini.''Ben dönene kadar Nefes o salona gitmek o kampa gitmek yok.''Şaşırmıştım buna kimsenin hakkı yoktu evet beni seviyorlardı ,biliyordum ama ben bildiğimi okurdum bu da bendim.Ayağa kalktım çünkü bu konuşma uzarsa Esma üzülürdü ve ben onun üzülmesini istemiyordum.Hiçbir duygumu ele vermediğini umarak.''Afiyet olsun.Sizlerede de iyi yolculuklar.Umarım seyahatiniz güzel geçer.''Arkamı dönüp gidecekken Deniz ''bekle Nefes beraber çıkalım''dedi.Olur anlamında başımı salladım.O da vedalaştı ve dışarı çıktık arabaya binerken anahtarları bana attı bu özür dilerim demekti çünkü Deniz arabasını kimseye vermeye kıyamazdı.Anahtarları geri attım'' keyfim yok sen kullan beni de sahilde bırakırsın.''Tamam dedi başka soru sormadı bu iyi bir fikirdi onunla tartışmak istemiyordum isteyerek yapmamıştı biliyordum ,birbirimize sataşırdık ama ispiyonlamazdık.Sahilde indiğimde biraz yürüdüm sonra halama gitmeye karar verdim bu karışıklık bana göre değildi ve en iyisi son kampa gitmekti, halama gidip vedalaşmalı uzun süre buralarda olamayacağımı söylemeliydim.Taksi çevirip bindim büyüdüğüm semt ne çok varoş ne de çok elitti memur kesimin yaşadığı genelde birbirini tanıyan insanların olduğu bir yerdi işte.Halamın iki katlı evinin önündeydim şimdi, bahçe kapısını itekleyip içeri girdim halam hep evde olurdu insanlarla çok iletişimde olmaktan hoşlanmazdı ,beni büyütmüştü istediği cici kız olmasamda, ondan başka kimsem yoktu ,hiç evlenmemişti neden bilmiyorum.Zile bastığımda duyduğum o tanıdık sesle gülümsedim bu eve zaman hiç uğramıyordu ,şimdi halam kapıdaki üç kilidi açıp sahte kaş çatışıyla gel bakalım kaçak diyecekti ama kapı açılmamıştı ,telaşlanmıştım bahçeye döndüm bir sürü çiçek vardı toprağa ekilmiş,saksılara dikilmiş halamın en büyük zevkiydi çiçeklerle uğraşmak,yedek anahtarı altında sakladığımız küpe çiçeğini buldum anahtar saksının altındaydı.Kapı kilitli değildi sadece anahtarı sokunca açılmıştı ki bu hiç normal değildi.Evde her şey bıraktığım gibiydi ama halam yoktu ,bütün odaları gezdim sonra kotumun cebine sıkıştırdığım telefonu çıkarıp numarasını tuşladım ,kapalıydı işte şimdi endişelenmeye başlamıştım ki masanın üzerindeki zarfı farkettim ,telaşla açtım tarih on gün öncesiydi.Bana mektup yazmıştı aslında küçük bir nottu.

'' Nefes,ben gitmek zorundayım,eğer bu notu bulursan küçükken benden gizlediğin şeyleri düşün benim hiç bilmediğimi sandığın şeyleri.''

Bu da ne demekti ki şimdi.Bu kadın böyle yapmazdı ki hiç ,evden çıkarken kapıyı kilitleyip anahtarı yerine koydum.Benden gizlediğin şeyleri derken gözüm bahçedeki ağaca takıldı halamdan gizlemek için misketlerimi ,kuş lastiğimi ,bu ağacın altına gömerdim.Hatta büyük bir teneke bulmuş buraya gömmüştüm içine saklanması gereken herşeyi koyuyor, kapagını kapatıp üstünü toprakla örtüyordum,beynimde ampuller yanmayı başlamıştı gizli yerimi biliyordu iyide........ merak her zaman galip gelirdi, ağacın altına eğilip tenekeyi gömdüğüm yeri ellerimle açmaya başladım uzun sürmedi elim paslı metalle buluştu, kapağı açtığımda içinde bir çanta olmasını beklemiyordum siyah küçük bir sırt çantasıydı üzerinde bir not vardı yine,

''Çantayı bulduysan,hemen al ve güvenli bir yere git dikkatli ol izleniyor olabilirsin,kimseye çantadan bahsetme ve yalnızken aç.Dikkatli ol Nefes kimseye güvenme. Zeynep''

İyi de bu da neyin nesiydi şimdi ,kamera şakasımıydı ,şaka olmadığını bahçeye giren adamların varlığıyla yok saymıştım.Ellerinde silah vardı ve ağacın gövdesi yüzünden beni göremiyorlardı sessizce eve yaklaştılar kilide susturucu takılmış tabancayla ateş etti biri, diğeride etrafı gözetliyordu.İçeri girdiklerinde bende çantayı sırtıma taktım,arka taraftaki duvardan atlayıp hızla koşmaya başladım Allah aşkına neler oluyordu böyle............

TECELLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin