Köşe Bucak | Tagi - Reader

126 10 44
                                    

MogolAnimekizi'nın isteği üzerine, baykuş okurum <33 Sizler de isteklerinizi belirtirseniz belki yazarım.

(Beni bilgilendirmelisin,
Bilmek için can atıyorum.

Beni nakavt et; Bilmek can atıyorum.
Beni bilgilendir, beni nakavt et.)

Günlerden cumartesi, bu demek oluyor ki Tagi sabah meydan parkına takım arkadaşlarıyla antrenman yapmaya gidecek. Yolda genelde bisiklet sürer ama yeterince hızlı yürürsem ona ayak uydurabilirim. Bir süredir Tagi'nin peşindeyim, zamanını kaybettim artık. Bir türlü yanına gidip konuşmaya cesaret edemiyorum, bu yüzden kafamı kurcalayan ve beni deli etmek üzere olan düşüncelerden kurtulamıyorum.

Aslında çok basit değil mi? Aynı okula gidiyoruz, aynı sınıftayız. Sabah daha ilk ders zili çalmadan yanına gitsem, selam versem.. konuşma başlatmak için yeterli değil mi? Hadi sabah olmadı onca saat hiç mi fırsatım olmaz, bolca olur. Ancak ben aptalın teki olduğum için kuyruğumu bacaklarımın arasına sıkıştırıp süt dökmüş kedi gibi onu izlerim, uzaktan..

İşte saat geliyordu. Hızla çantamı kaptım ve evden fırladım. Meydan parkına giden yolda beklemeye başladım, çok duracak değildim. Tagi, sorumlu ve dakik biri. Programına her zaman uyar. Evet, geliyor! Tamam, tamam.. sakinim.. Şimdi ona el saklayacağım ve, bu ne tesadüf böyle?, diyerek gülümseyeceğim. Cevap verecek, böylece konu konuyu açar. 3, 2, 1...

Ve bir başarısız deneme daha... Tanrım, benim sorunum nedir böyle?? Evimin yolunu tuttum ve kendimi yatağıma attım. Evet sinirliydim ama kendime. Neden bir türlü Tagi ile konuşamıyordum.

Tamam, umudumu yitirmeyeceğim. Onu izlediğim günler boyunca düzenli olarak yaptıklarını saatleriyle birlikte ezberledim. Bugün bir daha dışarı çıkmaz. Antreman dönüşü yorgun olacağı için karşına çıkmamalıyım. Pazar günü, her seferinde yaptığı gibi, akşamüstü tam da güneşin batmaya başladığı saatlerde en yakın arkadaşı Aoto ile boş parkta olur. Aoto varken yanına gidemem, mecbur pazartesiyi bekleyeceğim. Ah, Tagi! Çık aklımdan!

İki gün nasıl geçti bilmiyorum, gözüme uyku bile girmedi. Daha doğrusu huzurlu uyku çekmedim çünkü rüyalarımda bile köşe bucak Tagi'yi arıyordum..

Pazartesi okula erkenden gittim. Belki fırsatını bulur da Tagi'yi tek görürüm diye. Bekledim ama sırası ders zili çalana dek boş kaldı. Ben önlerde, Tagi ise uzun boyundan dolayı en arkada oturuyordu ama bugün gelmemişti. Umarım iyidir.

Beşinci dersimiz bedendi. İsteyen bahçeye çıkar, isteyen spor salonunda takılırdı. Ben spor salonunu tercih edenlerdendim ancak Tagi bahçede durduğu için ben de dışarı çıkardım. Bugün okula gelmediğine göre sanırım spor salonunda durmam bir sorun olmayacak.

Yürürken çantamın ipleriyle oynuyordum ve yanlışlıkla düğüm yaptım. Kör düğüm resmen... Çözmek için uğraşırken önüme bakmıyordum. Spor salonuna girdim ve banka oturdum, yanımda biri olduğunu ancak kafamı attığım düğümden kaldırınca gördüm. T-Tagi...

Düşüncem sesli şekilde dudaklarımdan kaymış olmalı çünkü Tagi, insanın içini ısıtan o gülümsemesiyle yüzünü bana döndü. "Merhaba."

"Sen spor salonuna gelmezsin ki.." Sus! Hayır, bir anda ağzımdan kaçıvermişti işte. Onu burada görmek beni şaşkına çevirmişti. Tavrımdaki garipliği fark etmemesi mümkün değildi ama bundan bahsetmedi, bunu yerine neden burada olduğunu açıklamaya başladı.

"Sabahtan ufak bir işim çıkmıştı, okula az önce geldim. Beden eğitimi hocasının burada olduğunu söylediler. Beni yok yazmamasını söylemek için geldim."

Tagi, konuşurken ses tonun sakinliği ve sıcaklığı endişelerimi yatıştırdı. Evet bir yanım hala gergindi ama artık korkmuyordum. "Denk gelmemiz iyi oldu. Ben de sana ait bir şey var.."

Kol çantama uzandım ve içinden bir bileklik çıkardım. Bu bileklik Tagi'ye aitti. Düşürdüğünü görmüştüm ve ona vermek için korumuştum. Tüm bu peşinden koşuşumun başlamasının sebebi işte buydu. O günden beri yanımda taşıyordum.

"Bunu düşürmüştün.."

"Bilekligim.." Tagi, öyle bir gülümsedi ki gözlerinin içi gülüyordu. "Kaybettiğimi sanmıştım!"

"Sana daha önce vermek istedim ama fırsatım olmadı.."

"Dert etme, lütfen! Teşekkür etmesi gereken benim."

"En sevdiğimiz takım aynı.." Tagi'nin bilekliği bir futbol takımına aitti. Bayrağının renklerini kolunda taşımaya karar verdiğine göre favori takımı onlar olmalıydı. İlk gördüğümde şaşırmıştım çünkü benim de favori takımım onlardı.

Sesim fısıltıya yakın çıkmıştı, bir anda dilim nasıl çözülmüştü de Tagi ile bir sohbet başlatmayı başarmıştım anlayamıyordum. Ancak konuştukça, her bir kelime eşliğinde kendimi daha da rahat hissediyordum.

"Ne güzel! Futbolla ilgileniyorsun demek. Biliyor musun bu bilekliği kendim ördüm."

"Hadi canım!"

"İstersen sana da öğretebilirim."

O gün spor salonunda yaptığımız konuşma sayesinde ne kadar ortak noktamız olduğunu fark ettik ve tam da o anda aramızda hiç kopmayacak derin bir bağ oluştu..

(Aynı eski maskaralıklar
yüzünden felç oldum.

Yürüyen bir spastik gibi ileri geri,
Bir yumruk dövüşü nasıl romantik olabilir?

Şimdi geriye dönüp baktığında sen de aynı şeyleri hissedeceksin.)

Ginga E Kickoff!! | Victory Kickoff!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin