(Bilinen en eski bilim kurgu / korku romanlarından biri olan
Mary Shelley - Frankenstein kitabından kurgulanmıştır.Mutlu sonlu bir hikaye değil.
Hurt no comfort.
Grafik şiddet.)Arkadaşları kentte eğlenirken Ryuuji şafaklara kadar çalışırdı. Elindeki sınırlı imkanlarla deneyler yapar, bunları günün birinde büyütmenin hayalini kurardı. Durmadan kitap okur, diğerlerinin meyhanelerde şarap çekişi gibi o da bilimsel kuramlar içinde kendinden geçerdi.
Onlar, Ryuuji'yi sıkıcı bulur yaşamayı bilmediğini düşünürlerdi. Gerçekte, "hayat" anlayışları çok farklıydı. Ryuuji de onlar kadar hayat ile ilgileniyordu. Hatta onu ilgilendiren tek şey hayattı denebilir. Tek bir farkla. Ryuuji'nin ilgilendiği şey hayatı yaratmaktı.
Üniversiteyi bitirip kendi evine çıktığından beri bu hedefi üzerinde çalıyordu. Ancak böyle bir yükün altından kendi başına kalkamayacağının farkındaydı.
Düşündü taşındı ve aklına gelen isim ortaokuldan beri tanıdığı, hatta liseyi de beraber okuduğu, Tarou oldu.
Tarou'yu ve zekasını çocukluklarından beri takdir etmiş zaman zaman flört olarak adlandırılabilecek iyi bir ilişkileri olmuştu.
Hemen ona bir mektup yazarak Cenevre'deki evine gelmesini istedi. Yüzyılın keşfini yapacağından bahsediyordu. Bu Tarou'nun ilgisini çekti. Hem ne olursa olsun çağıran kişi Ryuuji olduğu için yine de giderdi.
Ryuuji onu çok güzel karşıladı. Biraz eski günleri andıktan sonra Tarou'ya hayalinden bahsetti. Ona herkesten çok güveniyordu ve anlayacağını biliyordu.
"B-bunun tehlikeli olabileceğini düşünmüyor musun?" Tarou, Ryuuji'nin "hayatı yaratma" fikri konusunda endişeliydi.
"Hayır, aksine. Bunun bilim adına ne kadar büyük bir gelişme olacağını bir düşünsene. Artık hiçbir hastalık yaşamı engelleyemeyecek."
Birlikte kaldıkları süre içerisinde Ryuuji, Tarou'yu ikna etmeyi başardı. Tarou'nun ona olan zaafı da bu konuda rol oynadı.
Çocukluklarından beri birlikte çalışmaya alışkınlardı. Ryuuji'nin âdeta bir laboratuvara dönüştürdüğü tavan arasında, bazen günlerce dışarı çıkmadan, aylarını harcadılar.
Uzun çalışmalar sonrasında bir köpeği hayata döndürmeyi başardılar.
"Tarou... Yaşıyor!" Ryuuji farkına bile varmadan çılgınca bağırıyordu. "Başardık!!" Haklı bir gururla kutluyorlardı.
Tarou amaçlarına ulaştıklarını, Ryuuji'nin hayalini gerçekleştirdiklerini düşünüyordu. Oysa daha yeni başlıyorduk..
"Bu başarı bilime, insanlığa düşünülmemiş yeni imkanlar getirecek." dedi Tarou. "Düşün ölüm denen bilinmezi yenmiş sayılırız. İçinde çok küçük ve umutsuz da olsa bir hayat belirtisi kaldığı sürece bedeni diriltebiliriz. Cerrahide açacağımız ufukları bir düşün. Yüzlerce kişi kurulacak! Tıp Federasyonu önümüzdeki ay toplanacak. O tarihte kadar raporumuzu hazırlayabilir miyiz dersin?"
"Tabii ki ama rapor falan yazacak değiliz."
"Neden? Bir yıl daha mı beklemek istiyorsun?" Her zaman sadık bir ortak, değerli bir yardımcı olan Tarou'nun, Ryuuji'nin itirazına ne kadar bozulduğu sesinden anlaşıyordu.
"Yapabileceklerimize oranla, yaptığımız bir hiç sayılır. Olsa olsa bir başlangıç noktası. Önümüzde yüzyılların açmadığı bir kapı aralandı; arkasında gizlenen gerçekleri keşfetmemiz gerek. Ölü bir hayvanı diriltmek yeterli değil. Kendi varlığımızı hiçten yaratacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ginga E Kickoff!! | Victory Kickoff!!
FanfictionBir sürü farklı hikayeden oluşan bir koleksiyon