Bölüm 25(FİNAL)

17.8K 1K 83
                                    

                  5 yıl sonra
Bir çok şey yaşadım bugüne kadar, mutluluklarımda oldu,bir o  kadar mutsuzluklarımda.Ama tam dört yıldır onu ilk gördüğüm andan beri bütün ruhumu huzurla dolduran bir şey var," oğlum". O benim mucizem, hayata yeniden başlamak için olan sebebim, o benim Toprak'ım yanımda olduğu sürece her zaman evimdeyim diyeceğim kişi. Öyle bir mucize ki oğlum babasının küçük bir kopyası. Karahan'ı kalbime gömdüğümü söylesem bile bana her gün onun gözleriyle bakan bir oğlumuz var.Bu beş yıl nasıl geçti anlayamadım bile. Esma'nın evinin yanındaki taş evi satın almamla başlayan yeni hayatımız , iki ay arayla bebeklerimizin dünyaya gelişiyle; önce benim oğlum Toprak sonra da küçük prensesimiz Duru,inanılmaz bir hal almıştı.. Anne olmayı da Esma ile beraber öğrendik aslında.İlk zamanlarımızda bir kamera bizi kaydetseydi eğer, 16 bölümlük bir sitcom dizisi çekebilecek kadar malzeme elde ederdi, ilk emzirme deneyimimiz tabii bez değiştirmede var elbette ki gaz çıkarma ve Poyraz'ın ikimizin  arasında helak oluşu nu da unutmamak gerek.Şimdi dönüp de o günlere baktığımda ,yüzümde sadece buruk bir tebessüm oluyor.Poyraz ve Esma her ne kadar yanımızda olsa da,Karahan'nın yokluğu her zaman benim için katlanılması zor bir acı oldu. Yıllar içerisinde acaba Toprak'ın varlığını bilse ne düşünürdü diye kendi kendime çok kere sordum. Oğluma haksızlık mı yapıyorum.Onun babasız büyümesine sebep olmak, yüreğimde kocaman bir vicdan azabı ile yaşamama neden oluyor.Toprak bebekken her şey daha kolaydı.Ama ne zaman ki oğlum büyümeye başladı, anlamaya ve konuşmaya başladı; işte o zaman hayat benim için daha da zorlaştı.Yaşamım boyunca cevabını vermekte zorlandığım sorularla karşılaşmamda oğlumun büyümesi ile oldu .Oysa ki ben açık sözlü ve aklımdakini pat diye söyleyebilen dobra bir insandım,Toprak'ın ilk kez babasını soruşu ve benim gerçekleri ona anlatma çabam .Yaşından çok olgun bir karaktere sahip oğlumun beni teselli edişi.........
Elimde kahve fincanım,verandadaki kanepede oturmuş Duru ve Toprak'ın, Poyraz'ın köpeği Latte ile oyun oynamasını izlerken, yine o anı düşünüyorum .Günlerdir ruhumu ve aklımı bu konu meşgul ediyor zaten.Bir gün ,hiç beklemediğim bir anda sordu oğlum bana "anne benim babam nerede?" Öyle doğal bir şekilde sormuştu ki sanırım korkudan ve şoktan susup kaldım.Bir süre sessizliğimi koruduktan sonra bana umut dolu gözlerle bakan bu minik kalbe yalan söyleyemezdim.Yanına yaklaşıp onun boyuna erişmek için dizlerimin üstüne çöktüm Karahan ile eş olan gözlerinin tam içine bakıyordum orada sadece umut vardı; "Baban,sana anlatmıştım ya bizim ülkemizi benim,teyzenin doğduğu aramızda konuştuğumuz Türkçeyi herkesin konuştuğu  yer, Türkiye, hatta haritada da bakmıştık ,işte baban orada."Şaşkın ve masum bakışları sevinçle parladı."Yani ölmedi,babam var benim,neden gelmiyor buraya, beni özlemiyor mu,sen hemen özlüyorsun beni, işe bile gitmek istemiyorsun?"Ne söyleyebilirdim ki elbette anlayabileceği şekilde gerçeği.Belki bir gün karşılaşırsa oğlum babasıyla onu suçlamamalıydı her şeye rağmen Karahan'dan uzaklaşan bendim."Ben buraya geldiğim zaman senin benim karnımda olduğunu bilmiyordum.Baban eğer senin benim karnımda olduğunu bilseydi ,bizi asla bırakmazdı ,ama bir gün karşılaşırsak seni babana söylediğimde ,sanırım hayatının en büyük sürprizi senin doğduğunu öğrenmek olacak."Heyecanla ayağa kalktı ve sehpanın üstünden cep telefonumu alıp bana uzattı."Arayalım babamı,sürpriz yapalım,söyle ona ben karnından çıktım artık... Kocaman oldum,anne..... gelsin babam."Ne söyleyebilirdim ki sana benim masum oğlum ,bu kadar mı babasızlık ruhunda sızı. Kendime kızmak için bol bol vaktim olacaktı nasılsa ama şu an oğlumun kalbini kırmadan ona bir açıklama yapmalıydım."Toprak'ım ,ben babanın numarasını kaybetmişim, onu arayamam,ama baban gelene kadar sana onu anlatabilirim.Biliyor musun? Ona o kadar benziyorsun ki, sen doğduktan sonra babanı daha az özlüyorum, sana baktıkça babanı görüyorum,gözleriniz,saçlarınız aynı, onun küçük bir kopyası gibisin." Sonra Karahan'a dair her ayrıntıyı sordu ,bende sıkılmadan anlattım,biri ile bu dört yaşındaki oğlum bile olsa özgürce onu konuşmak iyi gelmişti.Ne Poyraz ile ne de Esma ile bu konuyu açmıyorduk.Sessiz bir anlaşma vardı aramızda sanki Karahan hayatımızda  hiç olmamış gibiydi  .Her tatilde ve yazları  onlar Türkiye' ye gidiyorlardı ama benim orada Karahan'dan başka kimsem yoktu.Kavuşacağımda,kaçtığımda oydu.Hem gurbetim hem de sılamdı o benim. Onu deli gibi özlüyordum ,seviyordum, hayatında biri var mı, iyi mi bilmiyordum,sormak için çıldırsam da soramıyorum ,sağ olsun !!!!arkadaşlarımda hiç bahsetmiyorlardı.Yine tatil için Türkiye'ye gideceklerdi.Hem bu defa geri dönmemeleri de gerekebilirdi. İkisinin de aileleri Türkiye'ye dönmeleri için baskı yapıyordu, maddi hiç bir sorunları yoktu,Esma iki sergi açmış, istediği ressamlarla çalışma fırsatını yakalamıştı.Başta üç sene kalmayı planladıkları yerde;benim yüzümden iki sene fazla kalmışlardı.Dönmek istediklerini biliyordum ,onları engelleyemezdim.Sonuçta burada iyi kötü bir düzen kurmuştum.Evim ,işim herşey yolundaydı. Hem Deborah yani Deb' de burada idi.Yıllar içinde bir abla gibi bizi sahiplenmişti; eşini ve kızını bir kazada kaybettiği için bizi ailesi gibi benimsemişti.Düşüncelerimden yanıma oturan Poyraz'ın varlığını hissedince sıyrılıyorum.Gülümsüyor o da benim gibi, attıkları topu havada yakalayan Lattenin kendi etrafında dönmesine kahkahalarla gülen çocukların haline ve biliyorum birazdan konu ciddileşecek.Poyraz yıllar içinde bir abi bir dost oldu bana; birbirimizden pek hoşlanmazdık oysa ki kim derdi ki sırdaşım ,dert ortağım olacak,hayat işte kendi kardeşim ve babamın aksine hiçbir kan bağım olmayan Poyraz ve Esma hep benimleydi,Deb sevgi bağının çoğu kan bağından daha gerçek olduğunu söylemişti bir keresinde ,biz de bunu görüyormuş hep.Yanılmamıştım ciddi ses tonu ile konuşmaya başlamıştı,Poyraz"Biliyorsun Nefes, sizi burada bırakmaktan hiç hoşlanmıyorum,artık kesin dönüş yapabiliriz ,yıllardır burada kalışımız için ürettiğimiz tüm bahaneler tükendi.Sen de gel .İstanbul büyük bir yer karşılaşmazsınız bile,ya da karşılaşmalısınız artık.Yıllardır susuyoruz ama Toprak babasıyla olmalı,Karahan da oğlunun varlığını öğrenmeli."Kahkahalarla gülen oğluma bakıyorum;sıkıntılı ve gürültülü bir soluk bırakıyorum dışarı ,"Dönemem ,hem Leo'yu yüz üstü bırakamam ,biliyorsun ortağız ve imzalanmış anlaşmalar ve ...."Sözümü bitirmeme engel olan Poyraz, ilk kez bu kadar sert konuşuyordu benimle."Bunlar bahane, paraya ihtiyacın yok. Çalışmasanda o anlaşmalardaki tazminatlar senin için önemsiz rakamlar. Ben ,senin her şeye rağmen Toprak için doğru olanı yapmanı istiyorum.......çok geç olmadan......"ve duraksadı.Söylediği şeye pişman olmuştu ama bir kere duymuştum o sözleri ve nedeninide öğrenmeliydim"Ne için geç olmadan Poyraz.""Bak, Esma sana bundan söz etmemi istemiyor ama son gidişlerimizde Karahan'ın yanında bir kız var adı Yeliz oda mimar,şirkette çalışıyormuş ve ben kızın Karahan'a ilgisi olduğunu görüyorum ve sen bir şeyler yapmazsan....."Elimi sus dercesine havaya kaldırdım.Umarım gerçek duygularımı söylediğimi düşünürdü."İstediğini yapabilir,bizim bir bağımız yok, verilmiş sözlerimiz yok.""Pişman olacaksın Nefes,aptalca bir gurur için sevdiğin adamı kaybedeceksin,büyüdüğünde Toprak sana hesap sorduğunda her şey için çok geç olacak ve sen pişman olacaksın?"

TECELLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin