Kavga

248 10 1
                                    

Multimedia'da Aylin'in kavga sahnesinden bir kare var

Vote ve yorumları unutmayın. Umarım beğenerek okursunuz.

16.Bölüm

Gözlerimi açtığımda güneş çoktan doğmuş ve perdenin arasında gözümü delip beynimin derinliklerine ulaşmak için yola çıkmıştı bile. Yattığım yerde birkaç tur döndükten sonra pes ederek doğruldum. Saçlarımı gelişi güzel bir topuz yaparak komedinin üzerindeki tokayla tutturdum. Telefonu saate bakmak için elime aldığımda bir cevapsız çağrı olduğunu fark ettim. Saatin 6.30'unda Aylin'den başkası olamazdı tabi ki. Tam Aylin'e geri dönecekken tekrar aradı.

"Alo Esila uyandın mı?"

"Uyandım da ne oldu bu saatte bir problem mi var?"

"Bugün karne günü unuttun sanırım"

Ahh tabi ya nasıl unuturdum.

"Tamam ya sağ ol hemen hazırlanayım Aylin kahvaltıyı yapma Şirin Abla'da yapalım kahvaltıyı."

"Tamam, Esila hadi görüşürüz."

Aylin'in sesi pek iyi gelmiyordu ama telefonda bir şey anlatmayacağı için boşu boşuna nefesimi tüketmek istemedim. Şirin Abla'da anlardım onun derdini.

Banyoya geçtim. Uykumun açılmasını buz gibi suyu yüzüme vurdum. İçim ürperse de aldırmadan ikinci defa aynı işlemi yaptım. Kafamı kaldırıp aynaya baktım. Yüzümde elimde olmaya bir gülümseme ve kızarıklık meydana geldi. Dün gözlerimi açtığımda Ateş'in yatağında sarılarak uyuyorduk. Çimenlerin üstüne uyuya kalınca beni yatağına yatırmış ve söylediğine göre de uykuda kolu bırakmamışım. Tamam, inandırıcı gelmiyordu ama söz konusu uykuda kendi kendine sohbet eden bensem pekâlâ inanabilirdim.

Yanaklarımın kızarıklığı gitsin diye yüzümü bir süre daha soğuk suyla yıkadım. Odama doğru ilerlerken aklıma annem geldi. Gittiğim yönü değiştirerek annemin kapısına yöneldim. Yavaşça kapıyı açtım. Uyuyordu. Yanına yaklaştım. Melek gibi duruyordu. Yüzüne düşen birkaç tutam saçı geriye doğru attım ve üstünün açılan kısmını örttüm. İkimizde üzülüyorduk ama eminim sonunda mutlu olacaktık.

Üstüme bir şeyler taktıktan sonra telefonumu ve paralarımı çantama tıkıştırarak evden dışarı çıktım. Durağa inerek Aylin'i beklemeye başladım. Çok geçmeden o da geldi. Dolmuşa binip yanyana oturduk. Garip bir sessizliği vardı.

"Aylin problem ne bir sıkıntın mı var?" dedim dayanmayarak. Cevap vermedi. "Aylin küs müyüz?" dedim ona doğru uzanarak. Hipnozdan çıkmış gibi silkelendi ve bana döndü "Hah efendim canım" dedi.

"Bir şey mi var çok dalgınsın."

"Yok ya kuzucuk evin haline canım sıkıldı. Annem şehir dışından gelmeyi bilmiyor bir türlü. Arayıp sorduğu da yok. Babam desen zaten 2 ayda bir konuşuyoruz o da zar zor. Demir desen günde ya 1 saat görüyorum ya da hiç. Güya bir ailem var ama ortada yoklar. Gerçi bu zamana kadar yanımda mıydılar?"

"Allah herkese gerçek bir aile nasip etmiyor her zaman. Kader arkadaşıyız bu konuda. Ama Allah bir kapıyı kapatırsa diğerini açar üzülme."

"Haklısın Esila herkese nasip olmuyor ama diğer kapıdan kastın ne?"

"İlerideki eşin ya da sevgilin sana hem annelik, hem babalık, hem abilik yapacak emin ol."

"Yapıyor zaten..." diye iç geçirdi fısıltıyla. Ve işte bingo! İtiraf geldi.

"Anlamadım canım?" dedim şaşırmış gibi yaparak.

"Ha şey, yapar inşallah dedim." Seni pis yalancı.

Ateş ve SuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin