13. Bölüm | Kuyumcu

78 8 0
                                    


Burak'la odamda yalnız kalmayı başarırken "şimdi ne olduğunu bana anlatır mısın?" dedim merakla.

"sabah evde bizim evin anahtarını arayarak başladım işe, öğleden sonra gideceğiz diye. Annem yakaladı, söyledim haliyle." Dedi. Bizim ev mi demişti o?

"e ne var bunda yahu, alt tarafı boş eve gidip bakacağız." Dedim. Benim gerçekten uykum açılmamıştı.

"annem de gitmişken hep beraber gidelim dedi, oradan önce bir yere gideceğiz dedim, haliyle nereye diye sordu."

"e onu da söyleseydin."

"söyledim zaten, bu sefer olay daha da büyüdü, bizsiz nasıl altın alırsınız diye. Alacaklarımızı da yetersiz buldular." Dediğinde ellerimi yüzüme bastırdım.

"işte bundan her zaman korkuyordum, başıma geldi." Dedim.

"merak etme, ben senin istediğini alacağım. Sadece biraz ekstralar olacak."

"ne gerek var Burak? Sanki kuyumcu dükkanı mı açacağım? Alt tarafı bir set yeter işte." Dedim.

"biliyorum, ne demek istediğinin farkındayım ama bence de tek bir şey yetmez Tuana." Dediğinde şaşkınca ona baktım.

"neden yetmesin?" dedim.

"ben sana daha fazla şey alabilecekken esirgiyormuşum gibi geliyor."

"ama bana da bir tane alman dünyaları almış kadar mutlu ediyor."

"o zaman sana uzayı alalım, hadi kalk artık."

"ben uzaylı mıyım?"

"neticede hepimiz uzayda yaşıyoruz." Dediğinde istemsizce kahkaha attım. Gayet ciddi söylemişti bu cümleyi. Yüzündeki gülümsemesini izlerken dayanamayıp bir kere daha kahkaha attım.

"tamam, dediğiniz gibi olsun ama alındığı gibi kalacak. Ben hepsini aynı anda takarsam zaten beni çalarlar." Dedim.

"seni kim nereye çalıyor, hop." Diyerek belimden tutup beni yatağın dışına çekti. Kendimi bir anda ayakta bulurken şaşkınca ona baktım. Bu kadar güçlü olmasına mı şaşırsaydım yoksa beni bir anda ayağa kaldırmasına mı karar veremiyordum.

"ben yatağımda iyiydim ama." dedim huysuzca.

"farkında olduğum için çıkarttım, hadi hazırlan."

"ya gerçekten bunu yapmasak olmaz mı?"

"olmaz, her birini sırayla takarsın sen de."

"ben altın sevmem ki." Dedim son çare olarak.

"dün hasır seti alacağımı duyduğunda havaya uçmana az kalmıştı Tuana, sen mi altın sevmiyorsun. Bana neden istemediğini açıkça söyler misin?"

"tamam, kabul, altını çok severim ama biraz pahalı bir maden. Daha bir dünya şey yapılacak. Yatırım olarak daha sonra kullanırız." Dedim.

"peki o zaman, şöyle bakmaya ne dersin, sen ailemiz için gerçekten değerli, sevilen ve aramıza yeni katılan birisin. Hepimiz seni gerçekten çok sevdiğimiz için mutlu etmek ve senden değerli olmasa da güzel hediyeler almak istiyoruz. Seni mutlu etmek için ufak bir hediye sadece." Dedi.

"çok mantıklı konuşuyorsun aslında ama ben sevginizi kalbimde hissedebiliyorum zaten."

Gülümserken belimden tutup beni kendine çekmesiyle elim ayağıma dolaştı. Ne yapacağımı bilemezken ellerim havada daha fazla kalmasın diye kollarına yavaşça tutundum.

"kalbinde sadece benim sevgimi hissetsen de olur. Seni mutlu etmek istiyorlar, bu şekilde de mutlu edebileceklerini düşünüyorlar. Sen de onları mutlu et." Dedi.

KavuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin