Final

458 44 31
                                    

"Vakit geç hiç duymadın mı ses
bağırdım o kadar"

Tüm bedenim titrerken ilerlemeye çalıştım fakat bacaklarımın bağı sökülmüş gibiydi. Yıllar önce babamı kaybettiğim şehirde babamı kaybettiğim şekilde şu an sevdiğim kadın vardı.

Onu kaybedemezdim.

O gitmemeliydi.

Kafamı hızla olumsuz anlamda sallayıp kendime gelmeye çalıştım, hızlı olmaya özen göstererek yanına doğru ilerledim kaybetmeyecektim onu.

Anlamadığım Türkçe cümleler kuran insanların yanından sıyrılıp sevdiğim kadının yanına diz çöktüm güzel yüzünü kan kaplamıştı, mavi gözleri kapalıydı.

"Gitme." diye fısıldadım "Ne olur gitme." dedim. Titreyen elim nabzına giderken art arda yutkundum soğuk elim nabzına değdiğinde hissettiğim zayıf atışlarla gözlerim daha da doldu.

Bir süre sonra duyduğum ambulans sesiyle gülümsedim "Geldiler sevgilim, kurtulacaksın." dedim elini tutarken.

Görevliler ilk müdahaleyi yapıp ambulansa bindirdiklerinde peşlerinden ben de binip Feraye'nin soğuk elini tuttum.

İçimden gitmemesi için dualar ederken göz yaşlarıma engel olamıyordum. Gitmemeliydi, bu şekilde bitmemeliydik.

Eğilip saçlarına öpücük kondurdum kulağına eğildim "Yalan söyledim sevgilim hâlâ başımın tacı sensin. Çok seviyorum seni." yüreğim pişmanlıkla kavruldu keşke onu öyle bırakmasaydım, keşke gururumu, güvenimi siktir edip sarıp sarmalasaydım.

İçimdeki keşkeler artarken hastaneye gelmiştik. 

///////

"Ryan, böyle yapma." diyen Sebastian'ı dinlemeden camın ardında yatan güzelimi izlemeye devam ettim.

"Benim yüzümden." dedim hastaneye geldiğimizden beri dediğim gibi. Sebastian hemen itiraz etti "Hayır dostum, senin bir suçun yok. Böyle olacağını bilemezdin bu bir kaza." dediğinde sinirli bir soluk aldım "Ona çarpan kişiyi öldürmek istiyorum." 

Feraye, hastaneye gelir gelmez ameliyata alınmıştı. Üç saat süren ameliyattan sonra yoğun bakımına alındı ilk 24 saat çok önemliydi gözümü bir an olsun üzerinden ayırmadan saatlerce onu izledim. 

Hastane yatağına hiç yakışmamıştı.

"İki saat kaldı." dedim "İki saat sonra ya uyanmazsa?" Sebastian'ın elini omzumda hissettim "Uyanacak, bu kız seni bırakmaz." dediğinde gülümsedim "Bırakmaz değil mi?" dedim sesimdeki umutla.

"Bırakmaz." dedi net bir şekilde.

"Çok seviyorum Sebastian onu. Kaybedersem ölürüm, yaşayamam." dedim titrek bir sesle, Sebastian'ın yutkunmasını duydum "İkinizde yaşayacaksınız." dedi kısık bir tonla.

Zaman geçti, vakit azaldı. 

Feraye, uyanmadı.

Umutlarım bir bir sönerken omuzlarım düştü, ellerimle yüzümü kapatıp kendimi cama yasladım öylece kaldım. Bir süre sonra  duyduğum yoğun adım sesleriyle kafamı kaldırdım, doktorlar ve hemşireler koşarak Feraye'nin yanına giriyordu.

"Ne oluyor?" dedim kendi kendime "Ne oluyor?!" Sebastian hızla yanıma gelip beni kenara çekti camdan uzaklaştırdı. Kafamı tutup omzuna gömdüğünde nefesim daraldı hıçkırıklarım boğazıma dizildi.

"Feraye." adı acıyla döküldü dudaklarımdan "Gitme, ne olur gitme."

///////

"Başın sağ olsun kardeşim, çok üzüldüm." diyen Mert Hakan'a baktım üzgünce kafamı salladım sadece.

Yol arkadaşımı kaybetmiştim.

"Keşke gitmeseydi." dedi en az benim kadar üzgün olan Sebastian dudaklarım büzülürken gözlerim doldu.

Nasıl alışacaktım onsuzluğa?

"Üzülme yenisi gelir." diyen Cengiz'e tip tip bakarken arkamdan omuzlarıma sarılan bedenle kaskatı kesildim ilk sonra sarılanı gördüğümde gülümsedim.

"Beyler, sevgilime saçma sapan teselli cümleleri kurmayın." diyen Feraye'yle daha çok gülümseyip arkamdaki bedenine yaslandım.

"Harbiden, yenisi gelir ne Cengo?" diyen Çağlarla güldüm. 

Timsahımı kaybetmiştim, ölmüştü.

"Teselli konusu sizde o zaman doktor hanım." diyen Mert Hakan'a dönüp bir bakış attım ardından sevgilime bakıp gülümsedim "Onun varlığı tek tesellim zaten." dediğimde çocuklar 'oo' derken Feraye utanarak gülümsedi.

O gün, o hastanede beni bırakmamıştı. Duran kalbi kalp masajıyla kendine gelmişti ardında uyanmıştı.

Gülüşerek kulüpten çıktığımızda hissettiğim soğuk havayla Feraye'yi kolumun altına aldım, "Dünkü golünü timsahına armağan etmeni bir tık kıskandım." dediğinde gülerek saçlarına öpücük kondurdum "Onun dışında bütün oynamalarım, gollerim senin için ama." dediğimde gülerek daha çok sığındı bana.

Aramızdaki sorunları aşmıştık, doyasıya sevgimizi yaşamaya devam ediyorduk.

Arabaya binip her zaman geldiğimiz gölün oraya geldik. Bu göl her şeye tanık etmişti bugün bir şeye daha tanık etsin istiyordum.

"Güzelliğim." dediğimde gülümseyerek bana döndü "Burada çok şey yaşadık değil mi?" gözlerinden bir hüzün geçse de gülümsemeye devam etti "Evet sevgilim, çok fazla anımız var."

Heyecanla bir nefes aldım "Bir anımızın daha olmasını ister misin?" kaşlarını çattı anlamamazlıkla "Nasıl yani?" 

Cebimdeki kutuyu çıkardım, titreyen bacağımın üzerinde diz çöktüm bana şaşkınlıkla bakan sevgilime baktım.

"Bunun gibi mesela." derin bir soluk verdim "Seni ne kadar çok sevdiğimi en iyi sen bilirsin güzelliğim. Kalbim bir tek seninle böyle atar. Sevgilim olmanı istediğim yerde ailem olmanı istiyorum, benimle evlenir misin Feraye Keskin? Bana kendin kadar güzel bir aile verir misin?" dedim heyecanla.

Gözlerinden yaşlar süzülürken güldü, "Evet." dedi sesindeki heyecan titremesiyle "Evlenirim Ryan Kent. Seninle aile olurum." 

Titreyen ellerimle yüzüğü parmağına taktım hızla ayağa kalkıp belinden tuttuğum gibi kucakladım. Hastası olduğum gülüşüyle kollarını boynuma doladı. 

"Sadece başımın değil kalbimin de tacısın." dedim kulağına doğru, kollarını daha çok sıkılaştırırken saçıma bir öpücük kondurdu, "Seni ölesiye seviyorum." diye fısıldadı bu sefer saçına öpücük konduran bendim.

Kaçtığım aşktan çok güzel biri tarafından yakalanmıştım. İyi ki de yakalanmıştım.

🧡

Biz bittik :")

kütüphanesinde ağırlayan, oy verip yorum yapan herkese teşekkürler <3

diğer hikayelerde görüşürüz...


Travma | Ryan Kent✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin