Ecrindemirciiiiiiisteği üzerine💛 Sizler de isteklerinizi belirtirseniz belki yazarım.
Reika, çalan kapı zilini duyduğunda heyecanla evin girişine koştu. Gece için tüm hazırlıklar yapılmıştı ve pijama partisine başlamak için tek gereken arkadaşlarının gelmesini beklemekti.
"Hoş geldiniz!" Matsushima ile gelmiş olan arkadaşlarını karşıladı ve beraber kalacakları odanın yolunu gösterdi.
Büyük oda renk renk yastıklar, yumuşak battaniyeler, parıltılı led ışıklar, uyku tulumları, çeşitli kutu ve kart oyunları kısaca mükemmel bir pijama partisi için gerekli olan her şey ile döşenmişti.
Önce neşeyle sohbet ettiler, ardından monopoli oynadılar. Gece olmasına rağmen tüm bu yüksele sesli konuşma ve gülüşleriyle muhtemelen fazla gürültü yapıyorlardı. Ancak bunu umursayan yoktu.
Oyunu Ryuuji kazandığında Ouzou, onun hile yapmış olduğunu öne sürdü. ama Ryuuji'nin manipülatif zekası kazanması için ihtiyaç duyduğu tek şeydi.
Bu küçük tartışma üzerine Ouzou, ona elinin altındaki bir yastığı fırlattı. Bu küçük hareket tüm takımı içine dahil eden büyük bir yastık savaşınd dönüştü!
Hepsi yorulmuştu ve bir çember şeklinde battaniyelere sarılmış rahatça otururken pijama partilerinin olmazsa olmazından korku hikayeleri anlatmaya koyuldular. İlk başlayan Ryuuji oldu.
"Bu kısa hikaye, dost canlısı görünen bir hayaletin çocuklarla oynamasıyla yeterince iyi bir şekilde başlıyor, ancak hayaletin kökenini ve hayaletin neden nesneyi odanın etrafında hareket ettirdiğini öğrendiğinizde, hızla çok daha ürkütücü hale geliyor.
“Kız kardeşim Betsy ve ben çocukken, ailemiz bir süreliğine büyüleyici, eski bir çiftlik evinde yaşadı. Tozlu köşelerini keşfetmeyi ve arka bahçedeki elma ağacına tırmanmayı çok sevdik. Ama en sevdiğimiz şey hayaletti. Çok nazik ve şefkatli göründüğü için ona Ann adını verdik. Bazı sabahlar Betsy ve ben uyanırdık ve komodinlerimizin üzerinde önceki gece orada olmayan bir fincan bulurduk. Ann, gece susarız diye endişelenerek onları orada bırakmıştı. Sadece bizimle ilgilenmek istedi. Evlerin orijinal mobilyaları arasında oturma odasının arka duvarına dayadığımız antika ahşap sandalye de vardı. Ne zaman kafamız meşgul olsa, televizyon izlesek ya da oyun oynasak, Ann odanın karşı tarafındaki sandalyeyi yavaş yavaş bize doğru çekerdi. Bazen onu odanın ortasına kadar taşımayı başarıyordu. Onu tekrar duvara dayadığımızda hep üzüldük. Ann, sadece yanımızda olmak istiyordu. Yıllar sonra, biz taşındıktan çok sonra, çiftlik evinin asıl sakini olan dul kadın hakkında eski bir gazete makalesi buldum. İki çocuğuna yatmadan önce birer bardak zehirli süt vererek öldürmüştü. Daha sonra kendini astı. Makalede çiftlik evinin oturma odasının bir kirişe asılı bir kadın cesedinin bulunduğu bir fotoğrafı yer alıyordu. Altında, odanın tam ortasına yerleştirilmiş eski ahşap sandalye devrilmişti."
Anlattığı bu kısa hikaye Shou'nun tüylerini ürpertmeye yetmişti. Batta-niyesine daha da sıkı sarıldı. Hikaye anlatma sırası Reika'ya geldiğinde yanlarındaki su bittiğini fark ettikler.
"Shou, bir koşu gidip alsana." Erika, kapıya en yakın kişi olan Shou'ya söyledi.
"Yalnız nasıl taşıyayım??" Shou, panikle itiraz edecek oldu ancak korktuğunu belli etmek istemiyordu. En azından yalnız gitmeyeyim diye düşündü.
"İyi, ben yardım ederim." Ouzou, Reika'nın anlattığı hikayeden sıkılmaya başladığı için eline geçen fırsatı kullandı.
Mutfak alt kattaydı ve Ouzou önde, Shou arkasında yürümeye başladılar. Merdivenler ve koridorlar loş ışık yayan lambalarla aydınlatılıyordu. Mutfağa ulaştıklarında Ouzou, arkası nda bir yakınlık, bir şeyin ona temasını hissederek irkildi.
"Napıyorsun???" Kendisine arkdan yapışan kişinin Shou olduğunu görünce korkusu yerini onun kendisine yakınlığından doğan bir paniğe bıraktı.
"H-hiç..." Shou, biraz uzaklaştı.
"Korkuyor musun yoksa?" Ouzou sırıtarak alaycı bir tavırla sordu.
"Biraz..."
"Ben seni hayaletlerden korurum. Eh, şeytan üçüzlerden biriyin sonuçta," Ouzou göz kırptı ve tezgahtaki su şiselerinden birkaçını almaya yöneldi. Shou da aynısını yapacağı sırada tezgahın üstünde duran süt kutusunu gördü. Tıpkı Ryuuji'nin anlattığı hikayedeki gibiydi. Shou'nun beti benzi attı ve tekrardan Ouzou'ya yaklaştı.
Bu sefer Ouzou, kollarını Shounun etrafına dolayıp onu daha da yakınına çekerek karşılık verdi. Ona sıkıca sarıldığı bu anın tadını çıkarıyordu.
"Geçti, geçti..." Biraz alay izi taşısa da teselli etti.
Tam bu sırada merdivenlerden gelen ayak sesini duydular. Korkuları birbirlerine daha da sıkı sarılmalarına sebep oldu zaten yeterince gerginlerdi.
"Nerede kaldınız?" Erika, onlara bakmak için gelmişti ama hallerini görünce şaştı kaldı. "0oooooo..."
Ouzou ve Shou hemen birbirlerinden ayrıldılar, ikisinin de yüzü utançtan kızarmıştı. Hiçbir şey söylemeden şişeleri bir bir kucakladılar.
"Korku hikayeleri birilerine pek yaramıyor anlaşılan." Erika sırıttı ve hep beraber yukarı çıkarlarken şişeleri taşımalarını yardım etti.
Gecenin geri kalını bolca neşe ve ikiliyle dalga geçmekten doğan kahkahalarla geçti. Sonunda uykuya daldıklarında ikisinin de aklında dolanan şey nasıl sıkı sarıldıklarıydı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
