*PART 1*
Herkesin ruhunda iyi ve kötü bir arada tabii ki benimde,bizim iyi insan mı kötü insan mı olduğumuzu belirleyen şey kararlarımız.Annemi bulmak umuduyla çıktığım yolculuk artık kimsesizliğimin resmi kanıtı olmuştu,annem yıllar önce ölmüştü işin tuhafı benim varlığım bile bunu engelleyememişti, annem aşık olduğu adam için günden güne erimiş ve ölmüştü,mantığını henüz kaybetmediği anlarda da geleceği ince ince işlemiş kızına intikamını alması için gerekli herşeyi bırakmıştı. Bir çok kişinin aradığı belgeler artık benim elimdeydi,şu an vereceğim karar ülkedeki tüm dengeleri yerinden oynatabilirdi; yolsuzluklar,rüşvet,cinayet hatta vatana ihanet belgeleri, Zafer Ateş annemin evlendiği tek adam ,ondan kaçarken çaldıklarını, yaptıklarının bedelini ödetmek için almış ve bana miras(!) bırakmış,bir evlada bırakılacak güzel bir yük,kendi ölmeyi seçerken omuzlarıma yüklediği yükle yaşamaya mahkumum,oysa bu yolculuğa çıkış nedenim sadece bir umuttu ,ben aslında annemi bulmak istemiştim ,artık bir yer edinmek, birinin evladı olmak ,bir yere ait olmak zaten bir yere ait olmak için başıma bu kadar işi açmamışmıydım,şimdi hava alanının iç hatlar çıkışında ayakta öylece dikilirken çizeceğim yol için hala kararsızım, sadece bir günde dört uçak yolculuğu yapmıştım önce kendi kimliğimle Antalya'ya gitmiş Antalya'dan Alanya'ya geçip sahte kimlikle Trabzon'a gitmiş sonra Antalya'ya dönüp tekrar İstanbul'a gelmiştim amaç annemin güvenliğini tehlikeye atmamaktı ,tabii ki ben öyle sanıyordum ,işin aslı belgeleri riske atmamaktı ,aklınca Gümüş, belgeleri benim aracılığımla ele geçirdikten sonra onları sahip olacaktı ama onun sandığının aksine hiçte salak değildim kimseye güvenemeyeceğimi artık çok daha iyi biliyordum, bu işte yalnızdım ,elimdeki belgelerle sahip olabileceğim güç sınırsızdı, bir de Zafer Ateşle olan bağım vardı tabii ki yıllarca aradığı bir erkek çocuktu, annemin bir erkek doğurduğunu sanıyordu ,daha doğrusu sanması için yanıltılmıştı, o bir erkek çocuk ararken ben dikkat çekmeden büyümüştüm ama mezuniyet partisinde beni görmesiyle gözlerine örülen perde de kalkmış olmalıydı ,hayalet görmüşe dönmüştü çünkü ,bir ikiz kadar anneme benziyordum ,annemin onu terk edip kaçtığı yaşta karşısına dikilmiştim ,o akşam beni gördüğündeki tepkisi artık mantıklı geliyordu.Kullan at telefonlarımdan biriyle Gümüşü aramış ve geldiğimi haber vermiştim bu gün onu hiç çekemezdim yirmi dört saattir yolculuk yapıyordum yarın akşam Esmanın düğünü vardı ve benim vermem gereken kararlar.Bir yanım bu senin savaşın değil ver belgeleri Gümüşe Zaferi de yok etsin sen bulaşma derken bu işin bir ucuda Karahana dokunacağı için bu seçeneği şimdilik göz ardı ediyordum,Karahan da benim kadar masumdu o ailesi için bedel ödüyordu. O daha doğmadan kurulan kirli ittifakların bedelini ödemek ,ona düşmüştü. Gökhan Payaslı'yı sadece bunun için bile hiç affetmeyecektim ,yıllardır bir abi gibi gördüğüm adam aslında kim olduğumu bile bile bana hiç bir şey söylememişti ,Geceye bulaşmama bile engel olmamıştı, kendi kardeşini feda eden bir adam beni hayli hayli harcardı,ama bu sefer güç benim elimdeydi, hepsini vatana ihanetten yargılatacak ,itibarlarını yerle bir edecek her şey benim ellerimdeydi ve güç kimde ise kontrolde her zaman onda olurdu.
Eve gitmek için bindiğim taksiden indiğimde tek derdim sırt çantamın ön gözünde bulamadığım lanet anahtarlardı ,açtım uykusuzdum, duş almadığım için hatta pistim tek amacım evime girmek ve hiç bir şey düşünmemekti, düğün işi biter bitmez Karahan'la konuşmalıydım ,güvenebileceğim bir tek o vardı.Dış kapıma yaslanmış ,ellerini geniş gögsünde birleştirmişti ,dağınık saçlarıyla o kadar yakışıklıydı ki kalbimin ritmi değişmişti anahtarı aramaya bir son verdim ve ona doğru yaklaştım ,ikimizde kapının önünde öylece durup birbirimize bakıyorduk, ondan vazgeçmeyecektim, onu bırakmayacaktım, kalbimi dinleyecektim ,bir gün için bile olsa tüm dertlerimi bir kenara atacaktım.Gülümsememe engel olamamıştım, onu görmek her zaman güzeldi,''Kokumu mu aldın Karahan,''o bayıldığım ela gözleri hınzırca parladı,''Daha teknolojik bir şekilde evet ,uçuş saatini biliyordum sonuçta buraya geleceğinide,''Ona sırt çantamı uzattığımda şaşkın bakışlarını gözlerime odakladı,''Anahtarı bulamadım gerçi senin anahtara ihtiyacın yok ama,''çantanın açık olan gözünü karıştırırken hem de bana cevap veriyordu,''o ekstra kilitleri takmadan önceydi güzelim,''anahtarı bulmuş kapıyı açmıştı ,geçmem için bana yol bile vermişti , içeri girdiğimde etrafa bir göz gezdirdim, her şey bıraktığım gibiydi telefonum sehpanın üzerinde duruyordu hala,Karahan çantamı bana uzattığında hala içeriye girmemişti,''Gelsene içeriye, niye orada duruyorsun,''Şaşkın hali hoşuma gitsede şu an içimden geldiği gibi davranacaktım, kalbimin sesiyle hareket edecektim.İçeriye girdiğinde kapıyı kapatmıştı ,aslında ona sarılmak o beni büyüleyen kokusunda kaybolmak istiyordum ama bu kokarca halimle fazla yaklaşamazdım,'Ben duşa giriyorum kokarca gibiyim,sen takıl ben çıkana kadar bir yere kaybolma.''Hala kontrollüydü, sonuçta sadece bir gece önce bana aklın varsa git ve geri gelme demişti beni korumak içindi bu sözleri ama ben onu bırakmayacaktım, bedeli ne olursa olsun,''Küçük banyoma girdiğimde üstümdekilerden hemen kurtuldum, sıcak su gevşememi sağlamıştı ,hızlı bir şekilde saçımı yıkayıp bedenimi köpükledim ,durulanıp sadece kalçalarımı kapatan bornozumu giydim giysilerim yukarıdaydı tabii ki ,saçlarımı hafif kurutup taradım ve banyodan çıktım Karahan üçlü kanepede oturmuş televizyonu açmıştı ,ben banyonun kapısını açınca önce gözlerime baktı ,bakışlarımı ondan çekmeyince ,gözlerini bornozunum yakasından hafifçe görünen göğüslerime sonrada tamamı açıkta olan bacaklarıma en sonunda yine gözlerime değdirdi ,bense öylece duruyordum beni beğenmesini istiyordum ondan utanmıyordum ,ne kadar yaşayacağımı bile bilmiyordum ,yarından sonra neler olacak kestiremiyordum ,kalbim böyle atarken bu adamı istiyordum ,her şeyi ile eğer o da beni isterse.......Bakışlarını benden çekip televizyona döndü, biraz hayal kırıklığına uğradığım acı bir gerçekti ,merdivenleri çıkarken bile dönüp bakmamıştı, madem direniyordu bende onu daha fazla zorlaya bilirdim,kısa kot şortumu ve beyaz bluzumu giyerken bilerek sütyen takmamıştım , merdivenlerden inip önünde dikildim,''kurt gibi açım Karahan sen yedin mi?''Şaşkın suratını iki elimin arasına alıp çılgınca öpmek istesemde şimdilik yapmadım, en iyisi açık olmaktı ,yoksa bu tutuk hali beni oldukça zorlayacaktı,yanına kanepeye oturdum, gözlerinin içine bakıp içimdekileri anlatmaya başladım,''Karahan,sadece iki sevgili gibi normal bir gün geçirmek istiyorum,kimseyi düşünmeden ikimiz......olmaz mı?''Kocaman gülümsemesi kalbimin durmasına neden olabilirdi ,aşıktım bu adama hiç tanımadan bile aşıktım o bayıldığım alaycı gülüşüyle,''Sevgili gibi....''Hızla dudaklarına yapıştım ilk anda ki şaşkınlığını atınca artık o beni öpüyordu ne ara kucağına çıkmıştım bilmiyorum,ne kadar zamandır bu haldeydik bilmiyorum şu an o sevdiğim siyah saçları parmaklarımın arasındaydı soluk almak için durduğumuz da küçük bir öpücükle ayrıldı dudaklarımız kafası göğüslerimin üzerine yaslanmıştı,elleri belimi sarmıştı ,bende saçlarını usul usul karıştırıyordum,kokumu içine sesli bir şekilde çekerken''Hım....burada ölebilirim sonsuza kadar böyle kalabilirim.....ama.....'sonra aniden kucağında oturmama rağmen beni indirmeden ayağa kalktı,pek zorlanıyor gibi değildi açıkçası,yine de kucağından sıyrılıp yere indim,''Nefesim,kurt gibi aç olduğu için önce onu doyurmalıyım.''burnumun ucunu öpünce ona sokulup sıkıca sarıldım,''evde yiyecek bir şey yok sevgilim,beni nasıl doyurmayı planlıyorsun.''Bu adam bu kadar tatlımıydı ki onu öpme isteğimi dizginlemek gittikçe zorlaşıyordu.Ellerimi sarıldığım belinden çekip yüz yüze gelmemizi sağladı,''O zaman alışverişe gidiyoruz.''Yüzümdeki sırıtışı engellemek istemiyordum ,mutluydum işte, biz normal bir çift gibi alışverişe gidecektik,benden beklenmeyecek bir uysallıkla başımı salladım elimi hala bırakmamıştı,avuçlarımdaki hafif baskı ve sıcaklık kalbimin ritmini hızlandırıyordu,çıkmak için kapıya yöneldiğimde el ele olduğumuz için ilerleyememiştim çünkü benim dağ gibi kuvvetli adamım hareket etmemişti,ona dönüp neden yürümüyorsun bakışı attığımda o da içimi ürpertecek bir şekilde bedenimi süzdü ve başıyla sütyen takmadığım için neredeyse ortada olan gögüslerimi işaret etti,işgüzarlığım şu an utanmama neden oluyordu,''Üzerini değiştirir değiştirmez gideceğiz küçük yaramaz,''dedi ve bana muzipçe göz kırptı.Hızla yukarıya çıktım bana aşağıdan bakıyormuydu bilmem ama eğer bakıyorsa çıplak sırtımı ve şortumu çıkardığım için siyah iç çamaşımı görüyor olmalıydı,bu sefer sütyenimide takıp Karahanla uyumlu olmak için üzerime yapışan bir gömlek ve açık renk hafif yırtık jeanımı giydim,aşağıya indiğimde elimdeki tokayla saçlarımı bağlamaya uğraşıyordum yüzünde anlamadığım bir ifadeyle bana yaklaştı saçımda gezinen elimi indirdi gözlerime bakıyordu ''Bağlama saçlarını, açık olmalarını seviyorum,''elleriyle saçlarımı düzeltiyordu yanaklarım kızarmış olabilirdi çünkü yaptığı şey o kadar iyi hissettiriyordu utanmama neden oluyordu,sadece gülümsedim ve uzaktığı elini sıkıca tuttum.