9. Bölüm | Karar

116 8 0
                                    


"benim ilk sormam gereken soru bence mesleğini yapıp yapmayacağın." Dedi gözlerimin içine merakla bakarken.

"yapacağım." Dedim kararlılıkla. Beni bu konuda kısıtlayamazdı.

"tamam yap tabiki," dedi o da benim gibi arkasına yaslanıp bana bakarken. "ama ya yapmanı istemezsem?"

"bu senin hakkın ama o zaman da ben olmayacağım." Dedim kararlılıkla.

"ben çalışmana karışacak bir adam değilim, dilediğin zaman çalışırsın dilediğin zaman çalışmazsın ama benim senden bir tek ricam olacak bu konuda."

"seni dinliyorum." Dedim dikkatle onu dinlerken.

"dediğim gibi istediğin zaman çalışabilirsin ama çocuğum olduğu zaman en azından onun belirli yaşa gelene kadar çalışmanı istemiyorum. Çocuğum annesini evde görerek büyümesini istiyorum. Bunun hem psikolojisi açısından hem de bir başkasına emanet edemeyeceğim için istiyorum. Yoksa senin mesleğinle bir derdim yok." Dedi.

"anladığım kadarıyla mesleğimden pek haz etmiyorsun." Dedim. Onun bu konudaki ısrarı nedendi bilemiyordum. En azından çözmeye çalışıyordum.

"hayır, kendini geliştirmen, sürekli yerinde sayıklamak yerine ilerlemen gayet hoşuma gidiyor. En azından benim kadar çalışkan birisini görmek mutlu ediyor. Bu konuda mütevazı olamıyorum maalesef." Dedi.

"farkındayım ama hakkını da yiyemem." Dedim iç çekerken. "ama bu konuda bir antipatin olduğu kesin, bana açıkça ne düşündüğünü söyleyebilir misin?" diye bir ricada bulundum.

"tabi, söyliyeyim." Dedi ellerini birleştirip ilgiyle bana doğru hafifçe eğilirken. "seninle okula gittiğimizde arkadaşının fazla ilgili olması hoşuma gitmedi. Yanında ben vardım sonuçta, seninle ilgilenebilecek birinin varlığını bile yok sayabiliyor. Çalışmaya başlayacağın zaman da böyle tiplerin olması benim sinir seviyemi biraz zorlayacaktır."

"öncelikle Emre'den bahsettiğini anladım ama Emre sandığın gibi birisi değil. Seni daha önce görmediğinden beni senin ağlattığını düşünmüş dahi olabilir. O yüzden böyle düşünmemeni tercih ederim. Çalışma hayatımda da hala evli kalırsak yüzük kullanacağım ve herkes evli olacağımı bilecek. Ayrıca akademik olarak ilerlemeyi de şu anlık düşünmüyorum. Çalışma ortamımda da çocuklardan oluşacağı için kıskanacağın bir durum da olmayacak." Dedim hızlıca.

"seni kıskanmadım, sadece olması gerektiği gibi hissediyorum."

"yani karını kıskanmış oluyorsun." Dediğimde sessiz kaldı. Doğru noktaya parmak basmıştım. "konunun ben olmadığının, aklındaki eş kavramı olduğunun farkındayım Burak. Henüz bunun kavranabilmesi için de erken. Zamanla birbirimize alışacağız zaten." Dedim.

"her şey çok ani oldu ama haklısın. Aklımdaki eş kavramı onu koruyabileceğim ve diğerlerinden kıskandığım açıkça olan bir kavramdı. O yüzden sanırım daha fazla bu konuda yorum yapamam, yanlış olur."

"şu an tek istediğim her şeyi bırakıp kimsenin beni tanımadığı bir yere gitmek." Dedim iç çekerek.

"tavsiye etmem. 6 yıldır öyle yaşıyordum ama bir süre sonrasında yalnızlık felaket bir noktaya ulaşıyor. Özlediğin, özlem duyduğun insanlar, anılar, sokaklar oluyor." Dedi.

"6 yıl sonra neden döndün?" dedim merakla.

"aslında yanımda sevdiğim bir insan olsaydı asla dönmezdim. Aşırı rahat yaşıyordum ama dediğim gibi fazla özlem yaşadım. Kendimi evimde gibi hissedemedim."

"garip, her zaman gitmeyi ve bir daha geri dönmemeyi düşündüm ama hiç bu yönünden bakmadım." Dedim.

"muhtemelen dönersin. İnsan ait olduğu yeri bulmadan yaşayamıyor."

KavuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin