5. Bölüm | Aşevi

111 7 0
                                    


 Hepimize bir kupaya kahve yapıp gelirken oturdu tekrardan. Kahvemden bir yudum aldım.

"biz de işte bugün Kadir hocanın yanına gittik. Yarın aileleri buluşturup durumu anlatacağız, sonra da bir çaresine bakacağız. Buraya da kafa dağıtmaya geldik biraz."

"hoşgeldiniz de bu kadar uzatmaya ne gerek var, birbirinizi zaten tanımıyorsunuz, sevmiyorsunuz da, iki dakika boşansanıza." Dedi Zeyd.

"her şey öyle iki dakikada oluyor mu? Biz de biliyoruz öyle yapmasını ama kuralları var bunun da." Dedi Burak.

"ya tamam, sen bana ne bakıyorsun? Yani yarın dünürler buluşacak." Diyip göz kırptı Zeyd.

"öyle." Dedi Burak kahvesinden içerken.

"ee Tuana, sen nasıl buldun bizimkini? Sence evli kalmaya devam eder misin?" dedi Zeyd.

"bilmiyorum, aklımda evlenmek gibi bir düşünce yoktu." Dedim.

"aklında eminim ki Burak gibi biri de yoktur, o nadide bir eserdir." Dediğinde Burak uyarırcasına "Zeyd." Dedi.

Zeyd kahkaha atarken "ben bunu her defasında uyarmama rağmen gidip ilahiyatta çap yaptı. O da yetmezmiş gibi ana mesleğini bırakıp imam oldu, ben Arap olduğum halde imam değilim, düşün." Dedi.

Bakışlarım Burak'a dönerken o bana bakmadan Zeyd'e bakıyordu. Bunlardan haberim bile yoktu. Ben direkt ilahiyat okuyor zannediyordum. Bir de adamla dalga geçmiştim, inanmamıştım o kadar.

"senin haberin yok muydu?" dedi Zeyd tepkimi ölçerken.

"yoktu." Dedim sadece. Zeyd bu sefer gülmeyi bırakırken ciddiyetle Burak'a baktı. "hiçbir şeyi mi anlatmadın?" dedi bu sefer de.

"hiçbir şey derken?" dedim kaşlarım kalkarken.

"dün evlendiğim ve tanıştığım kadınla hangi ara hayat hikayemi anlatabilirdim Zeyd? Biraz mantığın var mı?" dedi Burak sert bir ses tonuyla.

"yani kusura bakma yenge, öyle çok şey detaylar değiller ama önemli detaylar bunlar. En azından Burak'ın hayatındaysan bilmen gerekir." Dedi Zeyd.

"daha hiçbir şey belli değilken çok da şey bilmeme gerek yoktur belki de. Her şeyin zamanı var." Dedim kendimi toparlayarak. Demek ki Burak bilmemi istemiyordu. Onu zorlayacak değildim. Daha tanıyalı 24 saat olmamış birine her şeyi anlatmak zorunda da değildi.

"yani bir şey demiyorum ama umarım ayrılmazsınız. Siz baya tencere kapak olmuşsunuz." Dedi Zeyd elleriyle ikimizi gösterirken.

O anda ikindi okunmaya başlarken Zeyd ve Burak aynı anda kahvelerini sıcak olmasına rağmen fondip yaptı. Aceleyle ikisi de ayağa kalkarken onları izliyordum.

"yenge benimle mi çalışmak istersin yoksa Burak'la mı?" diye sordu Zeyd.

"o benim çırağım olacak, sen git başka birini bul." Dedi Burak.

"çırak?" dedim şaşkınca.

"dağıtımda hızlı olmamız gerekiyor, o yüzden yardımcı alıyoruz yanımıza." Dedi Burak.

"ben neden çırak oluyorum, sen ol çırak, bana yardım edersin." Dedim meydan okurcasına.

"oww, burası fena karışacak." Dedi Zeyd zevkle.

"bugünlük sen çırak ol, işi öğren, daha sonra geldiğimizde de ben çırak olurum." Dedi Burak ikna etmeye çalışırken.

Ayağa kalkarken "ben önce namaz kılacağım." Dedim.

KavuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin