Babama olan sinirimi yüzüme yansıttığımdan adım kadar emindim. Burak bunu fark etmiş olmalıydı ki ''Cansu istersen çıkalım, iyi durmuyorsun'' dedi. Birkaç saniye Burak'a baktıktan sonra başımı salladım. Burak ile giderken hemşirenin arkamızdan ''Görüşmek üzere'' diye seslendi.
Burak ile otobüs durağında beklemeye başladık. Bu süreç boyunca ikimizden de hiç ses çıkmadı. Otobüs geldi ve ikimizde otobüse bindik. Benim evime yaklaşırken başımı ona çevirerek '' Bugün için çok sağ ol'' dedim. Sessiz bir şekilde kahkaha attı. Yüzüne anlam veremeyerek baktım. ''Ben bir şey yapmadım ki, asıl sen sağ ol'' bir an dalga geçtiğini düşündüm ama hiç öyle durmuyordu.
'' Asıl ben bir şey yapmadım'' tekrar sessiz bir kahkaha atarak '' Tamam sakin ol''
Onun şakacılığı beni gerçekten mahvetmesiyle beraber öldürüyordu. Başımı tekrar cama çevirdiğimde evimin yakınında ki durağa saniyeler kaldığını gördüm. '' Ben kaçar'' diyerek ayağa kalktım. Otobüs durduğunda indim ve evime doğru yürümeye başladım. Evime derken eskiden cehennem olan ama şuan cennete çevrilmiş bir yerdi. Evime girdim ve hemen kendimi yatağa attım. Telefonumdan bir bildirim sesi geldiğini duydum, ama bakacak halim yoktu. Bugün yoğun bir gündü bu yüzden yorgunluktan hareket edecek halim yoktu.
Gözlerimi açtığımda hala yatağımda yatıyordum. Telefonumu elime aldım ve saatin akşam 09:00 olduğunu görünce yataktan anında kalktım. Eve geldiğimde saatin kaç olduğunu bilmediğim için kaç saat uyuduğumu bilmiyordum ama saatlerce uyuduğumu biliyordum. Başımı boş duvara çevirdim.
Selam
Telaşlı bir şekilde etrafa bakındım. Sesin kaynağı kimdi? ve burada ne işi vardı?
S-sen k-kimsin?
Korkma ,ben iç ses
Bu an bana çok fazla tanıdık gelmişti. Sanki bu anı daha önce yaşamış gibi hissediyordum. E-vet ben bu anı daha önce yaşamıştım. Babam pardon pisliğin ve annemin seslerini duymamak için dolaba girmiştim. Orada kendimi o kadar yalnız hissetmiştim ta ki içimdeki o ses konuşana kadar. Bana aynı az önceki gibi ''selam'' demişti. Benim verdiğim cevap ise yine aynı şekilde ''sen kimsin?'' olmuştu. Onunla o an sohbetimiz bitmişti çünkü karşımda dolabın kapağını açan pislik vardı. Benim o günlerde hala baba olarak düşündüğüm o şahıs. Kolumdan tutup çekmişti beni oradan... İşte karanlık travmam bu idi. Henüz anlatabileceğim biri yok. Belki bir gün bir kişi gelir her şeyi anlatırım...
Yatağımdan kalktım ve kendime bir fincan kahve yaptım. Camın önündeki peteğin oraya sandalyeme oturmuş dışarıyı izledim. Biliyor musunuz? yağmur başladı. Belki de içimdeki yangınları söndürmeme yardım eder.
Fincanımdaki son kalan yudumu içtim ve sandalyemden kalkıp yatağa yattım. Gözlerimi kapattım. Kahve uykumu almıyor merak etmeyin.
iyi geceler
iyi geceler, iç ses
Gözlerimi açtığımda sabah olduğunu fark edip yatağımdan kalktım. Duvarımdaki saatime baktığımda saatin 08:30 olduğunu fark ettim. Hemen kendime bir tost yaptım ve yanında her zaman ki gibi bir kahve yaptım. Hızlı bir şekilde kahvaltı mı yedikten sonra Kırmızı bir t-shirt altına da mavi kot pantolon giydim. Evden çıktım ve otobüsü kaçırmamak için durağa koşarak gittim. Neyse ki tam zamanında yetişmiştim. Durağa geldiğim an otobüste gelmişti.
Gördüğüm ilk boş yere oturdum. Başımı cama çevirdim.
Nereye?
Okula iç ses okula gidiyorum.
