19. Bölüm | Sarılma

99 8 1
                                    


Burak saçlarıma bir öpücük kondurup benden uzaklaşırken yüzümdeki gülümseme silinmiyordu. Biz gerçekten birbirimizi sevmeye başlamıştık. Bu durum da fazlasıyla hoşuma gidiyordu. Bir kocam vardı ve onun tarafından seviliyordum, ne güzel bir duyguydu ya Rabbi!

"bayramın mübarek olsun." Dedim ilini tutarken. Öpmeme izin vermezken elimi nazikçe çevirip o öptü.

"ben de büyüğümün elini öpseydim." Dedim gülümserken.

"hiçbir bayram elimi öpme, sadece sıkıca sarılmak yeterli." Dedi.

Uzanıp yanağına bir öpücük kondururken elini kalbine götürdü. Ellerimi omuzlarına indirirken gözlerinin içine bakmaya devam ediyordum tatlı tatlı.

"her bayram böyle öpeceksen bizim milletçe her günü bayram ilan etmemiz gerekiyor." Dediğinde kahkaha attım.

"bunu milletçe yapmaya gerek yok, her gün öperim."

"bayram yüzünden değilse yokluğum fazlasıyla özletmiş olmalı."

"diyebiliriz." Dedim omuzlarından çekip arkama yaslandım.

"her zaman gitmeme de gerek yoktur diye düşünüyorum." Dedi gözlerini belertirken.

"bu kadar uzun gidersen, uzun bir süre daha beni göremeyebilirsiniz Burak bey, neticede başı boş bir kız olarak babamın evine geri dönerim." Dedim gülerken.

"bak ya, neler diyor, ben seni aldım kızım, gönlüme, evime, neşeme... Daha ne geri dönmesinden bahsediyorsun? Ölürüm de geri vermem seni."

Ellerimle dudaklarının üzerini kapatırken "şş, öyle deme." Dedim.

Parmaklarıma öpücük kondururken ne yaptığımı fark ederek geri çektim. Bu erkek milleti de fırsatını hemen buluyordu gerçekten. Ben de ne diyordum, ne yapıyordum, gerçekten bir anım bir anımı tutmuyordu. Allah kocama büyük sabırlar versin.

"dalıp gittin bir an." Dediğinde dalan gözlerimi ona çevirdim.

"Allah'tan senin için sabır istiyordum." Dedim.

"neden?"

"bana katlanmak kolay değil." Dedim gülümserken.

"kim demiş, ben gayet de memnunum halimden."

"o zaman ne mutlu bana, e hadi gitmiyor muyuz?" dedim konumuzu değiştirirken.

"geldik güzelim, arabadan inip içeri gitmemiz kaldı."

Bir an donup kalırken camdan dışarıya baktım. Elinde sigarasıyla Buray el sallarken bir yandan da gülümsüyordu.

"peki neden bunu bana en son söylüyorsun?" dedim.

"söylemem mi gerekiyordu? Arabayı zaten park ettim."

"Burak." Dedim uyarırcasına.

"anlaşıldı, zaten ters giden bir şey yok. Buray da daha yeni geldi, elindeki sigarasını yeni yaktığını anlarsın zaten. Kimse bir şey görmedi yani."

"görüp görmemesi sıkıntı değil, sadece evin önünde olduğumuzu bilmek isterdim. Ona göre kendimi ayarlardım." Dedim saçlarımı düzeltirken.

"sen benim güzelimsin, ben seni güzel görüyorum, başkalarının görmesine gerek yok. Ayrıca zaten her halin muntazam, hayat ışığınızın kaynağı nedir Tuana hanım?"

"sizsiniz Burak bey." Dedim gülümseyerek çantamı alıp arabadan inerken.

Çantamı koluma takıp Buray'ın yanına ilerlerken arkamdan da Burak gelmişti.

KavuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin