Bölüm 15

11.5K 814 8
                                    

Mutluluk öyle uzun süren bir şey değilmiş, hayatın her an yeni gelişmelerle seni tepe taklak etme gücüne  sahip olduğunu bir kez daha apaçık bir şekilde yaşadım.Annemin bana bahsettiği adamı ,yani Zafer Ateş'i bu kadar kolay bulmayı beklemiyordum,hayatımın şifreleri belki bu adamın ellerindeydi ama bakışları,tavrı,ses tonu onu hiç tanımasam bile benden nefret ettiğini açıkça gösteriyordu.Aramızda geçen tek diyalog o buz gözlerini üzerime dikip ürkütücü ses tonuyla söylediği sözlere hayır anlamında kafa sallamam olmuştu.''Sen.....''demişti bana,bir süre sessiz kalıp sanki hayaletmişim de orada olup olamadığıma karar veremiyormuş gibi bir tavır sergilemesini izlemekle geçti,sonra başını iki yana silkeleyip sanki daldığı düşüncelerden sıyrılmaya çalıştı sonra tuhaf bir gülümseme belirdi yüzünde ve konuşmasına devam etti ''Seninle daha önce tanışmadık değil mi?''Hayır anlamında başımı iki yana salladım , korkmuş muydum biraz,geri çekilecekmiydim , tabii ki hayır.Gece boyunca Karahan benden özenle uzak durmuştu ,sanki gecenin başında olanlar hiç olmamış gibi, kolumdaki hediyesi olan zümrüt taşlı bileklik olmasa olanları hayal ettiğime inana bilirdim ,benim için tedirgin geçen parti en azından diğerlerine mutluluk vermişti, Esma çok mutluydu.Gece nihayet sonlandığında bu tuhaf akşamın bitmesinden memnundum .Payaslıların evindeki son gecemdi ve ben arka bahçedeki kiraz ağacının altına gömdüğüm belgeleri ancak bu gece çıkarabilirdim,topraktan başka güvenebileceğim kimse olmadığından ,belgeleri buraya saklamıştım.Ruhumda biraz arkeologluk vardı sanırım,bu kadar erken bir karşılaşma beklemediğim için belgeler ve ikinci mektup önceliklerim arasında değildi ve en güvenli olduğunu düşündüğüm yere onları saklamıştım şimdi ise gömdüğüm yerden çıkarmak zorundaydım.Karahan bütün gece benimle ilgilenmediği gibi eve de bizimle dönmemişti, arabada da Gökhan abinin tedirgin hali yüzünden, gergin bir hava vardı. Neler oluyordu bilmiyorum ama o adamla alakalı olduğuna emindim. Nihayet eve geldiğimizde, üzerimdekilerden kurtulup duşa girdim ,siyah dar kot ve siyah basit bir tişört giydim çünkü herkes uyuyunca yine kazmak zorundaydım,bu adam belki de o adam olmayabilirdi öyle ya ülkede bir tane Zafer Ateş yoktu ya ama nedense tam olarak aynı adam olduğunu düşünüyordum ve kafamı kurcalayan soruların cevabını yakında öğrenecektim.Odadaki eşyalarımı toplamaya karar verdim ,burayı boşaltmalıydım ,işim bittiğinde iki küçük valiz ve bir sırt çantası dolmuştu bile,bende buraya baya baya yerleşmişim ,ama gerçek hayat artık beni bekliyordu ve gerçeklerimle tek başıma yüzleşmeliydim,ne olduğunu bilmediğim geçmişime sevdiğim ve değer verdiğim insanları dahil edemezdim.Valizleri odanın dışına bırakıp kapının önünden odama son kez göz gezdirdim,bana evlerini açmış dahası sevgilerini de vermişlerdi,güzel günlerim olmuştu burada ,hep yüzümde bir gülümsemeyle hatırlayacaktım burada geçirdiğim günleri.Eşyalarımı genelde hiç kullanmadığım asansöre yerleştirdim ve giriş kata indim çantalarımı giriş kapısının oraya bıraktım ve salona geçtim.Esma Poyrazla Anka'ya geçmişti aralarındaki durum aile tarafından onay aldığı için artık rahatça görüşebileceklerdi.Deniz'de kim bilir nerede dağıtıyordu,Seher abla başının ağrısını bahane edip uyumaya çıkmıştı ,ne zaman az da olsa alkol alsa böyle olurdu top patlasa uyanmazdı muhtemelen, gideceğimi bildiği için küçük bir veda seremonisi geçti aramızda.Gökhan abi hala tedirgindi ,alışılmadık şekilde sessiz ve düşünceliydi.Ben ne zaman uyumaya çıkacak diye düşünürken benimle konuşmak istemesi garibime gitmişti.''Nefes,seninle biraz çalışma odamda konuşalım mı?''Onaylar şekilde peşine takıldım ,çalışma odasına girdiğimde,yine o tanıdık kitap kokusu burnuma dolunca ,bu gülümsememe sebep oldu,burayı çok severdim tavana kadar raflar yükseliyordu geniş bir kütüphaneydi aslında, bir çok klasik eserin ilk basımlarının da bulunduğu zengin bir içeriğe sahipti ,eskiden buraya geldiğimde vaktimin çoğunu şu canım önündeki koltukta okuyarak geçirirdim, şimdi o halim bana çok uzak geliyordu, kendimi yaşlanmış hissediyordum ,tasasız olmak istiyordum ama beynim arka planda durmadan felaket senaryoları üretiyordu.Çalışma masasına geçen Gökhan abi,eliyle masanın diğer tarafında bulunan iki koltuktan birini oturmam için gösterdi ,muhtemelen dikkatli olmamı, bu yeni iş ve ayrı ev olayını konuşacak diye düşünürken ağzından çıkan sözler tüm dikkatimi söylediklerine verdi.''Zafer Ateş..........sana ne teklif ederse etsin, ne vaad ederse etsin ondan uzak dur,Nefes,o yanında durulacak bir adam değil,söz ver ondan uzak duracaksın.''O kadar gergin ve kararlıydı ki onu onaylamaktan başka bir şansım kalmamıştı.Kafamın karışık oluşu sesime de yansımış olmalıydı ki sözlerimden sonra gözlerine yerleşen şevkat ,bir babaya sahip olmanın güzelliğini kısacıkta olsa yaşattı bana,''Ne işim olur o adamla Gökhan abi,rüyama girse sıçrayarak uyanırım vallahi,adam biraz garip,hem bir daha beni nerede görecek ki,''dedim ve umursamazca omuzlarımı silktim.Tekrar ciddileşti,''Seni bulacak eminim o ; genç, yetenekli ,zeki olan herkesi ister,sana iş teklif edecek vaadlerde bulunacak lütfen uzak dur kesin bir şekilde red et onu,''Sesimin güven verdiğine emin olunca,'' Tamam, hem zaten ben bir iş buldum sonuçta,''Biraz rahatlasa da hala tedirgin gibiydi ,bir baba edasıyla sordu bu defa ''Anlat bakalım şu yeni işin neymiş.''Hevesli görünmeye çalışarak sahte işimin tüm detaylarını bana verilen belgeler doğrultusunda anlattım,''Eski bir yapının restorasyonunu ve güçlendirmesini yapacağız bir prestij projesi yani ,bir yıl gibi bir süre de butik otel restorant tarzı bir faaliyet gösterecek hem işletmesinden bana ne ,ben işime bakarım,''Biraz yumuşayan hava ortamdaki gerginliği azaltmıştı.Gökhan abinin şoförü olan Ahmet , beni evime bırakacaktı, yarın kendi evimde yeni bir hayata uyanacaktım ,buradaki günlerim artık sona ermişti .Gökhan abinin gitmesiyle ben de arka bahçeye yöneldim .Ona Esmayı bekleyip öyle gideceğimi söylemiştim,bahçıvanın malzeme kulübesinden küçük çapa ve küreği alıp hedefime yöneldim, çok derin olmasa da epey zamanımı almıştı ,kazmak ve tekrar kapatmak ,biraz toz toprak olmuştum ama kimse gelmeden gidersem sorun çıkmazdı özellikle Karahan'a yakalanmadan bir an önce gitsem iyi olacaktı ,alt kattaki banyoda biraz kendime çeki düzen verdim ve ev içindeki sistemden şoförün numarasını tuşladım bilgisi olduğu için bekliyordu zaten,eşyalarımı bagaja yerleştirdik belgelerin olduğu sırt çantasını yanıma almıştım ki bir de nereyi açtığı meçhul bir anahtar vardı.Bu gece gizem çözülecekti belki de gerçeğimi öğrenecektim kim bilebilirdi ki.......

Arabada yeni hayatıma doğru giderken Karahan tüm düşüncelerimi etkisi altına almıştı ,o hali tuhaftı, tedirginliği ,öfkesi, bakışlarındaki açık nefret o adamdan hoşlanmıyordu ve bunu gizlemeye de çalışmıyordu.Gökhan abinin açık uyarılarına bakılırsa adam tehlikeli olmalıydı aralarında ne olduğunu sormamıştım çünkü gerçeği duyamayacağımı iyi biliyordum bunun için en iyisi kendi gerçeğini kendin bulmaktı..........

Şoföre tarif ettiğim yere geldiğimizde şüpheli bakışlarını dikiz aynasından bana dikti.''Burası mı?''dedi şaşkınca....''Evet''dedim.Hala emin olmasa da ''Ama burası bir depo ve çok ıssız.''Gözlerimi devirdim ön yargıları sevmezdim içeriyi görse dibi düşerdi resmen burası için çok uğraşmıştım evet depoydu ama tam benim istediğim gibiydi, bir ev değildi benim ki sadece güvenli bir sığınaktı o kadar.''Arabadan indik ve eşyalarımı bagajdan çıkarırken hala tedirgin gözlerle evimi süzüyordu açıkçası beğenisi ve onayı da umrumda değildi yeter ki patronlarına fazla detay vermesin yeterliydi....Anahtarlarıma ulaşıp içeriye girdim, depoymuş.....sensin depo huzurdu işte ve benim ruhum gibiydi arafta kalmış.Sadece lambaderi açtım hafifçe aydınlandı etraf.Demir bir asma katta ,yatağım ve dolabım alt kata ise giriş, küçük mutfak , kanepem ve televizyonumla bence mükemmeldi. Çantalarla uğraşamayacaktım hiç ,sırt çantamı aldım ve demir merdivenlerden yukarıya çıktım, komidinin üstündeki abajurun ışığını açtım yeterliydi,tavandaki ahşap kaplamanın arasında sığabileceğim kadar bir pencere vardı, kaçmam gereken durumlar için bir çeşit acil çıkış kapısıydı,genelde bu civarda iş yerleri ve atölyeler olduğu için geceleri sessiz ve ıssız olsa da merkeze yakındı ve etrafta hep aynı tip binalar olduğundan bilmeyen için yeri kafa karıştırıcıydı ,bu da saklanan biri için iyi bir şeydi.Zarfı elime aldım açmak istediğimden pek emin değildim ,ilk mektupta annem ben bunları bilmek istemezdim demişti ,ben de istemiyordum ama mecburdum...Ani bir kararla zarfı ve diğer belgeleri küçük bir çantaya sıkıştırıp gömme dolaptaki çekmecelerden birine sıkıştırdım bir gece daha bekleyebilirdim ve bu belgelere güvenli bir yer bulmalıydım ,yatağıma uzandım ve tişörtümü çıkarıp attım sadece siyah sporcu atletimle kalmıştım, pantolonumdan da kurtulunca altımda da siyah boxerim kalmıştı yeterdi çünkü artık yalnızdım çıplak bile dolaşabilirdim sonuçta ,acaba büyük mü konuşmuştum ne...........

TECELLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin