4. Bölüm | Zeyd

114 7 2
                                    


Birlikte camiye girerken ben kadınlar tarafına giderken o da erkekler tarafına girmişti. Yoldayken öğlen namazı okunduğundan daha yeni kılacaktık. Zaman çabuk akıp gitmişti. Hem en kötü, zor günümü yaşamıştım hem de yanımda birisinin bana destek oluşunu hissetmek rahatlatmıştı. Mutlu olabilmem için büyük çaba sarf etmişti.

Birinin desteğini ilk defa farklı hissetmiştim. Ailem her zaman bana destek verirdi ama hiç tanımadığım ama aynı zamanda kocam olduğunu bildiğim bu adamın desteği bana fazlasıyla iyi gelmişti.

Tesbihatımı yaptıktan sonra dolan gözlerimle dua ettim. Ardından dolaplarda bulunan Kur'an'ı Kerim'den bir tanesini alarak okumaya başladım. Adımın seslenilmesiyle başımı kaldırırken Burak'ın seslendiğini fark etmiştim.

"efendim?" dedim merakla.

"camide sadece ikimiz varız." Dedi.

"farkındayım."

"buraya gelsene, birlikte okuyalım."

"burası iyi aslında."

"eğer gelirsen istediğin bir sureyi hiç bakmadan okuyacağım." Dedi.

"uzunluk önemli mi?"

"istediğin dedim."

"süre tutarsam?"

"kabul." Dedi.

Kendine bu kadar güvenmesi gülümsememe sebep olurken aşağıya indim. Karşısına otururken gülümseyerek bakmıştım. Neden bilmiyordum ama içimden gelmişti.

"hazır mısın?" diye sordum.

"hazırım, gönder gelsin." Dedi kendinden emin bir tavırla.

"İnşirah suresini okumanı istiyorum." Dedim.

Şaşırdığını yüz ifadesinden anlayabilsem de dikkatli bakmasam eğer anlayamayabilirdim de.

"ne kadar sürede okumamı istiyorsun?"

"10 dakika." Dedim.

"bu o kadar da uzun bir sure değil ama, anında bitecek." Dedi.

"o zaman sen de 10 dakika boyunca okursun." Dedim omuz silkerken.

"için bu kadar mı sıkkın?" dedi.

Cevap vermezken gülümsemeye devam ettim.

"peki." Diyerek derin bir nefes aldı. Sureyi okumaya başladığında önündeki rahleden uzaklaşıp sırtımı duvara yasladım. Dizlerimi kendime çekerken başımı dizlerime yaslayıp onu izlemeye başladım. İçim ferahlamaya başlarken gülümsemeye devam ediyordum.

Burak kaç defa okumuştu bilmiyorum ama son ayeti de okuyup duraksarken dizlerimden başımı kaldırdım.

"yeterli mi?" diye sordu.

"kaç dakika oldu ki?" diye sordum telefonumu yoklarken.

"10 dakika." Dedi normal bir şey söyler gibi.

"hiç fark etmedim, üzgünüm." Dedim kendimi toparlarken. "ama çok iyi geldi, teşekkür ederim."

"içini ferahlattıysa sıkıntı değil, ne zaman istersen okurum." Dedi.

"Burak." Dedim iç çekerken. "ne yapacağız?"

"bunu daha sonra konuşacaktık. Kendini daha iyi hisset, sonra."

"ben iyiyim." Dedim kararlı bir şekilde.

"emin misin? acele etmemize gerek yok."

"evli olduğumuzu saklamamız ne kadar doğru olur orasını bilemiyorum."

KavuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin