6. Bölüm | Aile Buluşması

103 9 0
                                    

Eve gelip hızlı bir duş aldıktan sonrasında sabah seçtiğim elbisemi üzerime giyinip saçlarımı yaptım. Ardından hafif bir makyajla işimi bitirirken fazla şık gözüküp gözükmediğim hakkında karar veremiyordum. Aslında her zaman yaptığım, garipsenmeyecek şeylerdi. En azından benim ailem için. Ama günlerdir Burak'ın yanında salya sümük ağladığım için henüz beni bu şekilde görmemişti ve ona fazla gösterişli gelmekten korkuyordum açıkçası. Oraya gitmemin amacı dikkat çekmek değildi.

Daha fazla düşünmekten kendimi geri çekerken odamdan çıktım. Yoksa o odada saatlerce nasıl olmam gerektiği konusunda kendimle tartışıp duracaktım ve işin kötü tarafı bir sonuca da varamayacaktım.

Bora ve babam salonda oturmuş beklerlerken ben de yanlarına oturdum.

"kızım annen hazır değil mi daha?" dedi babam hemen.

"bilmiyorum ki." Dedim ben de ayağa kalkarken. Annem üzerin, çoktan giyinmiş mutfakta oraya götüreceği bir dünya hamur işini paketlemekle uğraşıyordu.

"anne hazır mısın?" dedim merakla.

Saklama kabını kapatırken "hazırım, şunu koymakla uğraştım. Hadi çıkalım, ayıp olmasın." Dedi annem eline aldığı karton çantasıyla.

Hep birlikte evden çıkarken aklıma yazdığım adrese gittik. Asansöre bindiğimizde annem garipserken "e bu katta Selma'lar oturuyor kızım." Dedi annem.

"bana tarif edilen yer burasıydı, ben bilmem." Dedim.

Asansörden inip 5 numaralı dairenin önünde durdum. "burasıymış." Dedim.

"e kızım Selma'ların evi işte. Emin misin imam olduğuna. Bir oğlu da mühendisti onun zaten." Dedi annem.

"bilmiyorum anne, sen çal kapıyı tanıyorsan." Dedim.

Annem kapıyı çalarken "gün kankam Selma işte." Diyordu annem bir taraftan da.

Kapı saniyeler içinde açılırken onlar da tıpkı bizim gibi bütün aile kapıda karşıladılar bizi. Burak'ı görmemle yanlış gelmediğimi anlarken annemle kankası Selma teyze sanki yüzyıllardır görüşmüyorlar gibi sarıldılar.

Herkes birbiriyle selamlaşarak içeri geçerken herkes kendine bir yer bulmuştu nihayetinde. Burak'ın bir ablası bir de kardeşi vardı. Ablası evliydi ve güler yüzlüydü. Kardeşi ise Bora'nın yaşlarında duruyordu.

Ablasının çocukları etrafta koşuştururken evde büyük bir curcuna hakimdi. Bu sesler hem hoşuma gidiyor hem de gitmiyordu. Fazla yüksek sesten hoşlanmıyordum. Kafam kaldırmıyor denilebilirdi.

Annemle Selma teyze hala ne tesadüf tartışmaları yaparken babamlar çoktan siyaset muhabbetine girmişlerdi. Bora da ismini bilmediğim çocukla maç muhabbeti yaparken Burak'ın ablasının eşi de onlara katılmış gözüküyordu. Burak onlarla konuşuyor gibi gözükse de arada sırada benim ruh halimi de yokluyor gibiydi. Göz göze geldiğimizde hızla gözlerimi ondan çekiyordum.

Burak'ın ablası, henüz ismini bilmiyordum, hepimizi masaya davet etmesiyle yeniden daha yüksek bir cümbüşle herkes yerini bulmaya çalıştı. Gerçekten bunca senelik hayatımda girdiğim en garip ortamdı. Bir taraf ailem diğer taraf da kocamın ailesiydi ve bundan kimsenin haberi yoktu. Bir ağlama krizi daha gelse de kendimi tutmaya çalıştım. En azından herkes iyi anlaşmış gözüküyordu, şimdilik.

Masada da yine ortak olarak eski ramazanları hatırlatma konuşmalarıyla yemekler yenilirken adının Buket olduğunu öğrendiğim görümcem bize hizmet ediyordu. Ne kadar da çabuk sahiplenmiştim bu durumu ben? Saçmala diye kendime gelirken önümdeki yemeklerden azar azar yiyordum.

KavuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin