Elinde iki çay bardağıyla Burak yanıma gelirken bana uzattı birini. Uzanıp alırken önüme bıraktım.
"seninkini de ver, rahat otur." Dedim.
Kendi çay bardağını da bana uzatırken rahatça karşıma oturmuştu.
"evet, şimdi konumuza dönelim." Dedi iç çekerken. "öncelikle ben böyle bir şey beklemiyordum, sadece vekalet aldım, hatta tek kişinin vekaletinin yeteceğini söyledim ama tanıdığım insanlar olmadığı için de çok fazla üstelemek istemedim. Nikahın geçerli olup olmadığını, bu meseleleri konuşmak için üniversiteden bir hocamı aradım, yarın gidip onunla görüşeceğim. İçin rahat olsun."
"ben de gelmek istiyorum." Dedim.
"tamam, yarın sabah hocam müsaitmiş, eğer uygunsa birlikte gideriz."
"uygun, bana adresi verirsen ben de giderim, orada buluşuruz."
"arabayla gideceğim zaten, ayrı ayrı gitmeye gerek yok. Eğer istersen seni caddeden alırım, olur mu?"
"daha iyi olur. Birisinin görmesini ya da duymasını istemiyorum."
"tamam, telefonunu yaz bana, haberleşmek için." Dedi kendi telefonunu bana uzatırken.
Numaramı hızla girerken ona uzattım, kendi istediği şekilde kaydetsin.
"sürpriz karım diye kaydetsem sorun olur mu?" dedi gülümserken.
Kendimi tutamayıp gülmeye başlarken şu durumda sinirden güldüğüme adım kadar emindim ama iyi gelmişti. Onun da benimle güldüğünü görürken içim rahatlamıştı. En azından komik olmayan şu durumumuza sadece ben gülmüyordum.
"birazcık rahat ol, gülümse." Dedi gülümsemeye hala devam ederken.
"olamıyorum, ben normalde de bu kadar rahat insan değilim. Yani rahatımdır ama ciddi konularda rahat olamıyorum." Dedim.
"anlıyorum demek istediğini ama sana zorla bir şey yaptıracak değilim, biraz bana güvenmeni istiyorum."
"en azından karşımda konuşacak bir muhatap olması rahatlatıyor." Dedim.
"o da iyi bir şey. Çayını soğutmadan iç istersen." Dedi kendi bir yudum alırken.
"eğer evliysek beni boşayacak mısın?" diye sordum merakla.
"sana zorla bir şey yapmayacağımı söyledim, için benden yana rahat olsun."
Gözlerim birkaç saniye gözlerinin içinde dolaştı. Daha fazla uzun sürmeden gözlerimi çekerken hala haram olabileceği aklımda dolaştı. Ayrıca helal olsa bile yarın bir gün boşanacağım adamla birlikte burada göz göze gelemezdim.
Yine de inkar edemeyeceğim şeyler vardı. Mesela yakışıklı oluşu gibi. Ya da benim gözüme öyle geliyordu ama yakışıklı olduğunu asla inkar edemezdim. Aynı şekilde namazlı abdestli oluşu da büyük bir artıydı. Aslında gerçekten normal bir zamanda karşılaşsak hayır diyeceğim bir insan değildi. Bu zamana kadar da her zaman mantık evliliği yapacağımı söyler dururdum. Mantıklıysa dur bakalım Tuana hanım diye geçirdim içimden.
"belki daha farklı zamanda daha farklı şekilde karşılaşsaydık daha farklı olabilirdi." Dedim.
"ne gibi?"
"yani, ne bileyim, dinini yaşayan, sakin yapıda olan bir insansın."
"he öyle diyorsun." Dedi uzatarak. "kusura bakmayın hanımefendi ama evli olabilirim, o yüzden şu an bu tarz tekliflere açık değilim. Beni beğenmiş olmanız bir şey ifade etmiyor yani." Dedi gülümserken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kavuşum
Literatura Feminina•KESİT• "ne olmasını isterdin diye sordum, tahmin et demedim." Gülümserken "çok zekisin." Dedi. "sen de benden farksızsın." Dedim. "anlaşılan dünkü gibi birbirimizden çok fazla şey öğrenemeyeceğiz." "gerek var mı?" dedim. "arkadaş olmak isteyen sen...
