11. Bölüm: Akılda Bin Soru

22 4 0
                                    

   Bugüne bir mesaj sesi ile başladım. Telefonumu elime aldım ve mesaja girdim. Mesaj tabii ki Burak'tandı.
"Günaydın beraber kahvaltıya ne dersin?" yazmıştı. Tabi kide böyle bir teklifi reddedemezdim. Belki aylardır kahvaltıda sadece kahve içiyorum ama bazen tost yiyorum. Hemen ona cevap verdim.

"olur kaç gibi geleyim" yazdım.
"saat 9 gibi burada olabilirsin güzelim" cümlelerinin sonuna getirdiği o kelimeyi her okuduğumda beni benden alıyordu. Yatağımdan kalktım ve hemen üstümü giyindim. Üstüme pembe bir kazak altıma ise siyah bir pantolon giydim. Saat daha 8. 30 du ama ona bir sürprizim olacaktı. Sürprizi yetiştirebilmek için makyaj yapamamıştım bu sebeple yanıma aldığım siyah çantamın içine bir kaç makyaj malzemesi koydum. Evimden çıktım ve bir oyuncak mağazasina girdim. Hayatımda ilk defa girmeme rağmen istediğim şeyin reyonunu hemen bulabildim. Kasaya geçtim hediye paketi yaptırıp ödemesini yaptım. Saat 8.45 olmuştu. Hızlı bir şekilde Burak'ın evine gittim. Kapıya sanki bir şarkının ritmini yapıyormuş gibi tık tıkladım. Kapıyı açtı. Ona bakakalmıştım. O kadar güzel ve hoş bir görüntüsü vardı ki şuan onun fotoğrafını çekip ünlü markalara versem model olarak işe alınırdı. Onu baştan aşağı süzerken onunda beni süzdüğünü fark ettim.
"Günaydın yakışıklım" Sonda kullandığım kelimeye şaşırmışa benziyordu. Şaşkın bir şekilde
"Günaydın güzelim" dedi. Eli ile içerik işaret etti. İçeriye girdiğimde hazırladığı masa gözüme çarptı. Her şeyi özenerek yapmıştı.

Masadan bir sandalyeyi çekti ve eli ile sandalyeyi gösterdi. Oturdum ve "gerek yoktu" dedim. "Neye?" dedi.
"bu kadar hazırlığa gerek yoktu" dedim. Gülümseyerek "sana az bile" dedi.
Burak mutfağa gitti ve elinde çaydanlık ile geri geldi. İkimizede birer bardak çay koydu. Çaydanlığı masanın üzerine bıraktı. Hiç beklemediğin hır anda boynumda bir öpücük hissettim.

"Parfümün vanilyalı değil mi?"
"Beni mi kokladın" dedim kahkaha atarak.
"öperken hissettim" dedi ve kendi sandalyesine oturdu. Bir şey fark etmiştim. Ben ona neler yaşadıysam anlatmıştım. Ama ben onun hayati hakkında en ufak bir bilgim yoktu.

"Burak"
"Efendim"
"sende anlatsana"
"neyi?"
"hayatını..." yutkundu.
"peki... Benim annem ve babam yurt dışındalar ama onlardan haber alamıyorum... Her yolu denedim ama en ufak bir bilgiye ulaşamadım. Annem ve babam gitmeden önce bana bir banka hesabı atıklarını söylediler her ay oraya para yatırıyorlar. Yani ben öyle biliyorum...
3 yıldır yoklar... " Ağızım açık dinlemiştim. 3 yıldır annesinden ve babasından haber alamıyordu. Açıkçası ben dayanamayıp onları olduğu ülkeye gidip tek tek arardım... Söz konusu ailem olunca herseyi yapabilirim
" Senin için üzüldüm..." dedim üzgün bir ses ile. Burak konuyu değiştirmek için "şu peynirin tadına baksana" dedi. Peynirden bir çatal aldım. Tüm yaşadıkları üzerine mutlu görünmeye çalışması beni üzüyordu.

  Beraber kahvaltı yaparken birbirimize ilkokul anılarımızı anlattık. O anlatırken ben onu izledim, ben anlatırken ise o beni  izledi. Telefonumdan saate baktığımda saatin 10 olduğunu fark ettim. "Bence hızlı olmazsak yetişemeyeceğiz" dediğimde Burak ta saatine baktı. Hemen ayağa kalktı ve masayı toparlamaya başladı. Bende kalkarak ona yardım etmeye başladım.

  Telefonumdan hır bildirim sesi gelmişti. Telefonumu elime aldım ve mesajın instagram'dan geldiğini görüp mesaja girdim. Mesaj yine o hesaptan gelmişti.
"Okuluna gitmeyecek misin?" bu mesaj beni çok ürkütmüştü. Korkumdan hemen telefonumu kapattım ve birkaç tabak alıp mutfağa gittim. Burak "Güzelim İyi misin? Betin benzin atmış bir sorun yok değil mi?" dedi. Bütün korkumu yüzümde belli etmiştim. Diyecek bir şey bulmam lazımdı.

Onu anlattığı olayı kullan ;)
Sağol iç ses

"anlattığın olay geldi aklıma gerçekten çok kötü..." dedim.
"sen beni Boşver benim için sadece sen önemlisin senin içinde öyle olmalı" dedi. İkimizde kötü şeyler yaşamıştık. "benim içinde sen önemlisin" dedim. İkimizde birbirimiz için önemliydik.

  Masayı topladıktan sonra montlarımızı giydik. Kapının yanında ki aynada ufak bir makyaj yapmaya başladım. "napıyorsun?" dediğinde yüzüne anlam vermeyerek baktım. "makyaj?" dedim. Elimdeki ruju elimden alarak "gerek yok yeterince güzelsin" dedi. Gözlerim gözlerini bulduğunda bana doğru yaklaştı ve dudağını dudağıma yerleştirdi. Uzaklaştıran sonra eli ile dudağını sildi ve "kaç numara renk bu?" dedi parmağını göstererek. İkimizde aynı anda kahkaha attık.

  Evden çıktık ve Burak'ın arabasına bindik. İlk defa arabasına binmiştim. Koltuğa oturdum ve elimi kapıyı kapatmak için uzattım ama Burak kapıyı çoktan kapatmıştı. Burak'ta oturduktan sonra çantamdan rujumu çıkardım. "Rengin numarasını sorduğuna göre baya sevdin" dedim ruju vitesin yanına bırakarak.

   Arabayı çalıştırdı ve okula gittik. Boş bir yere oturduğumuzda yanımıza Defne geldi. "Bir kaç gündür sizi çok yakın görüyorum, neler oluyor bakalım" Burak'a baktım. Sonra Defne 'ye dönerek "biz" dediğimde Burak "sevgiliyiz" dedi.
"Oha hiç beklemiyordum" dedi. şaşkınlıkla. Öğretmen içeri girmişti ve ders başlamıştı. Ders boyunca arada Burak'a baktım, onu izledim. İlk günden gıcıklık yapan birisine aşık olmuştum. Gıcıklik yapan insanları sevmeyiz değil mi? Bende sevmezdim o da ilk günden gıcıklık yapınca onu sevmem sandım ama öyle olmadı... arkadaşlığı geçin sevgili olduk. Bence insanların arada gıcıklık yapmasına bir şey dememeliyiz. Günün sonunda benim gibi olabilirsiniz.
 
  Ders bittiğinde eşyalarımı toplarken yanıma bir kız yaklaşmıştı.
"selam" dedi. Kızı daha yeni görüyordum. "selam" dedim.
"Tanışmak ister misin?" dediğinde gülümseyerek "tabii ki" dedim. Elini uzattı ve "tanıştığıma memnun oldum ben Ecrin" bende elini tutarak "bende memnun oldum ismim Cansu" dedim. Burak'ta eşyalarını toplayıp yanımıza geldiğinde "selam" dedi. Gözleriyle Ecrini işaret ediyordu. Muhtemelen kim olduğunu soruyordu. Onunla tanıştırmalı mıydım? Ecrin elini Burak'a uzattı ve " Ben Ecrin" dedi. Ecrin'in elini Burak'ın tutmasına izin vermeyecektim tabi ki de. Ecrin'in elini tutarak "o da Burak" dedim. Burak sırıtarak bana baktığını hissediyordum. Ama Ecrin ile el ele tutuşmasına izin veremezdim sonuçta.

  Yanimiza bir kız daha geliyordu. Çok sessiz ama Burak'ın duyabileceği bir şekilde "haydaa" dedim. Ecrin "ha bu Yasemin benim yakın arkadaşım" sinirlenmemek için kendimi zor tutuyordum. "selam ben Cansu" dedim ve sonra "O da Burak" diye ekledim. Kızın gözlerine baktığımda Burak'ı süzdüğünü fark ettim. Onun o gözlerini oymamak için çok zor duruyordum. Sonra parmaklarımın arasından Burak'ın eli girdi. "biz gidelim" tabi ki de mükemmel bir fikirdi. Kafamı salladım. "Bende geleyim yani bizde gelelim"
"benim bir işim varda" dedim sakin ama altında sinir yatan bir ses ile. Yasemin kafası ile peki işareti yaptı ve Burak ile okuldan çıktık. Arabaya bindik.

"sen kıskandın mı?"
"ne alaka" dedim ve başımı cama çevirdim.
"tamam tamam şaka yaptım. Sen varken ben onlara bakarmıyım" dedi ona dönerek
"hele bir bak zaten" dedim. Ufak hır kahkaha attı. Göz devirerek arabanın kapısını açtım. Burak kolumu tutarak
"nereye"
"Beni süzen hatta bana yürüyen bir erkek aramaya" dedim sinirle.
"Cansu, saçmalama" dedi. Gülerek
"Kıskandın mı?" dedim ima ile. Gözlerimin içine baktı. Bir süre baktıktan sonra "O güzel gözlerine bu kadar iyi bakan birini hul bulabiliyorsan." dedi.
"peki" dedim ve arabadan çıktım. Burak arkamdan kornaya bastı ama umursamadım. Ben kaldırımda yürürken yanıma araba ile geldi ve camı açtı.
"şaka yapıyorsun sanmıştım" dedi.
"şaka yapıyorum zaten, gözlerime sende daha güzel bakan birisini nasıl bulabilirim ki" dedim ve Burak bir kahkaha koparttı. Kendini bilmiş bakışlar atarken "binmeyecek misin?" dedi.
"bilmem" dedim.
"bin" dedi arabanın kapısını açtım ve içeri girdim. Burak beni evime bıraktıktan sonra yatağıma uzandım. Bugün yaşadığım olayları düşünürken aklıma o an gelmişti. Yasemin'in Burak'a olan bakışları beni çok sinirlendirmiş olmali ki şimdi anlıyorum ne kadar saçmaladığımı. Kızın elini Burak yerine tutmak ne ya. Evet itiraf ediyorum kıskanmıştım. Ama bence burada kim olursa olsun kıskanırdı değil mi? Beni yalnız bırakmayın lütfen.

  Bütün günü düşündükten sonra telefonuma bir bildirim sesi geldi. Burak'tan mesaj geldiğini düşünerek telefonumu elime aldım ve bildirime baktım. Bildirim instagram'dan gelmişti. İnstagram mesaj kuruma girdiğimde yine aynı hesaptan mesaj geldiğini gördüm. Artık bu adamdan gelen mesajlardan çok rahatsız olmaya başlamıştım.Bu yüzden gelen mesaja bakmadım ve sonra bir mesaj daha gelmişti. Evet bu mesaj Burak'tan gelmişti. Mesaja girdim ve mesajı okudum. Mesaja bakakalmıştım. Bu mesaj da şaka mı yapmıştı? Yoksa gercek miydi? Mesaja en az 2 dakika bakmıştım. Mesajın gerçek okul olmadığını anlamaya çalışıyordum. Mesaj işte tam olarak şöyleydi.

"eğer sevdiğini kaybetmek istemiyorsan attığım konuma gel" bu mesajı atan Burak mıydı? Bu konuma gitmeli miydim? Aklımda bin soru ile kalakalmıştım.

Tek Bir KurşunWhere stories live. Discover now