The Elemantals

Bölüm 4 : Toprak Sınavı

Bölüme başlamadan önce okuduğunuz için teşekkür etmek istedim ilk kurgu yazma deneyimim o yüzden yaptığım bir hata olursa da özür diliyorum. Birde yorum yapıp oy atmayı unutmazsanız çooook sevinirim iyi okumalarrr.
--------------------------------------------------------------

Doruk : Meditasyon yapalım diye beni buraya getirdiniz şimdide rahat duramıyorsunuz. DURMAZSANIZ KAFANIZA TAŞ FIRLATACAĞIM.

Berkin ve Emir meditasyon yapmak istemişlerdi ve Dorukta güzel bir fikir olduğunu düşündüğü için onları ormana getirmişti ama burada birisi suyla birisi havayla oynarken birbirlerine sataşmaya başladıklarında Doruk çoktan pişman olmuştu bile.

Berkin : Tamam tamam hadi başlayalım özür dileriz.

Emir : Evet özür dileriz tamam sustuk hadi.

Doruk meditasyon müziğini yeniden açtı ve odaklanmaya başladı. Berkin ve Emirde onunla beraber odaklanmaya çalıştı ama Emir'in aklına takılan soru ile yeniden konuşmaya başladı.

Emir : Ya bir dakika Betül neden burada değil sanki tek bizim güçlerimiz olacak çok vurdum duymaz

Doruk : Aslında yoldaydi çoktan gelmiş olması gerekiyor. Arayalım onu.

Doruk telefonunu çıkardı ve Betülü aradı. O an Berkin gözlerini kapatıp kafasını kaldırıp hafif sola eğdi.

Berkin : Telefonun çalma sesi ormanın içinden geliyor. Duyabiliyorum.

Doruk : Yürüyün bakalım nerede Betül.

Kalktılar ve sese doğru ilerlediler. Sesin geldiği yere ulaştıklarında Berkin yerden telefonu aldı.

Berkin : Bu kız nasıl sürekli kaçırılıp kaybolmayı başarıyor.

Emir : Onu duyabiliyor musun.

Berkin : Hayır ama...

Berkin gözlerini kapatıp odaklandı.

Berkin : Şu taraftan bir şey geliyor!

Hepsi işaret ettikleri tarafa döndü.

Emir : Doruk arkamıza geç. FIŞKIRRR!!!

Emir dönüşüp gelen tehlikeye karşı kendini hazırladı. Bir kaç hışırtının ardından çalıların arasından Betül çıktı.

Berkin : Salak kız aklımızı aldın neredesin sen.

Betül : Yanınıza geliyordum ama telefonu mu düşürmüşüm onu ararken geldiğim yönde farklı bir taş buldum sanki bir tür sis yayıyordu onunla ilgileniyordum sizin sesinizi duyunca geldim.

Doruk : Taşı merak ettim bize göstersene.

Betül telefonu alıp döndü ve çalılardan ilerledi. Diğerleride peşinden gitti. Taşın yanına vardıklarında doruğun gözleri parladı yeşil bir ışıkla. Taş sanki işlenmemiş bir kuvars kristali gibiydi ama içinde durmadan dönen koyu gri bir sis var gibiydi. Doruk eğilip gözleriyle inceledikten sonra eli ile dokundu ve Betülü, Emiri ve Berkini ormanın başka uçlarına götürüp tüm ormanı saran bir sis ortaya çıktı. Sis göz gözü görmeyecek kadar yoğunlaştı Doruk ne olduğunu anlamaya çalışırken karşısında ortaya çıkan yeşil ışığı görebiliyordu. Işık vücut buldu ve yeşiller ve beyazlar ile giyinmiş bir kadın ruh ortaya çıktı.