Sabah kalktım ve hemen perdeleri açtım. Mutfağa yöneldim, kendime bir fincan kahve yaptım. Bugün fazla iştahım yoktu. Kahve aldım ve masama oturdum. Telefonu elime aldığımda bir bildirim olduğunu gördüm. Bildirim Burak'tandı.
"Uyandın mı? Uyandıysan benimde Güneşim doğacak;) " Beni güldürebilmek için tek bir mesajı yeterli olmuştu.
Ona böyle bir fotoğraf attım.
"Uyandım, ela gözlüm" yazdım. Burak çevrimçi gözüküyordu hatta mesajımıda okumuştu ancak hiç bir şey yazmıyordu.
Ardından ona söyle bir mesaj daha yazdım.
"orda mısınn?" bu mesajıda okumuştu. Ama yine bir şey yazmamıştı. Sonra bir mesaj geldi.
"Buradayım, orman gözlüm" mesaja sırıtarak baktıktan sonra bende onu mesajına bir şey yazmadım. Evet intikamımı alıyordum. Ardından Burak bir mesaj daha attı.
"ya ben senin tribini yerim" yazmıştı. Ben tabii ki bu mesajada cevap vermedim. Kahvemin son yudumunu içtim. Sonra üstüme bir şeyler giyip evden çıktım.
Otobüs ile okula geldiğim de ilk okula sonra sınıfa girdim. Sanırım ilk ben gelmiştim. Sınıfta tek ben vardım. Telefonu elime aldım ve saate baktığımda dersin başlamasına daha 1 saat olduğunu fark ettim. Kim ders başlamadan okula 1 saat önce gelirdi ki, ben gelmiştim.Kafamı masama koydum ve gözlerimi kapattım. Birinin beni alnımdan öpmesi ile gözlerimi açtım. Beni öpen Burak'tı.
"Uyuyabilirsin daha 15 dakika var" biraz gözlerine baktım. Sonra Burak eli ile gözlerimi kapattı. Ben geri açtım ve "Gözlerini izlemek gayet keyifli" dediğimde kısık bir kahkaha attı. "Tamam bende seni izlerim" dedi ve kafasını sıraya koyarak beni izliyordu. Sadece dudağımı ve gözlerimi, ben işe sadece ve sadece gözlerine bakıyordum. Ela gözun neresine daldın derseniz eğer şöyle söyleyeyim onun gözleri ayrı güzel ayrı bir havası var.Bu güzel anı bu sefer öğretmen bozmuştu. Öğretmen içeri girdi ve başımı öğretmene çevirmek zorunda kaldım.
Ders bitişinde Burak ile sınıftan çıktık. Arkamızdan Defne "ooo" diyerek geldi. Defne'ye pörtlek gözler ile baktım. "tamam tamam" dedi. Gülerek ve kısık bir şekilde "Demek ki bende gözlerimi kullanabiliyormuşum" dedim.
Defne'yi de aramıza alarak okuldan çıktık. Bu sefer başımıza bela almamak için herkesin evine gitmesine karar vermiştik. Evime girdim.
Eve girer girmez telefonumdan bir mesaj gelmişti. Mesaj instagram'dan gelmişti. Mesaja girdim ve mesajın tanımadığım birinden geldiğini gördüm. Mesaj tam olarak şöyleydi.
"Gözlerini yakından görmek isterim" büyük ihtimalle bir sapıktı. Mesajdan çıktım ve yatağıma uzandım. Uykum gelmemişti, yataktan kalktım ve kendime bir makarna yaptım. Makarna mı yerken instagram'da paylaştığım bir fotoğrafa yine aynı hesap yorum yazmıştı.
"Gözlerin ile gözlerin bakmışsın istiyorum" e yuh artık. Adam biraz fazla ileri gitmişti. Rahaylayabilmek için bir duşa girdim. Duştan çıktıktan sonra saçlarımı okuttum ve telefonumdan o hesabın yorumu tekrar açtım. Yorumun altında ona verilen bir yanıt vardı. Yoruma tıkladım aynen şu yazıyordu."Yumruğum yüzünde iz çıkarsın istiyorum" Bu yorumu yazan kişi Burak'tı. Burak'ın hesabına girdim. Bir çok fotoğrafı vardı. Hepsinde ayrı yakışıklı çıkmıştı. Hesabında gezinirken bir fotoğrafa yanlışlıkla beğeni atmıştım. Fotoğraf biraz eskilerdeydi. Yani şuan onu stalkladığımı her an anlayabilirdi.
"Ahh" dedim fotoğrafı beğendiğimi görünce.İnstagram'dan bir mesaj gelmişti. Mesaja girdim, mesaj Burak'tandı.
"Ee en güzel fotoğrafım hangisi ;)" yazmıştı. Evet anlamıştı, onu stalkladığımı anlamıştı. Cevap olarak
"konu sen olunca hepsi güzel oluyor :)" yazdım.Ardından bir mesaj daha attı.
"o pis herif bir daha yorum falan yazarsa söylersin" bana mesaj attığını söylersem nasıl bir tepki vereceğini biliyordum. "tamam" Kapı çaldı. Kapıya doğru gittim ve kapınin deliğinden baktım, kargocuydu elinde bir çiçek vardı. Kapıyı açtım. Kargocu elindeki çiçekleri bana uzattı.
"bunlar size, iyi günler!"
"Sağolun" diyerek çiçeği aldım. Kapıyı kapattım. Kapıya yaslanarak çiçeği kokladım. Çiçeğin kimden geldiğini tahmin edebiliyordum.Çiçek buketi, pembe lalelerden oluşuyordu. Sonra çiçeğin arasından bana sırıtan bir kağıt gördüm. Kadı elime aldım.
Kağıt bu şekildeydi. Telefonumu açtım ve YouTube dan bu şarkının bahsettiği kısmı açtım. Söyle diyordu şarkı:
Ah o güzel gözlerin
Döndürüyor başımı
Lütfen seni izlerken
Hor gör bu telaşımı...
Hemen telefonumdan kameraya girdim ve bir fotoğraf çektim.
Fotoğrafı ona attım. Attıktan 3 dakika sonr aolsada cevap verdi.
"Sen görünmemişsin... " Bu adam bana aşıktı Hemde çok...Gerçekten mi ben bilmiyordum
Sus iç ses! Bayadır konuşmuyordun niye başladın şimdi!
Burak'a attığım fotoğrafı instagram'da paylaştım ve Burak'ı etiketledim. İlk yorum yazan tabi ki Burak'tı.
"Yüzün gözükmesede ışığını kameraya yansıtmışsın güzelim" güzelim demişti. İlk defa birisi bana güzelim demişti. Bu yorum okudum en iyi yorumdu. İkinci yorum yazan işe Defne idi.
"çiçeklerin ve sen harikasınız!" yazmıştı. Burak tekrar bir mesaj daha attı.
"Hala o heriften yorum yok harika" işte bu mesaj beni gülmekten öldürecekti. Gerçekten o yorum yazıcak mı diye kontrol ediyordu.Bana hayatımda böyle bir sevgiyi ilk yaşatan Burak'tı. Onu seviyordum, o beni seviyordu. Bilir misiniz? Ben çocukken aşka inanmazdım, sevgiye inanmazdım. Çünkü tek gördüğüm annem ile babamın olmayan aşkı idi. Ama Burak'ı gördüm, onu ile tanıştım, aşık oldum, o bana oldu. Ben artık aşka inanıyorum. Ben artık sevgiye inanıyorum. Çünkü artık sevgi, aşk nasıl bir şey biliyordum, onun sayesinde...