Hani bir deprem olur tüm her yıkar, işte o depremin bir mesaj olduğunu düşünün okuduğunuzda sizi yıkan bir mesaj...
Mesajı okuduğumda ne yapıcağımı bilemedim. Oda da 4 belki 5 tür attım. Konuma gitmelimiydim? Tüm cesaretimi toparladım ve hemen evden çıktım. En yakın otobüs durağına gittiğimde telefonuma bir mesaj gelmişti.
"Yoksa sevdiğini sattın mı?" bu mesajı gördüğümde sinirimden arama butonuna basmıştım. Telefon çaldı, çaldı ve çaldı... açan kimse olmadı.Otobüs geldi ve bindim. Attığı konum ıssız bir yerde gibi duruyordu. Ama bu oraya gitmem gerçeğini değiştirmiyordu.
Yol boyunca sadece dışarıyı izledim. Ve o konuma gelmiştim. Büyük bir korku ile otobüsten indim. Etrafa baktım sonra telefonumdan konuma baktım. Konuma göre biraz daha ilerlediğimde ağaçların arasında küçük bir ev vardı. Konum bu evi gösteriyordu. Eve daha çok yaklaştım. Artık evin önündeydim... Yavaşça kapıyı açtığımda arkamdan kafama değen bir şey hissediyordum. Sakın ve yavaş bir şekilde arkamı döndüğümde gözlerim Burak'ı gördü. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Dudağı ile bir şey demeye çalışıyordu. Dudağını okumaya çalıştım. En sonunda demek istediği şeyi anlamıştım.
"dikkat et" diyordu bana. Yüzüne anlam veremeyerek baktım. Neye dikkat etmeliydim? Gözleri ile yukarıyı işaret etti. Muhtemelen yukarıda birisi vardı. Ama tüm bu olanlara odaklanamıyordum. Sebebi Burak'ın elinde bana tuttuğu silahı. Elleri titriyordu, gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Burak'ın gözlerinin büyüdüğünü gördüm en son... Gözlerimi açtığımda önümde Burak bir sandalyede elleri, ayakları bağlı bir şekilde durduğunu görmüştüm.Ben ise normal bir sandalyede oturuyordum. Başımı yana çevirdiğimde bir adam gördüm. Elime bir silah sıkıştırdı.
"vur!" dedi bağırarak. Şaşkın bir ifade ile Burak'a bakıyordum, o da bana. Ayağı kalktım. Silahı Burak'a doğru yönelttim. Burak bana hayır diye bakıyordu adeta. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Gözlerimi gözleri ile buluşturdum. Gözlerim ile ona her şeyi anlattım. Kafasını tamam anlamında hafifçe salladı. Silahı hala Burak'a tutuyordum.Gözlerimi ile "hazır mısın" diye sordum. Yine başını salladı. Silahın ettiğini çektim. Planım işe yarıyacamıydı? Derin nefes aldım ve vurmuştum. Ama Burak'a değil sadece ipe vurmuştum. Vurduğum an Burak yanıma geldi ve çantamdan yanımda ne olur ne olmaz diye taşıdığım silahı çıkarnasini istedim. Elimdeki silah artık o adama bakıyordu.
"sakın yaklaşma!" dedim bağırarak.
Adam sırıtıyordu. Neden sirttigina dair en ufak fikrim yoktu. Arkamdan gözlerimi kapatan birisini hissettim. O an aklıma gelen ilk şeyi yapmıştım. Kolumun dirseği ile arkamdaki adamın karnına yapıştırdım. Arkamı döndüm ve adama bir tekme attım. İlk Burak'a sonra adama baktım.
"başka adamın kalmadı mı? Bence ikimiz savaşalım ha tabi korkuyorsan yanına birini alabilirsin" dedim."Bir kızdan mı korkacağım ben" bir kızdan? İşte bu cümleden sonra iyice sinirlenmiştim.
Cebimden biber gazını çıkardım ve adama sıktım. Adam gözlerini ovuştutuyordu. Yerdeki ipi aldım.
"yardım et" dedim Burak'a. Burak adamı sandalyeye oturttu ben işe ip ile bağladım."gidebiliriz" dedim mutlu bir sesle. Kapıdan çıkıyorduk ama ben anında durdum ve çantamdan bir kağıt kalem çıkardım. Kağıda bir şeyler yazıp adamın üstüne bıraktım. Burak'ın yanına geldim.
"Hayranım sana" gülümsedim. Beraber arabaya bindik.
"kağıda ne yazdın"
"Bence bir kızdan korkmalısın yazdım" Burak büyük bir hayranlıkla bana baktı."waooww" dedi. Bende başımı tabi anlamında salladım. Bütün yaşananları öğrenmek istiyordum. Burak'ın buraya nasıl geldiğini, neden böyle bir şey yaptıklarını, bizden ne istediklerini...
