8. Bölüm | Benim Karım

130 9 0
                                    


Dün hiç ders çalışamamış ve direkt yatmıştım. Bugün farklı bir şey deneyecek olmanın verdiği motivasyonla erkenden kalkıp hazırlandım. Ardından da hızla evden çıktım. Burak'ı hem bekletmek istemiyordum hem de onunla çalışacağım için biraz heyecanım vardı.

Caminin oradaki kütüphaneye doğru ilerlerken sokakta Burak'ı görmemle gülümsedim. Dediği gibi beni beklemişti.

"günaydın." Dedim.

"günaydın hanımefendi, bugün nasılsınız?"

"harikayım, biraz da motivasyonumu zirve yaparsam benden mutlusu olamaz dünyada." Dedim.

Gülümserken "buyurun o zaman, sizi dünyanın en mutlusu yapmaya gidelim." Dedi.

Utanmasam zıplayarak gidecektim yolu. Gerçekten büyük beklenti içine girmiştim. Belki yanımda olduğu için düşünmek yerine direkt derslerime odaklanabilecektim.

Kütüphanenin kapısını benden önce davranıp açarken ben, içeri davet etti eliyle. Gülümseyerek gözlerimin içine bakarken ben de gülümseyip açtığı kapıdan içeri girdim hemen.

Kütüphaneye bilgilerimizi verdikten sonrasında yan yana oturacağımız güzel bir alan bulup geçtik. Hemen çantamdaki gerekli olan her şeyi masanın üzerine yığarken Burak sadece laptop çıkartıp benim düzenimi kurmamı izledi.

Nihayetinde kendimi en rahat edeceğim şekilde ayarlayıp çalışmaya başlarken Burak da yanımda bilgisayarıyla uğraşıyordu ama ne yaptığına dair en ufak fikrim bile yoktu.

Telefonumun ekranının uyanmasıyla baktım, annem arıyordu. Meşgule atıp mesajlara girerken yeniden aramaya başladı. Yeniden meşgule atarken mesaj yazmaya başlamışken bir kere daha aramasıyla acil bir şey olacağı düşüncesiyle Burak'a baktım ama o çoktan bana bakıyordu.

"annem arıyor sürekli, bakıp geliyorum." Dedim hızla kütüphaneden çıkarken.

Kapının önünde telefonu açarken "efendim anne?" dedim merakla. Gerçekten bu kadar ısrarla aramasının nedenini çok merak ediyordum.

"neredesin?" dedi hemen.

"kütüphanedeyim, ders çalışıyorum." Dedim.

"beni Hülya aradı." Dedi annem.

"dedikoducu Hülya mı? Ne olmuş, hayırdır?" dedim.

"evet o Hülya, bir tane görücü bulmuş sana, tutturdu illa da getiricem diye. Kaç kere olmaz desem de kabul etmedi, e ben de evli olduğunu söyleyemiyorum, ne yapacağımı şaşırdım." Dedi.

"anne saçmalama, bu dönemde olacak şey mi? Burak duysa ben ne diyeceğim? Olmaz de, istemiyor de, gönlü başka birinde falan de."

"biz de biliyoruz demesini de bu sefer de görücü kabul etmeyip elin oğlanlarıyla oynaşmak daha iyi geliyor diye bütün herkese yayar." Dedi.

"ne yapayım anne ben şimdi, ne istiyorsun?" dedim.

"valla o nikahta dikkat edecektiniz hanımefendi ya da çabucak kararınızı söyleyecektiniz. Ben ne yapabilirim şimdi? Gelecekler illaki."

"anne ben evliyim, nerede görülmüş evli birine görücü geldiği." Dedim elimle ağzımı kapatıp telefon hoparlörüne konuşurken.

"ben de ne yapacağımı bilemiyorum dedim sana. Akşama gelecekler, ona göre eve gel. Olmadı uyuşmadık falan der bahane uydurursun."

"Burak'a ne diyeceğim? Ailesi duysa yüzüne nasıl bakacağım?" dedim gözlerim dolmaya başlarken.

"dediğim gibi onu o nikahta dikkat etmeden önce düşünecektiniz Tuana hanım."

KavuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin